Eğitim İş üyesi Din Kültürü Öğretmeni Sultan Neval Şimşek, öğretmenlik misyonundan alınarak memur olarak atanmıştı.
Şimşek’in vazifesine geri dönmesi için açılan davada karar çıktı. Mahkeme, Şimşek’in vazifeden alınmasında hukuka uyarlılığın bulunmadığına hükmederek, vazifeye geri iade edilmesine karar verdi.
“SABİT FİKRE, GERİCİLİĞE, HUKUK ‘HAYIR’ DEMİŞ DÜŞÜNMEYE, SORGULAMAYA, EĞİTİME YOL VERMİŞTİR”
Kararın akabinde Eğitim İş yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada şu tabirler yer aldı:
“Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni Eğitim-İş İzmir 2 No’lu Şube üyesi Sultan Neval Şimşek haksız soruşturmalara maruz kalmış ve soruşturma sonucunda disiplin cezalarının yanı sıra öğretmenlik vazifesinden alınarak memur olarak ataması yapılmıştı.
Disiplin cezaları ve öğretmenlik misyonundan alınmasına ait süreçlere açtığımız davalardan öğretmenlik mesleğine son verilmesi sürecinin iptali davasında karar çıktı.
Kararda idari sürecin iptaline karar verilmiş olup münasebette;
Disiplin soruşturma raporunda tespit edilen konuların öğretmenlik mesleğini icra etmeye mani nitelikte olmadığı, gerçekten sürece destek yapılan soruşturma raporunda da davacının öğretmenlik mesleğinde yetersiz olduğunun açıkça ortaya konulamadığı, öğretmenlik yapmasına mahzur durumu olduğunu gösteren rastgele bir sıhhat raporunun da bulunmadığı anlaşılmış olup, kaideleri oluşmadığı halde davacının memuriyet sınıfının değiştirilmesine ait dava konusu süreçte hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı belirtilmiştir.
Bir Din Kültürü Öğretmeninin, derslerde çocuklara aklını kullanmasını, sorgulaması gerektiğini söylemesi öğretmenlik yapmasına mahzur değildir. Hizmet sınıfının değiştirilme münasebetinde; “derste alakasız bir halde dinden uzak hususlardan bahsederek öğrencilerin başını bulandırdığı, kendi doğruları ve yorumu ile hiçbir dinde kabul görmeyen sözler sarf edip ders işleyerek sınıf içinde kümeleşmeye ve tartışmalara sebep olduğu” ifadelerine yer verilmiştir.
Eğer bunun önü açılırsa, fikre değer veren, düşünmeye, sorgulamaya sevk eden eğitimi benimseyen her öğretmen hizmet sınıfının değiştirilmesi riski altında, geri hizmete çekilme, öğretmenlikten kopartılma baskısı altında eğitim vermeye çalışacaktır.
Sabit fikre, gericiliğe, hukuk “hayır” demiş; düşünmeye, sorgulamaya, eğitime yol vermiştir.
Bu karar bu sebeple kıymetlidir. Birçok soruşturma ve baskıya maruz kalan ve hiç birinde geri adım atmayarak uğraşını sürdüren birebir vakitte “Din Dersi Dinimi Yedi” isimli kitabın da muharriri olan üyemizin haklı davasını takip eden bölge avukatımız Atalay Aksay’ı ve tüm emeği geçenleri tebrik ediyoruz.”