Dünya koronavirüs salgınıyla çaba ediyor. Türkiye’de her gün salgına karşı yeni tedbirler açıklanıyor.
Yurt gazetesi yazarı Abdullah Ağırkan ise, bugünkü köşesinde, bahisle ilgili olarak, “Soner Yalçın komplocu mu” başlıklı dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Gazeteci-yazar Soner Yalçın'ın, Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan son kitabı Kara Kutu'dan bahseden Ağırkan, “Emperyalist merkezlerin şahsen kurduğu ve çok önemli paraların kazanıldığı bölümlerin içinde ilaç kesiminin olmaması mümkün mü? Bu ilaç firmaları hangi global güçlerin sömürü aracı? Kimler danışmanlık yapıyor… Bilhassa ülkemizde!” sorularını sordu.
“Peki, Soner Yalçın Komplocu mu hakikaten?” diyen Ağırkan, “Elbette bunu önümüzdeki süreç gösterecek ve bu süreç elbet 'mevcut süreçten' bağımsız olmayacak. Çünkü şu anda enteresan telaffuzlar var coronavirüse dair. Bu telaffuzlar bir komplo tezinden çok, pratik dataların toplanıp tahlil edilmesiyle mana kazanacak lakin bunun için biraz daha vakit gerekli…” diye belirtti.
Öte yandan, Soner Yalçın, Kara Kutu kitabıyla modern tıbbın ve ABD’nin birinci milyarderi Rockefeller ailesinin planlarını deşifre ediyordu. Soner Yalçın, Rockefeller'ın “modern tıp” adı altında insanlara neler yaptığını hem Türkiye'den hem de dünyadan çarpıcı örnekler vererek yazmıştı. Soner Yalçın, kitabında, neoliberal sıhhat sistem eleştirisi ile bir arada dünya ve Türkiye’deki sıhhat sistemlerini de ele alarak, aşı pazarına da değinmişti. Yalçın, sıhhat idaresinin, Dünya Sıhhat Örgütü’nden çıkarak özel kesime kaydığını da vurgulamış ve bu durumun sonucunda da FDA onayıyla piyasaya yeni aşıların sunulduğunu tabir etmişti.
Abdullah Ağırkan'ın yazısı şu biçimde:
“Soner YALÇIN uzun vakittir Sözcü, Odatv ve çeşitli muhalif yayınlarda ilaç kesiminin tekelleştiğini söylüyor. Kara Kutu, “Yüzlesme Vakti” isimli kitabında, belirli güçlerin bu bölümü büsbütün denetim ettiğini ve hatta gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkelere dayatmacı sıhhat siyasetleriyle, tabipleri yalnızca reçete yazıcısına dönüştürdüğünü söylüyor.
Peki, bu bir komplo mu?
Eğer komploysa kime hizmet eder?
Neden bu türlü bir komplo?
Sistemin iç dinamikleri ve klasik eğitimin bizlere bıraktığı algı, düzenle uyumlu olmak, hengame etmeden geçinmek ve daha da değerlisi tertibe çomak sokmamaktır.
Peki, Soner Yalçın tertibe çomak mı sokuyor?
Emperyalist merkezlerin şahsen kurduğu ve çok önemli paraların kazanıldığı bölümlerin içinde ilaç dalının olmaması mümkün mü? Bu ilaç firmaları hangi global güçlerin sömürü aracı? Kimler danışmanlık yapıyor… Bilhassa ülkemizde!
Emperyalist merkezlerin dünya halkları üstünde uyguladıkları biyolojik testler, aslında batının çağdaş ilaç endüstrisi için, birinci adımı ve test laboratuvarıolmadı mı çok uzun vakit? O denli ki corona virüs testlerinin dahi, Afrika da yapılacağı
Söylemi ne söz ediyor sizce?
Peki, Soner Yalçın Komplocu mu hakikaten?
Elbette bunu önümüzdeki süreç gösterecek ve bu süreç elbet “mevcut süreçten” bağımsız olmayacak. Çünkü şu anda enteresan telaffuzlar var coronavirüse dair. Bu telaffuzlar bir komplo tezinden fazla, pratik bilgilerin toplanıp tahlil edilmesiyle mana kazanacak fakat bunun için biraz daha vakit gerekli…
Mesele, siyasal düzlemden bakmakta gizli bir noktada…
Bu düzlemde tüm dalların aslında planlı olarak ilerletildiği ve bu planda tüm dalların olduğu biliniyor.
Buna karşı gözüken denklemler-kişiler dahi, bu süreçlerin modülü, hisse alıcısı olabilir mi?
Türkiye global sistemin bir parçası…
Küresel sistemin efendileri, yardakçıları, ayak oyuncuları, katilleri, fahişeleri, ayyaşları var. Politik manevracıları ve bu hareketlerle toplumu uyuşturan gazetecisi, müellifi ve hatta solda görünen hisse alıcılar neden olmasın?
Meselenin özü, politik gerçeklik ve bu gerçekliğin siyasal düzlemde taraf ve karşıları ortasındaki uzlaşılmaz çelişkide gizli hengamenin, arbedenin özeti ve nedeni…
Ancak uzak bir ada değil görünen yer.”