CHP Genel Lider Yardımcısı Tuncay Özkan’a yönelik silahlı atağın detayları Odatv Editörü Caner Taşpınar’ın kaleme aldığı “Damat-Fethullahçıların AKP’li Kayınpederleri” isimli kitapta yer aldı.
Kırmızı Kedi Yayınevi’nden çıkan kitapta, Tuncay Özkan’ın Kanaltürk Televizyonu’nun başında olduğu devirde, silahlı akına uğradığı, fakat mevzunun üzerinin o dönemki yetkililer tarafından kapatıldığı gündeme getirildi.
Kitapta, AKP kurucusu ve eski Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan’ın Tuncay Özkan’ı gaye alması şöyle anlatıldı:
“30 Mart 2007 günü ve evvelki hafta, Tuncay Özkan ve KanalTürk binası için çok hareketliydi.
O sıralarda KanalTürk televizyonu, AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan ve oğlu Ali İhsan Arslan’ın yolsuzluk yaptığı tezlerine ait haberler yapıyordu. Arslan ailesinin “kirli” işlerini anlattığı söylenen bu evrak haberler, şimdi yayına koyulmadan Tuncay Özkan’ın canını sıkmaya başlamıştı. Telefon üstüne telefon geliyor ancak Tuncay Özkan kararlılığını sürdürüyordu. Tehdit edildi. Yalnızca Tuncay Özkan’ın kendisi değil, tıpkı vakitte kanala sponsorluk yapan şirketler de tehdit edildi. Kanalı batırmak istiyorlardı. O günler hem KanalTürk hem de Tuncay Özkan için çok güç günlerdi.”
SUİKAST PLANI TELEFON DİNLEMESİYLE DEŞİFRE OLDU
Matkap dava belgesine ulaşan Gazeteci Caner Taşpınar, kitabında iddianameye girmiş olan tüm telefon konuşmalarını birinci sefer yayımladı.
Kitapta, suikastın detaylarının konuşulduğu resmi dokümanlarda yer alan telefon iletileri ve tapeler şöyle yer aldı:
“Orhan Aykut, 21 Mart 2007 günü saat 19:49’da ‘Salih’ ismindeki bir şahısla telefon konuşması yaptı. Polisin dinlemesine takılan bu telefon konuşmasında ‘Salih’ isimli şahıs şöyle dedi: ‘Hasan Abi bunlarla çalışın bunları halledin demedi mi? Hacı için Hacı İhsan.’ Orhan Aykut şu karşılığı verdi: ‘Gidin gidin o Tuncay Özkan’la bi görüşün.’
Orhan Aykut, Tuncay Özkan’la görüşülmesi talimatını verdikten bir gün sonra periyodun AKP Diyarbakır Milletvekili olan İhsan Arslan’a saat 12:16’da ‘Tuncay Özkan’ı köşeyi sıkıştırdım. Bilgileri yüzde yetmiş Aziz verdi. Fakat çok sıkıştırdım alım olsun abem benim’ halinde ileti gönderdi. İhsan Arslan bu iletisi alır almaz çabucak Orhan Aykut’u aradı:
İhsan Arslan: Sağ ol bildirisini aldım da İstanbul’da mısın?
Orhan Aykut: He abi köşeye sıkıştırdım bunu da.. Yani bi kanaldan köşeye sıkıştırdım şu anda görüşüyorlar, ben de dışardayım. Bu tam bi çakal ya..
İhsan Arslan: O denli çakal, kişiliği bedeli yok yani..
Orhan Aykut: He he.. Biz bunu alıyoruz. Ondan alım olsun ha bunu da alıcam o Yüce’yi de halledecem hiç merak etme sen artık abimsin bu saatten sonra..
İhsan Arslan: İyi olsun, Allah razı olsun..
Aynı gün akşam saatlerinde de Orhan Aykut, İhsan Arslan’a ileti gönderdi ve ikili ortasında telefon konuşması gerçekleşti.
23 Mart 2007 Cuma günü çok hareketliydi. Telefonlar susmak bilmedi. Zira o gün Tuncay Özkan’a haddini bildireceklerdi!
Saat 18:16’da İhsan Arslan telefona sarıldı ve Orhan Aykut telefonu açar açmaz kendisine gelen iletileri hatırlattı. Aşikâr ki telefonda tehdit tertibini konuşmaktan çekiniyorlardı. Üstü kapalı sordu İhsan Arslan, Orhan Aykut konuşurken ‘O televizyoncu’ deyince maksat anlaşıldı.
İhsan Arslan: Bir şeyler yazmışsın, gönderdin de adam o denli ne yapacağız bilmiyorum.
