İYİ Parti Hukuk İşleri Lideri emekli Vali Nuri Okutan, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Hükümet yetkililerinin silahlanmaya yönelik özendirici telaffuzlardan kaçınmasını, şiddete karşı kamu spotlarına ve eğitimlere tartı verilmesi gerektiğini tabir eden Okutan, “AK Parti iktidarı, caydırıcı, zorlaştırıcı tedbirler almak yerine, silah alımını kolaylaştırıp, mermi hakkını 5 katına çıkaran düzenlemeler yaparak bu sorunu daha da derinleştiriyor. Bu durum önemli bir tehdit oluşturuyor” dedi.
“TSK’YA İLİŞKİN KİMİ SİLAHLARIN KAYBOLDUĞUNU MSB LİSANA GETİRMİŞTİ”
Sözcü Gazetesi’ne konuşan Nuri Okutan şunları söyledi:
“Silahın legalleştirilmesi, şiddetin yasallaştırılmasıdır. Bir kişi kendi adaletini kendisi sağlayacaksa bu işten en çok devletin kendisi ziyan görür. Silahlanma ile ilgili düzenlemeler tekrar gözden geçirilerek halkımızın kendisini inançta hissedeceği bir ortam yaratılmalı.
İçişleri Bakanlığı’nın 2017 faaliyet raporunda 106 bin 740 silahın kayıp olduğu belirtiliyor. 15 Temmuz darbe teşebbüsünün yaşandığı gece de TSK’ya ilişkin birtakım silahların kaybolduğunu ve bu silahların ülke genelinde arandığını Ulusal Savunma Bakanlığı (MSB) lisana getirmişti.
“İNSANLAR, ELLERİNDE VEFAT LİSTELERİNİN HAZIR OLDUĞUNU BELİRTEN ŞAHISLAR TARAFINDAN TEHDİT EDİLİYOR”
Son periyotta artan bir formda ‘Artık ellerinde gereğince mühimmat olduğunu’, ‘ölüm listelerinin hazır olduğunu’ belirten kimi hükümet yanlısı bireylerce beşerler alenen tehdit edilmeye başlandı. Bu TV yayınlarında bile söylenir hale geldi.
Tüm bu telaffuzlara baktığımda ister istemez aklıma bu silahlar, mermiler nereden geldi sorusu geliyor. Savcı ve emniyet mensupları asıl bu söylenen silahların peşine düşmeli.
İktidara yakın lakin uzmanlık alanları dahi aşikâr olmayan takımlı yorumcular, güya tek bir yerden komut almışçasına ve birbirileriyle yarışırcasına tehdit ve hakaret yarışına giriyorlar. Toplumu kin ve düşmanlığa tahrik etmekten çekinmiyorlar. O şahıslar bu hamaseti nereden alıyor?
“BUNLAR NEFRET LİSANINDAN ÖTÜRÜ ÖDÜL BİLE ALABİLİYOR”
Bunlar, bırakın ceza almayı nefret lisanından ötürü ödül bile alabiliyorlar. Küçük hesaplar güderek yaptıkları bu işler, toplumsal ayrışmayı daha da derinleştirerek büyük tahribatlara sebep oluyor. Türk toplumu olarak kapsayıcı ve bütünleştirici bir nezaket lisanına gereksinimimiz var.
Bu yüzden Genel Liderim Akşener’in ‘Memleket Masası’ önerisi çok kıymetliydi. Televizyonda komşularını fişlediğini, 50 kişiyi öldürebilecek mühimmata sahip olduğunu söylüyor ve elini kolunu sallayarak geziyor.
Biz hala Türkiye’nin Anayasa’da yazdığı formuyla hukuk devleti olduğuna inanmak istiyoruz. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve aşağılama cürmü işleniyor.”