Darülaceze Lideri Hamza Cebeci, Cumhurbaşkanı Danışmanlığına atandı. AKP’nin kuruluşunda da yer alan Hamza Cebeci’nin Cumhurbaşkanı Danışmanlığına atanmasına ait karar bugünkü Resmi Gazete’de yayımlandı.
Söz konusu atama Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 12’nci ve 13’üncü unsurları mucibince yapıldı.
Peki kimdir Hamza Cebeci?
17 AĞUSTOS SARSINTISININ SİMGE İSMİ
1953 Düzce Gümüşova doğumlu Cebeci, evli ve 4 çocuk babası. Birinci ve orta okulu Gümüşova’da, liseyi Bilecik Ertuğrul Gazi Lisesi Fen kısmında devlet bursuyla okudu.1974’de Bakanlık müsaadesi ile Almanya’ya gitti. 1984’de Türkiye’ye kesin dönüş yaptı.
1986’da Cumaova’da petrol istasyonu kurdu. 1987’de 7 arkadaşıyla İnka İnşaat A.Ş.’yi kurdular. 3 yıl idare konseyi başkanlığı misyonunu yürüttü. 1991’de Cebeci İnşaatı kurdu. 1996’da İnka İnşaat Itd. Şti. Kurdu. 1997’de Cebeci İnşaat İç ve Dış Ticaret Turizm İthalat ve İhracat Ltd. Şti. kurdu, hala şirketin sahibi.
1987’de Refah Parti Bolu milletvekili adayı olan Cebeci, AKP’nin kuruluşunda da misyon aldı. Cebeci, 2015’ten bu yana Darülaceze Başkanlığını sürdürüyordu.
17 Ağustos Marmara sarsıntısının akabinde tam 87 gün sonra 12 Kasım 1999’da gerçekleşen 7,2 büyüklüğündeki Düzce sarsıntısında 710 kişi hayatını kaybederken 2 bin 678 kişi de yaralanmıştı. Bu sarsıntıda yıkılan onlarca binalardan biri olan Işık Apartmanı’nın müteahhidi ise bugün Cumhurbaşkanı Danışmanlığına atanan Hamza Cebeci’ydi. Cebeci daha sonra Düzce Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Tehlike doğuracak biçimde bina yaparak mevte sebebiyet vermek” hatasından yargılandı.
“TALANCI MÜTEAHHİT”
Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi, 1999’da Al Balcı ve Murat Kaya imzalı haberinde, Hamza Cebeci’nin “talancı müteahhit” olarak tanındığı söyleniyor.
Öte yandan Cebeci’nin o periyot İstanbul Büyükşehir Belediyesi eski Lideri Tayyip Erdoğan’ın yakın arkadaşı olduğu ve ailecek görüştüğü tabir ediliyor. Ayrıyeten Cebeci’nin, Üsküdar’daki Cebeci konaklarından trilyonlar kazanmasıyla ve Erdoğan’ın İBB Lideri olduğu periyotta, Boğaz görüntülü 7 dönüm araziyi periyodun parasıyla 40 milyar liraya alması ile gündeme geldiği belirtiliyor.
Düzce’de kat karşılığı aldığı bir yere 5 katlı apartman yaptırdığı, Her katında 4 daire bulunan apartmanın kendisine düşen dairelerine annesini ve kardeşlerini yerleştirdiği belirtiliyor.
Bakın o periyodun Sabah haberi sarsıntıda yaşananları ve Hamza Cebeci’yi nasıl anlatmış:
“17 Ağustos sarsıntısında Işık Apartmanı yıkılmadı, lakin İmar ve İskan Müdürlüğü’nden gelen uzmanlar, yüzde 60 hasar raporu verdi. Kiracılar, daireleri boşaltmaya başladılar.
Ancak Cebeci, boşalan apartmanı kısa müddette tamir ettirerek yine kiraya vermek için harekete geçti. Binanın sağlam olduğuna inandırmak için de annesi Havva Cebeci ile kardeşleri Hakan, Hüseyin ve Muhsin Cebeci’yi de binaya yerleştirdi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nde okuyan 8 öğrenci, öğrenci yurdunun hasar görmesi üzerine kalmak için kendilerine Cebeci’nin ucuza kiraya verdiği yüzde 60 hasarlı Işık Apartmanı’nı seçtiler.
Merkez üssü Düzce olan 12 Kasım sarsıntısında, Işık Apartmanı bu sefer enkaz haline geldi; Cebeci Ailesi ile 8 üniversite öğrencisine mezar oldu. Hamza Cebeci’nin kardeşi Hüseyin Cebeci’nin eşi Sefa Cebeci enkazın altından 105 saat sonra sağ kurtarıldı, kolu ameliyatla kesildi.”
BÖYLE ELEŞTİRİLMİŞTİ
Günboyu gazetesinden Uğur Can Biçer, Sabah muharriri Mahmut Övür’ün de Hamza Cebeci’yi eleştiren bir yazı kaleme aldığını belirtti.
Biçer’in haberine nazaran, Övür, “Olmaz bu türlü şey” isimli yazısında hem Hamza Cebeci’yi hem de ortağı AKP milletvekili Fahri Çakır’ı eleştiren bir yazı yazdı.
Övür’ün yazısında, “Hamza Cebeci’nin o zamanki ortağı Fahri Çakır artık ne yapıyor? Sakın şaşırmayın, o da Meclis’te Düzce Milletvekili olarak misyon yapıyor. Çakır da Cebeci üzere Düzce Ağır Ceza Mahkemesi’nde ‘Tehlike doğuracak formda bina yaparak vefata sebebiyet vermek’ cürmünden yargılandı. Davanın devam ettiği devirde Fahri Çakır milletvekili seçildiği için ‘dokunulmazlık zırhı’ kazandı. Artık biri milletvekili, öteki İmar Kurul Üyesi olarak hayatlarını sürdürüyor. Bize de ‘sözün bittiği yer burası’ demek kalıyor” dediği görüldü.