Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Kimya Kesimi 2019 raporuna nazaran Türkiye deterjan ve paklık eserlerinin hammaddelerini ithal ediyor ve dışa bağımlı durumda.
Raporda durum şöyle açıklandı:
“Önemli girdilerden LAB, STPP, enzim, optik ağartıcı ve parfüm ithalata dayalıdır. Bunların dışında ambalaj olarak yerli üretim kullanılmakla birlikte bunun hammaddesi de değerli ölçüde ithal edilmektedir. Sabun bölümünün kıymetli girdileri donyağı ve tropik bitkisel yağlar, ambalaj sanayi eserleri, kostik soda ve tuz olarak tanımlanabilir. Bunlardan en değerli ithal kalemini teşkil eden donyağı çoklukla ABD’den, tropik yağlar ise Malezya yahut Endonezya’dan ithal edilmektedir. Üretimin yaklaşık olarak yüzde 40 kadarı ülke içinde tüketilmekte, yüzde 60’ı ise ihraç edilmektedir. Dalın ülke iktisadı içindeki yeri ölçü ve kıymet olarak çok önemli
olmamakla birlikte üretiminin yarıdan fazlasını ihraç eden seçkin sanayi kollarımızdan biridir.”
İHRACAT İTHALATI KARŞILAMIYOR
Sabun, deterjan, paklık ve parlatıcı hususlar, parfüm, kozmetik ve tuvalet materyallerinin ithalat ve ihracat oranları da raporda yer aldı. 2018 yılında bu eserlerde 1 milyar 485 milyon 398 bin 41 lira ithalata rağmen 1 milyar 385 milyon 473 bin 651 liralık ihracat yapılabildi.
KİMYA SANAYİ CARİ AÇIKTA DEĞERLİ HİSSEYE SAHİP
Raporda kimya kesiminin Türkiye’nin cari açığında değerli bir hisseye sahip olduğuna dikkat çekildi:
“Türkiye kimya endüstrinin 2023 amaçları doğrultusunda 50 milyar dolar ihracat maksadı olmasına karşın, 2018 yılında 16,9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirebilmiştir. İmalat sanayi bölümleri ortasında en fazla dış ticaret açığı veren dalın birebir periyottaki ithalatı ise 38 milyar dolardır. Bölüm Türkiye’nin toplam cari açığının yüzde 31’ini, imalat sanayi cari açığının ise yüzde 54’ünü oluşturmaktadır.”