Ankara Barosu “Kadıcılık parodilerine boyun eğmeyiz” başlıklı yazılı açıklama yaptı.
Barodan yapılan açıklamada, ayağa kalkmadığı için avukatı dışarı çıkaran hakime reaksiyon gösterildi.
“HSK VE ANKARA CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI NEZDİNDE YASAL TEŞEBBÜSLERİN YAPILMASINA KARAR VERİLDİ”
Ankara Barosu’ndan yapılan açıklamada şu sözler kullanıldı:
“Ankara 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Hakimi tarafından 17.12.2019 tarihinde görülen duruşmada, meslektaşımızın duruşma sırasında ayağa kalkmaması sebebi ile baroya bildirimde bulunulmasına ve kendisinin salondan çıkartılmasına karar verilmiştir. İlgili hakim hakkında Baromuz tarafından HSK ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yasal teşebbüslerin yapılmasına karar verilmiş olmakla birlikte aşağıdaki konuları da belirtmek isteriz.
Yargılama evresinde yalnızca yemin ve kararın tefhiminde ayağa kalkmanın zarurî olduğu, bunun dışındaki hallerde bu konunun bireylerin kendi tercihine bırakıldığı, Sayın Mahkeme Hakimi’nin yargılama yaparken şahsen tabi olduğu Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 233, 258 ve 294. unsurları mucibince sabittir.
“OYNANMAYA ÇALIŞILAN BAŞARISIZ BİR KADICILIK PARODİSİDİR”
Bu açık karara karşın bir hakimin duruşma sırasında avukatı ayağa kaldırmaya zorlaması ve bu haksız tahakküme haklı direniş gösteren meslektaşımızı duruşma salonundan çıkartması en uygun ihtimalle hukukun yazılı yordamlarını kendi şahsî tatmin ve tahakküm aracı olarak tekrar şekillendirme eforu ve çağdaş bir hukuk sisteminde oynanmaya çalışılan başarısız bir kadıcılık parodisidir. Berbat ihtimal ise bir hakimin uygulamak zorunda olduğu yordam kurallarından haberdar olmamasıdır, zira bu ihtimalle gayret çok daha güçtür.
Duruşma salonları; hakim ve savcıların kutsal makamlarından aldıkları güce dayanarak monopollerine aldıkları şov yerleri değil Türk Milleti ismine adaletin dağıtıldığı mahkemelerdir. Sayın Hakimin ferdî egosunu tatmin uğraşını ve tek kişilik güç gösterisini kamusal alandan çıkarıp özel alanında icra etmesini önerir; savunma makamı olarak bu baskılara yüzyıllardır boyun eğmediğimizi, bundan sonra da eğmeyeceğimizi hatırlatmak isteriz.”