Sözcü gazetesi müellifi Deniz Zeyrek “Korona mazeret ihalesiz işler şahane” başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Meclis’te düzenlenen 23 Nisan Özel Oturumu’na katılmamasını ele aldı.
“Cumhurbaşkanı özel oturuma katılmalıydı” diyen Zeyrek, yazısını şöyle sürdürdü:
“’Bundan tam bir asır evvel Ankara'da açılan Büyük Millet Meclisimiz, vatanımızın işgal edildiği bir periyotta milletimizin ve devletimizin hürriyet uğraşının merkezi olmuştur.’
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bu cümleyi 23 Nisan gecesi kurdu. Cümle TBMM'nin hayatımızdaki yerini pek âlâ özetliyordu.
Öncelikle ‘bir asır’ olduğuna dikkat çekiyordu Erdoğan. Bir yıl, beş yıl, 50 yıl, 75 yıl değil. Tam bir asır. Hasebiyle evvelki yıl dönümlerinden daha manalı.
İkinci değerli tespit ‘vatanımızın işgal edildiği bir dönemde’ ifadesindeydi. Çünkü TBMM açıldığında, ülke işgal altındaydı. Kuvayı Ulusala düşmana karşı isyan bayrağını çekmişti ancak yalnızca düşman değildi uğraştığı. TBMM'nin açıldığı günlerden çok değil bir iki ay evvel İstanbul ile Ankara ortasında, Bolu'da Hendek'te, Nallıhan'da, Beypazarı'nda Kuvayı Ulusala güçlerine karşı Saray takviyeli bir hücum başlamıştı.
Son olarak ‘(Büyük Millet Meclisi) Milletimizin ve devletimizin hürriyet çabasının merkezi olmuştur’ diyordu Erdoğan.
Millet olmak, egemenliği devralmak kula kulluk etmeyi bırakmaktı. Millet olmadan devlet olmazdı esasen. Meclis de yaklaşık üç yıl sonra milletin temsilcisi sıfatıyla Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmuştu.”
“ERDOĞAN GELMEK İSTESEYDİ O LOCAYI O DENLİ BİR DEZENFEKTE EDERLERDİ Kİ YILLARCA MİKROP YAKLAŞAMAZDI”
Zeyrek yazısını şöyle sürdürdü:
“Bu üç kıymetli tespiti bir cümle içinde kullanmasından Erdoğan'ın 23 Nisan 2020 gününün Türkiye Cumhuriyeti için ne kadar kıymetli olduğunu bildiği sonucunu çıkarıyorum. Pekala bu değeri bildiği halde Erdoğan neden 100. yıldönümünde TBMM'ye ayak basmamayı seçmişti.
‘Salgın önlemi’, ‘sosyal mesafe’ üzere münasebetler gösterildi. Bu münasebetler ikna edici değil. Zira Erdoğan'ın salgından evvel de toplumsal ara sorunu yoktu. Bir müdafaa ordusuyla geziyor, istendiğinde yanına sinek bile yaklaştırılmıyordu.
Korona daha ortada yokken dahi TBMM gurur salonunda şeritlerle labirent üzere yollar yapıp toplumsal ara yaratıyorlardı.
Üstelik, TBMM'de Cumhurbaşkanı için ayrılmış bir loca da vardı. Erdoğan gelmek isteseydi o locayı o denli bir dezenfekte ederlerdi ki yıllarca mikrop yaklaşamazdı.”
Deniz Zeyrek yazısını şöyle noktaladı:
“’Erdoğan gelirse milletvekilleri gelir, kalabalık olurdu’ deniyor. Yanlışsız, AK Parti milletvekilleri Erdoğan geldiğinde gelerek kendisine görünmeye çalışıyor, ‘ben de buradayım’ iletisi veriyor. Erdoğan, AK Parti Genel Lideri olarak ‘Her vilayetten bir AK Partili gelsin’ dese, hatta o milletvekillerinin listesini yapsa, bu çerçeveyi kim aşabilir ki?
Benim gözümden kaçmıştı AK Parti oylarıyla seçilmiş, TBMM Başkanlığı yapmış bir siyasetçi dün dikkatimi çekti: ‘Eğer münasebet hakikaten toplumsal aralık olsaydı akşam istiklal marşı söyleyen çocuklarla da toplumsal ara korunurdu. Hocalardan dinleye dinleye biz de öğrendik artık. Çocuklarda hastalık çok olmuyor lakin pekala taşıyıcı olabiliyorlar.’
Bütün bu değerlendirmelerden yola çıkarak, ‘Erdoğan özel oturumda TBMM'de olmalıydı’ diyorum. TBMM'ye gelmeyerek, yazının başında aktardığım cümlesini öylesine kurduğunu, altını doldurmadığını düşündürdü. Tahminen de yazdıklarımın hepsi geçersizdir. Tahminen de -bir ihtimal- yalnızca birebir gün tıpkı milletin oylarıyla seçildiği için ulusal iradenin daha çok kendisinde tecelli ettiğine inanıyordur.
Kim bilir?”
PEKİ, GERÇEK SEBEP NE
Erdoğan’ın Meclis’teki merasime katılmaması Ankara kulislerinde de sık konuşulan hususlardan birisi.
Kulislerde konuşulanlara nazaran; Erdoğan’ın merasime katılmama münasebetlerinden birisi, koronavirüs önlemleri kapsamında mescitlerin kapatılmasıydı. Erdoğan, mescitlerin toplu halde ibadet yapıldığında sıhhat açısından bir risk oluşturabilir nedeniyle kapatılmasının akabinde Meclis’te kalabalık bir oturuma katılmak istemedi.
Camilerin kapatılması bilhassa AKP tabanını oluşturan muhafazakar mahallede birtakım rahatsızlıklara neden olmuştu. 23 Nisan’da yapılan Anıtkabir başta olmak üzere merasimlere birtakım isimler reaksiyon göstermişti.
Ankara kulisleri Erdoğan’ın merasime katılmayışının altında bu türlü bir neden yattığını konuşuyor.