Konya’da, oto tamir ustası Fatih S. tarafından iş yerindeki malzemeyi kırdığı gerekçesiyle triger kayışıyla dövülen 16 yaşındaki M.A., olay nedeniyle ruhsal tedavi görüyor. Fatih S.’nin ilk mahkemede tutuksuz yargılanmak üzere özgür bırakılmasına hala inanamadığını söyleyen M.A., “İşkence gören benim fakat o tahliye oldu. Dışarıda olmaması lazım. Oraya öteki bir çırak girerse ona da birebirini yapacağından korkuyorum. Ruhsal tedavi devam ediyor. Benim insanlara itimadım ve inancım kalmadı” dedi.
Açık öğretim lisesi öğrencisi M.A., bir yakınlarının tavsiyesi üzerine geçen yıl temmuz ayında Karatay Motorlu Sanayi Sitesi’nde oto tamir ustası Fatih S.’nin iş yerinde çırak olarak işe başladı. M.A., 7 Temmuz günü argümana göre tamir aletlerinden birini yere düşürdü. Fatih S. de ‘Malzemeleri düşürüp konsantrasyonumu bozuyorsun, beni hudut ediyorsun’ diyerek, triger kayışıyla M.A.’yı dövdü. Aldığı darbeler ile bacakları ve bedeninin çeşitli yerlerinden yaralanan M.A., iş çıkışı kuzeninin yardımıyla meskene gitti. Durumu fark eden aile Özalkent Polis Merkezi’ne giderek, şikayetçi oldu. Fatih S. gözaltına alındı. Suçlamaları kabul etmeyerek, çırağın kendisine iftira attığını ileri süren Fatih S., Cumhuriyet savcısının talimatıyla özgür bırakıldı.
İTİRAZ ÜZERİNE TUTUKLANDI
Ailenin avukatı, Cumhuriyet Başsavcılığı’na Fatih S.’nin hür bırakılmasına, şiddet nedeniyle M.A.’nın psikolojisinin bozulduğu gerekçesiyle itirazda bulundu. M.A.’nın yapılan sıhhat denetiminde bacakları ve boynunda önemli derecede doku zedelenmesi meydana geldiği saptandı. Ayrıyeten savcılık kararıyla M.A., psikiyatri heyetiyle görüştürüldü. M.A., heyete Fatih S.’nin triger kayışıyla 30 veya 40 sefer bedenine vurduğunu söyledi. Ayrıyeten gözünü kapattığında ustasını karşısında gördüğünü, uyku sorunu yaşadığını, uyuduğunda da rüyasında ‘Usta vurma’ diyerek ağladığını söz etti. Bunun üzerine M.A., ruhsal tedaviye alındı.
Fatih S. de savcılık kararıyla geçen eylül ayında yine gözaltına alınıp, çıkarıldığı 3’üncü Sulh Ceza Hakimliği tarafından ‘çocuğa karşı eziyet’ suçundan tutuklandı.
“İKİ TOKAT ATTIM”
Konya 5’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakkında ‘çocuğa karşı eziyet ve taammüden yaralama’ kabahatinden 19.5 yıla kadar mahpus cezası istemiyle dava açılan Fatih S., geçen kasım ayında görülen birinci duruşmada suçlamaları kabul etmedi. M.A.’ya yalnızca iki tokat attığını ileri süren Fatih S., “Suçlamaları kabul etmiyorum. Ben motor ustasıyım. Mağdur benim. Yanımda çırak olarak çalışıyordu. Olay öncesi daima gereçlerimizi kırıyordu. Bu nedenle kendisini uyardık. Sonraki gün babası iş yerine geldi. ‘Çocuğu biraz daha yönetim edin’ dedi. Bir sonraki gün az kalsın forkliftten araç düşürecekti. Bu nedenle daha evvel de gereçleri kırdığı için bacaklarına iki tokat attım. Bunun dışında bir hareketim olmamıştır. Kendisini trigier kayışıyla dövmedim. Şikayetten vazgeçme olursa kabul ederim. Öncelikle beraatımı istiyorum” dedi.
TAHLİYE EDİLDİ
Fatih S., tabirinin ardından ‘üzerine atılı kabahatin vasıf ve mahiyeti ile tutuklu kaldığı müddet ve kanıtların büyük ölçüde toplanmış olması, karartılma ihtimali bulunmaması’ gerekçeleriyle tahliye edildi.
“PSİKOLOJİK TEDAVİ GÖRMEYE DEVAM EDİYORUM”
Ruhsal tedavisinin hala sürdüğünü belirten M.A., bacaklarında kalıcı izler olduğunu söyledi. M.A. şöyle konuştu:
”Malzeme kırdım diye beni babasının yanında dövdü. Sonraki gün babamı, dükkana çağırdı. Babam da ‘Madem sana ziyan veriyor o vakit işten ayrılsın’ dedi. Lakin ayrılmama müsaade vermedi. ‘Çalışsın yapar’ dedi. O gün akşam da “Sen benim dükkanıma ziyan veriyorsun” diye beni triger kayışıyla dövdü. Bacaklarımda kalıcı izler kaldı. 2-3 ay üzerine basamadım. Ruhsal tedavi görmeye devam ediyorum. Hekim biraz daha uyguna hakikat gittiğimi söylüyor; lakin atlattığım bir şey yok. Ben bu kadar mağdurken, onun tahliye olması beni üzüyor. Mahkemede kararı duyunca aslında hudut krizi geçirdim. Ben mağdurken, dayak yiyen ben olmama karşın mahkeme onu tahliye etti. Tahliye edilmemesi gerekirdi. Zira ben kimseye en ufak bir şey yapmadım. Mağdur olan benim. Hem dayak yiyerek mağdur oldum, hem de mahkemede mağdur oldum. Bu türlü bir karar çıkacağını beklemiyordum. Sanığın cezasını çekmesini istiyorum. Her önüne gelen bir çocuğu dövemez. Ben canımı yolda bulmadım. Devletime güveniyorum.”
Şiddet görmeden işten ayrılmadığı için pişman olduğunu lisana getiren M.A., ”Çok pişmanım. Keşke daha evvelce fark edip o dükkandan ayrılsaydım. Bilemedim. Bu kadar ileriye gideceğini düşünemedim. Sanki uygun davranır mı ki, sanki yanlışını anlar mı ki derken bir de bunu yaptı. Ben o dükkandan kurtulmuş olabilirim; ancak bir oburu bilmeden girer onunda başına bir zarar gelebilir” diye konuştu.
“İNSANLARA İTİMADIM AZALDI”
İnsanlara itimadının kalmadığını ve bir işe girmeye bile korktuğunu belirten M.A., “O günleri başa takmamaya çalışıyorum; ancak bundan sonraki iş hayatımda insanlara nasıl güvenirim bilmiyorum. Bundan sonra bir iş bulup, o yerde nasıl çalışırım bilmiyorum. Kimseye güvenemiyorum. Kimsenin yanında çalışamam. Beşerler o kadar değişik ki, kimin nasıl bir insan olduğunu bilemiyorsun. Çalışmak istesem bile çekiniyorum. Başımdan bunlar geçince maalesef insanlara itimadım azaldı” halinde konuştu.