Orhan Aykut: Yani birebiri ya birebir senin söylediğin çok çok az söyledin. Bu adamı sıkıştırdık ya köşeye… O televizyoncu…
İhsan Arslan: O bana iftira ediyor, o baştan sona iftiradır yani…
Orhan Aykut: Artık senin tanıdığın bir tane hemşerin var ağabey… Çok kıymetli bir ağabeyimiz… Kendisi şeylidir, hemşerindir, bizim hemşerimiz… Hemşerinden çok korkuyormuş.
İhsan Arslan: Valla yardımına gereksinimim var ağabey, görüşmek üzere…
Orhan Aykut’un bahsettiği ‘hemşehri’ telefon görüşmelerine nazaran bulundu. İhsan Arslan’ın KanalTürk’te hakkındaki belge haberler yayınlanmasın diye girdiği uğraşta birinci adım başlamıştı. Yalvarıyordu İhsan Arslan, bu iş için…
23 Mart 2007 günü saat 20:26’da İhsan Arslan, Orhan Aykut’u aradı. Polis dinlemesine takılan telefon konuşması şöyle:
İhsan Arslan: İletilerini aldım ne yapıyorsunuz?
Orhan Aykut: Vallahi görüşüyorlar.. Bizim o hemşerimiz görüşüyor şu anda onunla ben de burada dinliyorum. Tam bir onursuz abi yav.. Yav bizim o hemşeriye kurban olayım.. Yav adam tam adam üzere adam.. Diyor ki sakın yanlış manaya beni Hacı buraya göndermedi beni Hacı beni buraya gönderirse Allah vekil burayı kan gölüne çeviririm. Onun haberi yok bu pisliklerden bir daha bu adamı ağzına almayacaksın. O da bana yardımcı olsun televizyonla ilgili bir şeyim var dedi.. Hiçbir kuralı kabul etmiyorum koşulsuz bir halde.. Hiçbir kuralını kabul etmiyoruz sen burayı verdiğin vakit İstanbul’u kan gölüne çeviririm diyor aslan üzere maşallah..
İhsan Arslan: Senin sayende Allah razı olsun sağ ol
Orhan Aykut: Bu Müfit’tir abi o da Hiyarlı’dır. Ablanın da sana selamı var abi
İhsan Arslan: İnşallah bir gün görüşürüz en hoş kaidelerde.”
TELEVİZYON BİNASI ÇIKIŞINDA ÜÇ EL ATEŞ EDİLDİ
Kitapta, “İstanbul, Mecidiyeköy’de bulunan KanalTürk Televizyonu binası önü, saat 00:02 sıraları.. 30 Mart 2007 Cuma gecesi Orhan Aykut’un adamı Nasip tetiği çekti. Tuncay Özkan’ın televizyon binası çıkışında üç el ateş edildi” denilerek o gün tetikçiyle yapılan telefon tapesinin tam metinine yer verildi.
TUNCAY ÖZKAN: ELLERİNDEN GELENİ ARKALARINA KOYMASINLAR
Kitaba nazaran; Tuncay Özkan, Kanaltürk’teki “Politika Durağı” isimli programının, 7 Ocak 2007 tarihinde yayınlanan kısmında bu silahlı atak öncesinde aldığı tehditleri şöyle anlatmıştı:
“Başbakan’ın danışmanı Mücahit diye bir oğlan, ismi Ali İhsan mıdır, nedir? Bir de babası var Diyarbakır Milletvekili. Onların ikisine buradan sesleniyorum, daha ne yapacaklarsa ellerinden geleni gerilerine koymasınlar.”
MATKAP DAVASI
FETÖ’den tutuklu bulunan eski Emniyet İstihbarat Daire Lideri Ramazan Akyürek’in bir devir Yardımcı İstihbarat Elemanı olduğunu kitapta açıklayan Orhan Aykut, 3 Ocak 2008 günü “Matkap” isimli bir operasyonla gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
Kitapta, Matkap davasına ait şu satılar yer aldı:
“Savcı, Orhan Aykut’un milletvekillerini ‘PKK sizi öldürecek’ sözüyle kandırdığını öne sürdü. Bu ortada, Matkap operasyonunu başlatan isim, Cumhuriyet Savcısı Hikmet Usta’ydı. Hikmet Usta, tıpkı vakitte Hrant Dink cinayeti davasında duruşma savcılığı yapmıştı. Hatta, mahkemenin Dink davasını Ergenekon’a bağlamamasına da itiraz etmişti. 15 Temmuz sürecinin akabinde firar etti, hakkında FETÖ üyeliğinden tutuklama kararı bulunuyor.”
Orhan Aykut, Ergenekon operasyonları ve dava sürecinde, evrakta yer alan evrakların düzmece olduğunu, bu davanın bir “kumpas” olduğunu, bunu yapanları da bildiğini açıklamış, savcılığa itiraflarda bulunmuştu.