Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Berlin uçağında gazetecilerle çekilen fotoğrafta Hürriyet gazetesi Genel Yayın Direktörü Ahmet Hakan’ın geride kalması farklı bir imaja neden olmuştu.
Sosyal medyada Ahmet Hakan'ın kelam konusu fotoğrafı konuşulmaya devam ederken, Hakan, bugünkü köşesinde mevzuyla ilgili olarak, “Fotoğrafta nasıl kayboldum” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Ahmet Hakan, “Fotoğrafta nasıl kaybolduğumu, şu satırları yazdığım saate kadar yemin ederim ben de tam olarak çözemedim” derken, “Koydum önüme iki kare fotoğrafı, gün uzunluğu bakıp durdum. 'Komplo' diyecek oldum, baktım olmuyor. 'Algı operasyonu' diyecek oldum, baktım kurtarmıyor. 'Mihrak' suçlaması yapacak oldum, baktım örtüşmüyor. Mahcubiyete sığınacak oldum, baktım ayıp oluyor” diye belirtti.
Ahmet Hakan'ın yazısı şu biçimde:
“Cumhurbaşkanı’nın Berlin uçağında çekilen iki kare fotoğrafın yol açtığı tartışmalara dair…
İKİ kare fotoğraf servis edildi Berlin uçağından… Birinde ben neredeyse yokum, başkasında ise neredeyse kaybolmuş durumdayım.
*
Dün bütün gün…
Eşim dostum, özellikle ikinci fotoğraf karesi üzerinden tüm mizahi kılıçlarını kuşanarak…
Yüklendiler de yüklendiler bana.
*
Annem aradı.
“Biraz girişken olsana oğlum… Erken gidip yer kapsana… Bizim çocuklara bir türlü öğretemedim ki ben bu işleri” diye yakındı durdu telefonda.
*
İslami literatürde “gaybubet-i kübra/gaybubet-i sugra”, yani “büyük kayboluş/küçük kayboluş” tabirleri vardır.
İmam-hatipli bir arkadaşım, bu tabirlere gönderme yaparak…
“Seninki büyük kayboluş olmuş baba!” diye takıldı bana.
İtiraf edeyim ki… Buna ben de bayağı güldüm.
*
Bir diğeri ise “Atamadın üzerinden şu imam-hatipli mahcubiyetini” diyerek laf dokundurdu.
*
İtiraf edeyim ki… Bundan da mutlu oldum.
*
Bir itirafım daha var:
Fotoğrafta nasıl kaybolduğumu, şu satırları yazdığım saate kadar yemin ederim ben de tam olarak çözemedim.
Koydum önüme iki kare fotoğrafı, gün uzunluğu bakıp durdum.
“Komplo” diyecek oldum, baktım olmuyor. “Algı operasyonu” diyecek oldum, baktım kurtarmıyor. “Mihrak” suçlaması yapacak oldum, baktım örtüşmüyor. Mahcubiyete sığınacak oldum, baktım ayıp oluyor.
*
Çaresiz ben de kendimce kimi soru işaretlerinin üzerine gitmeye çalıştım:
– Acaba tam fotoğraf çekilirken… TRT Genel Müdür Yardımcısı Serdar Karagöz, beni kapatmak için başını bir milim sağa mı çevirdi?
*
– Acaba fotoğrafı çeken arkadaş… Kendine nazaran bir açı belirleyip “Dur şu Ahmet Hakan’ı kaybedeyim” diye bir latife mı yaptı?
*
– Acaba fotoğraf karesine… “Diğerleri” sineması üslubu bir gizem katmak için ben mi bir numara çektim?
*
– Acaba “Çok da öne atılmayacaksın bu üzere durumlarda” diye tuhaf bir bildiri mı vermeye kalkıştım?
*
– Acaba Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yahu sen hâlâ bekâr mısın?” demesin diye inceden uzaklaşmaya çalışırken temelli kayıp mı oldum?
*
Bilemiyorum Altan.
Vallahi bilemiyorum, billahi bilemiyorum.”