Çoluk çombalak… Torun tombalak…
Toplanıp kar tatiline geldik. Hangi tanıdık Türk’e rastlasak, “duydun mu ayol” diye başlayan lakırdıyla karşılaştık. Neymiş efendim…
Konu, bizim tank üzere güçlü, iş dünyasına sancağını dikmiş bir işadamımız ile ilgiliydi.
Bu eski solcu iş adamımız ikinci eşini de “eskitmiş” ve genç Şeyda Hanım ile flörte başlamış! Yetmemiş olacak ki, halkla münasebetler uzmanı Şeyda Hanım ve takımına ofis açmış…
Ne var bunda demeyin. Dinleyin.
Sanki iş dünyasını düzgün bilirmişim üzere “Şeyda’nın daha evvel yanında çalıştığı adamı tanırsınız” demezler mi? Şeyda Hanım yurt dışından bulduğu sermayeyi Türkiye’ye getirip iş takibi yapmayı bu adamdan öğrenmiş.
Şeyda Hanım eski işvereninin yanında çalışanları toplayıp, ofis açıp başlamış iş takibi yapmaya…
Bu işin başlaması şöyle olmuş:
İşadamının ikinci eşi (ki eski solculuk günlerinde birinci evliliğini yapan bu iş adamımız eski eşinden de epey güç ayrılmış) soluğu kimin yanında almış dersiniz? Çapkın işadamının hemşerisi First Lady'nin yanında…
Kulaklar bükülmüş, gerekli ikazlar yapılmış. Ancak aşk ferman dinlemiyor; ekranlara çıkıp ağzı bozuk konuşan bu işadamı Şeyda Hanım’dan ayrılmamış…
Adını unuttuğumuz Levent mi neydi, bu yasak aşkı öğrenince Şeyda Hanımı kapının önüne koymuş. Kimine nazaran bunu First Lady istemiş.
Fakat bizim eski solcu sakallı işadamı Şeyda Hanıma işte bunun üzerine ofis açmış.
Yani efendim herkes şunu merak ediyor:
Bir yanda hemşeri dayanışmasıyla bu işadamına verilen milyon dolarlık ihaleler, öteki yanda yüksek yerden gelen buyruğu dinlemeyen bu işadamının sonu ne olacak?
Bu ortada Katarlılar bu işe ne diyor kimse bilmiyormuş. “Katarlılar ne alaka” demeyin, bu işadamının ortağı mıymış neymiş? Kimine nazaran de Katar konusu da örtüymüş asıl ortak başkaymış! Off bu işlere bizim aklımız ermez…
Ama… Bakalım bu yazı işini seversem ortada size bu türlü söylentiler gönderirim!
Gökten üç ihale düşmüş biri daima bu işadamımızın başına düşermiş… Ya artık?