Kurucuları ortasında AKP’li eski Başbakan ve Gelecek Partisi Genel Lideri Ahmet Datvuoğlu’nun da olduğu Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atanmıştı.
Davutoğlu’na yakın Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyum atanmasına hükümete yakın Yeni Şafak gazetesi müelliflerinden reaksiyonlar geldi. Daha evvel Yeni Şafak gazetesi müellifi Ergün Yıldırım, kayyum atamasına reaksiyon göstererek toplumsal medyada “Bilim ve Sanat Vakfına kayyım atanması çok yanlış bir tavır. Adalette ve vicdanda yeri olmayan teşebbüs. Muhafazakar tabanda da ak parti siyasetinin ve iktidarının aleyhine olacak. İslami camiayı kendi içinde daha da bulandıracak” bildirisini yayımlarken, bir reaksiyon de Yeni Şafak’ın öbür müellifi İsmail Kılıçarslan’dan geldi.
Kılıçarslan bugünkü “Bazı utanç verici şeyler” başlıklı yazısında, Bilim ve Sanat Vakfı’na atanan kayyumla ilgili “canımız yandı” sözünü kullanırken, kayyuma reaksiyon göstermeyen muhafazakar camiayı da eleştirdi.
“‘Aslında ne oldu?’ bilmişliği ile Bilim ve Sanat Vakfı’na kayyım atanmasını savunan birtakım medyacı arkadaşlara falan çok takılmadım ben. Tahminen kimileri hakikaten bu kayyım sıkıntısının hem yasal hem de hukuka uygun olduğunu düşünüyorlardır. Tahminen kimileri bu kayyım sorununun doğruluğuna gerçekten inanıyorlardır. Kimileri bir çeşit ‘destek mecburiyeti’ hissediyordur. Hatta tahminen de kimileri Ahmet Davutoğlu’na olan kırgınlıkları-kızgınlıkları nedeniyle (ki benim kadar kırgın olmaları epey zor) ‘ne var ki canım bunda?’ noktasına gelmişlerdir. Açık söyleyeyim. Bu türlü yapan isimlerin çabucak hepsini bir çeşit ‘anlayışla’ karşılıyorum. Elbette anlamıyorum yaptıklarını lakin anlayışla karşılıyorum” ifadelerini kullanan İsmail Kılıçarslan, “Benim hem anlamadığım hem de anlayış göstermediğim isimler medyadan değil ‘camia’dan. Yetişmelerinde, mesleklerinde, hatta elde ettikleri durumlarda direkt Bilim ve Sanat Vakfı’nın dahli olan birtakım isimler ‘lal-ü ebkem’ kesildiler bu kayyım kararı karşısında. Lehte ya da aleyhte rastgele bir görüş beyan etme yüreğini bulamadılar kendilerinde” şeklinde yazdı.
Kılıçarslan mevzuyla ilgili yazısının son kısmında ise, “Bir yandan da halime şükrettim doğrusu bu isimleri görünce. Tamam, mevkiim, makamım, mansıbım yok fakat şükür ki hâlâ ‘söz söyleme cesaretim’ var. Bir de dua ettim: ‘Allah kimseyi, durumundan korkarak susmak durumunda bırakmasın.’”
Not: Lal-ü ebkem:Sükuta mecbur olmuş. Susmuş