Piyanist, müzikolog muharrir Rabia Leylâ Pamir sonsuzluğa uğurlanıyor. Pamir’in cenazesi 24 Ekim Salı günü Zincirlikuyu Cami’inde kılınacak öğlen namazının akabinde Zincirlikuyu’ndaki aile kabristanında toprağa verilecek.
Pamir yazdığı “Müzik ve Edebiyat”, “Müzikte Geniş Soluklar”, “Ayşe’nin Müzik Kitabı” yapıtları ve gazetemizde de yayımlanan makaleleriyle nitelikli müzik eğitiminin yaygınlaşmasına çok emek verdi.
Onat Kutlar, 1993 yılında gazetemizde çıkan “Bir Müzik Tutkunu” yazısında “Ayşe’nin Müzik Kitabı”ndan hareketle düşündükleri bir TV programı projesi hasebiyle yakından tanıdığı Leylâ Pamir’in hayatını ve değerini şu sözlerle tabir ediyor;
“Ve bir Türk müzikologun üniversal çapta bir bestekar hakkında orjinal görüşler ileri sürmesi, çok rastlanan bir olay değildir… Pamir, Skryabin konusunda özgün görüşler ileri sürüyor. Ömrü incelendiğinde, Leylâ Pamir’in bu özelliklerini anlamak epey kolaylaşıyor. Kendi ülkemizde gereğince tanımadığımız, kendisine bir öğretim üyeliğini bile çok gördüğümüz Pamir, müzik formasyonunu. Viyana ve Heidelberg üzere büyük kültürel merkezlere borçludur. Atatürk periyodunun tanınmış bilim adamı Jeoloji profesörü Hamit Nafiz Pamir’in kızı olan, İstanbul’da doğan Pamir, ortaöğrenimini Alman Lisesi ve Amavutköy Amerikan Kız Koleji’nde tamamladıktan sonra, Münih’te müzikoloji eğitimi görürken tanıştığı Haldun Taner’le evlenip yurda döndü. Birkaç yıl sonra ayrılarak eğitimini Heidelberg Üniversitesi’nde tamamlamak üzere Almanya’ya gitti. Heidelberg Konservatuvan’nda üç yıl hocalık yaptıktan sonra yine ülkesine döndü. O yıldan beri de piyanist ve müellif olarak hayatını sürdürüyor. “Ben bir ’autodidakt’ım”, “Ve her vakit öğrenci kaldım.” diyor büyük bir alçakgönüllülükle.”