Eve tıkılıp kaldık, aman da şu beladan kurtulalım da varsın meskende kalalım.
Tedbir her şeyden değerli…
E, herkes tedbirleri alacak değil mi? Cumhurbaşkanımızda bu mevzuda pek hassas. Alkış…
Öyle olmalı tabi, bu işin latifesi yok.
Geçenlerde Cumhurbaşkanı kabine üyeleriyle görüntü konferans yoluyla görüştü.
Yanında kimler vardı diye merak ettim: Fahrettin Altun, İbrahim Kalın’ı çıkardım fotoğraftan. Başkalarını tanıyamadım…
Ama… Hani… Erdoğan’da aslında Mevlüt Çavuşoğlu’na “Bu kadar yakın olmamanız lazım birbirinize. Kaç metre var aranızda. En az 1.5 metre olmalı” demişti ya…
Baktım, Erdoğan ile arayı korumuşlar da kendileri pek bir tıkış tıkış olmuş… Olmaz ancak…
Sonrasında… Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) gündemiyle toplanan G20 Başkanlar İnanılmaz Tepesi’ne görüntü konferans metoduyla katıldı. Baktım, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ve G20 Türkiye Şerpası Hayrettin Demircan da oradaydı…
Ayol, yeniden Erdoğan’dan uzaklaşmışsınız da yine tıkış tıkışsınız!
Aaaa… Erdoğan bunları görmüyor mu? O kadar da uyardı…
Neyse… Benim dikkatimi diğer şey çekti basına verilen fotoğraflarda: Piyano!
Evet külliyede bir piyano var demek. Ne hoş… Hem kuyruklu piyano. Markasını çıkaramadım… Değerlidir kuyruklu piyano; biz toruna bu sebeple duvar piyanosu alabildik.
Ben nerde olursa olsun konut ya da saray enstrüman görünce seviniyorum. Ankara’da her bürokrat aile çocuğuna zorla öğretilirdi!
Yine de Külliye’de piyano niçin var sorusu beni Osmanlı’ya götürdü…
OSMANLI DÖNEMİ
Piyano Osmanlı’da da çok modaydı. Bilmezsiniz, Padişahlarımdan piyano çalanlar vardı.
Ak Partililerin çok sevp örnek aldığı 2. Abdülhamit çocukluğunda Paul Dussap’tan musıkî, Guatelli’den piyano dersleri almıştı… Kederi ki, “Musıkîyi hem severim, hem de anlarım. Hoş nota bilirim. Hayli yeterli piyano ve biraz keman çalarım.”
Elektrikli piyano bile aldı saraya… Yeniliklere pek meraklıydı.
Mesela… Sultan Abdülaziz de piyano çalardı. İtalyan asıllı Callisto Guatelli Paşa’dan da müzik dersleri alırdı. Hatta… Abdülaziz, Klasik Batı Müziği bestesi yapan birinci padişahtır. 1867’de Kraliçe Victoria’nın davetlisi olarak Londra’yı ziyaret ettiği vakit Kraliçe’nin askeri bandoları Padişah’ı kendi bestesi olan “La Gondole Barcarolle”u çalarak karşıladılar o derece…
Sultan Vahdettin de o denli… Nota koleksiyoncusuydu. Çok da âlâ bir piyanistti. Yetmişten fazla yapıtı vardır, II. Balkan Savaşı sonunda Edirne’nin alınması hasebiyle bestelediği ve güftesi şair Nigâr Hanıma ilişkin olan marşı pek ünlüdür.
PİYANOYU KİM ÇALIYOR
E, Külliye de piyano yakışır değil mi?
Benim merak ettiğim kimin çaldığı?
Erdoğan’ın tatlı kızı Sümeyye bir orta keman öğrenmeye başladı, piyona da öğrendi mi bilmem? Ya da torunlardan biri mi?
Ne olursa olsun fotoğrafta piyano görmek hoşuma gitti.
Fotoğrafta piyano görünce aklıma “Casablanca” sineması geldi.
Ne sinemaydı ama! Humphrey Bogart ve Ingrid Bergman efsanesi. Gençler bilmez, seyredin, eski sinemalar bir oburdu. Hazır, hepimiz evdeyken tam vakti.
Hey gidi gençlik hey…
Bak nereden geldi aklıma: Meşhurdu repliği, “Çal Sam…”; “Bir daha çal, Sam… “ denirdi.
Ah, ah…
“As time Goes By”ı idi müzik hiç unutmam…
Hürrem Elmasçı