Şehirleşme tüm dünyada bilhassa gelişmiş ülkelerde süratle artıyor. Kentleşmenin bu kadar süratli büyümesiyle; arabaların ve yüksek binaların yarattığı etraf kirliliği önemli bir risk faktörü olarak karşımıza çıkıyor. Son çalışmaların hava kirliliğinin kalp sıhhati üzerindeki olumsuz tesirini ortaya koyduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kardiyoloji Anabilim Kısmı Lideri Prof. Dr. Muzaffer Değertekin değerli ayrıntılara dikkat çekti.
ARAŞTIRMALAR KANITLADI
Yapılan araştırmada dizel egzozuna maruz bırakılan bir küme hastanın incelendiğini belirten Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, “Burada ortam kirliliğine bırakılan hastalar var. Fabrikadan çıkan duman atıklarına, altın toz partiküllerine maruz bırakılan hastalar farklı ayrı test edilmiş. Hepsinde hava kalitesi fikir, bedende hasar bırakan partiküller salgılanıyor. Bu tetiklenince de bir damar hasarı varsa bu faal hale geliyor ve ani damar tıkanmaları inme, kalp krizleri görülüyor” dedi.
YÜKSEK TANSİYON VE TENEFFÜS SORUNLARI YARATIYOR
Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, “Hava kirliliği ve uzun süren trafiğin yarattığı egzoz gazına maruz bırakılan bireylerin ölçümlerinde, o an bile önemli ölçüde tansiyon yüksekliği, teneffüs sorunları ve damar elastikiyeti kaybı belirlenmiş. Bunlar önemli ölçüde kalp hastalığı riskini artırıyor. Tıpkı vakitte kişi kalp hastasıysa, tekrarlayan krizler görülüyor. Sigara, diyabet, hipertansiyon, kolesterol üzere tanımlanmış kalp hastalığı risk faktörleri var. Ancak bunların yanı sıra yakın vakitte önemli bir risk faktörü olarak hava kirliliğini görüyoruz. Bu da değer verilmesi gereken bir problem” diye konuştu.
BİREYSEL TEDBİRLER MÜMKÜN MÜ?
Bireysel tedbirlerle bu riskin azaltılabileceğini belirten Prof. Dr. Değertekin, şöyle devam etti:
“Aracınızın sıkışık trafikte kontağını kapatın. Bulunduğumuz binanın ısıtma ve soğutmasını optimum seviyede kullanarak dışarıya verdiğimiz kirli hava ölçüsünü azaltın. Ferdî olarak alacağımız çevreyi hami her tedbir yani naylon poşet kullanımını azaltmak bile etraf kirliliğini azaltacaktır. Risk faktörü olarak görülen bilhassa genç nüfusta devam eden sigara alışkanlığı, ağır gerilim üzere. Olumsuz tesir yapan ögeler da var. Bunun yanı sıra çocukluk yaş periyodundan itibaren kişi hareketli yaşama, spora yönlendirilmeli. Çocukluk periyodundan itibaren beslenme alışkanlıkları, damak zevki denetim altına alınmalıdır. Toplum olarak idmana daha fazla yönelmemiz, fizik aktivasyonu artırmamız, arabayı bir durak evvel bırakıp yürüyerek devam etmemiz, mümkünse arabayı trafiğe çıkarmamız kıymetli. Bu hem hava kirliliği denetimi hem de fiziki antrenman açısından kıymetli.”
KALP SIHHATİ İÇİN BACAKLARI ÇALIŞTIRIN
Bacak kaslarını hareket ettirmenin kalp sıhhatini koruduğunu anlatan Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Muzaffer Değertekin, “Evde 15 dakikalık küçük idmanlar de kalp krizi ve yüksek tansiyonu azaltıyor. Birebir vakitte şeker riski de azalıyor. Bacak kaslarımızı hareket ettirmek değerli. Zira en fazla kas kütlesi bu bölgede bulunuyor. Bacak bölgesi ne kadar fazla hareket ederse şeker oranı o oranda düşer. Bu bütün metabolizmayı müspet tesirler. Sigara ve alkolden de kaçınmak gerekli. Buna dikkat eden batılı ülkeler son 20 yılda kalp hastalıkları riskini yüzde 40 oranında düşürdü. Avrupa’da kalp hastalıklarının görülme sıklığı birdenbire yüzde ikiye düştü” diye konuştu.