Sabah gazetesi muharriri Salih Tuna, koronavirüs nedeniyle hayatını kaybeden Bağımsız Türkiye Partisi Genel Lideri Prof. Dr. Haydar Baş’a başlığı dilediği için kendisini toplumsal medyada eleştirenlere cevap verdi.
Tuna, “Haydar Baş” başlıklı yazısında Baş’ın geçmişinden, telaffuzlarından örnekler verdi.
“BİZ O GÜNLERE YETİŞEMEDİK”
Salih Tuna yazısında şu sözleri kullandı:
“Trabzon İmam Hatip Lisesi'nde öğretmenlik yaptığı periyotta bile Trabzon'da ismini bilmeyen yoktu.
Sonradan, 70'li yılların ortasında, bizim liseye de (Trabzon Lisesi) ‘Din Bilgisi’ dersleri vermeye gelmişti. Ancak bir evvelki devreye. Bizim devrimizde yoktu.
Fakat biz de şuna şahit olmuştuk: Siyasi görüşü ne olursa olsun çabucak her öğrencinin lisanında nerdeyse bir efsaneye dönüşmüştü.
Üstad Necip Fazıl Trabzon'a geldiğinde birinci karşılayanlardan olduğu ve Sakarya'yı da fevkalade okuduğu rivayet edilirdi.
Biz o günlere yetişmedik.
Gelgelelim, merhum Erbakan'la siyaset yaptığı devri uygun hatırlıyorum. MSP Trabzon Vilayet Başkanı'ydı. Hatta 77- 78'lerde milletvekili adayı olmuştu. Merhum Kadir Mısıroğlu ve Sadık (Albayrak) abi de adaylar ortasındaydı.
Seçim çalışmalarına dayanak vermek için İstanbul'dan Selahaddin E. Çakırgil'in yanı sıra çocuk edebiyatımızın mümtaz isimlerinden Mustafa Yazgan da gelmişti.
Müthiş bir hitabeti vardı. Meydanlarda, kahvelerde dinleyenlerini mest ederdi.”
“MUHAFAZAKARLARDAN DA ÇOK FARKLI ÇOK RADİKAL ÇIKIŞLAR YAPTI”
“12 Eylül darbesi vaki olduğunda Trabzon'da zulme maruz kalanların ortasında tekrar Haydar Baş vardı” diyen Salih Tuna, şöyle devam etti:
“Özal devrinin akabinde da kendi bağımsız siyasi çizgisini belirledi.
İlahiyatçıydı. Yüksek İslam Enstitüsü mezunuydu. Ancak, ilahiyatçılardan da içinden geldiği muhafazakarlardan da çok farklı çok radikal çıkışlar yaptı.
Mesela, (mealen) ‘6. Filo'ya selam çakan, tekbir getirip namaz kılan sağcılar Müslüman; 6. Filo'ya karşı çıkan ABD'yi tel'in eden Deniz Gezmiş'ler kafir. Ben bunu reddediyorum…’ demişti.
HAYDAR BAŞ’IN FETÖ’YLE MÜCADELESİ
Salih Tuna, ayrıyeten şunları kaydetti:
“Bana Prof. Haydar Baş kimdir diye sorsanız vereceğim yanıt her şeyden önce şudur:
FETÖ'ye ‘Cemaat’ denilen periyotta de vefatına karşı olandır! Memlekette tüm ilahiyatçıların suspus olduğu periyotta, misyonerliğin bir modülü olacağını ilan eden Fetullah'a elden mektup göndererek onu tövbe etmeye davet edendir.
FETÖ'nün “Cemaat” maskesi altında nasıl bir şeytanlık peşinde olduğunu, “dinler ortası diyalog” belasına, Kelime-i Tevhid'den ‘Muhammedun Resûllâh’ı çıkartmaya nasıl çalıştığını deşifre edendir.
Hülasa, taa 99'dan itibaren de Fetullah'ın İslam'la uzaktan yakından alakası olmadığını açık seçik bir biçimde lisana getirendir.
Zaten FETÖ'cüler de o günlerden itibaren onu amaca koymuşlar, her türlü pisliği yapmışlardı.
Sırf bunun için dizi bile yaptılar. Samanyolu TV'de 2004'ten 2008'e kadar süren Şubat Soğuğu isimli dizide Haydar Baş'ı istiskal etmek için yapmadıkları alçaklık kalmamıştı.”
“BAKIN KARDEŞİM, BİZ NE AĞAÇ KOVUĞUNDAN ÇIKTIK NE DE TWİTTER MECRASINDA VAR OLDUK”
Yazısında Haydar Baş’a sonsuz rahmet dilediğini söyleyen Salih Tuna, şu sözleri kullandı:
“Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan dün yayımladığı taziye iletisinde, Haydar Baş'ın vefatından derin hüzün duyduğunu belirtti, yakınlarına ve sevenlerine de başsağlığı diledi.
Ben de dün Twitter üzerinden taziyelerimi arz edince lagaluga edenler oldu.
FETÖ'cüleri anlıyorum; nihayetinde Haydar Baş'a duydukları kin ve nefretin gereğini yapıyorlar.
Peki size ne oluyor sayınlar?
“Ölülerinizi hayırla yâd ediniz” diye bir değer kararınız yok mu?
Bakın kardeşim, biz ne ağaç kovuğundan çıktık ne de Twitter mecrasında var olduk.
Bizim bir geçmişimiz var.
Fakir bundan sebep Salih Mirzabeyoğlu'ndan Selahaddin Eş'e, Kadir Mısıroğlu'ndan İsmet Özel'e kadar her daim sahip çıktım, çıkarım.
Siyasi fikir yahut yorum farklılığı nedeniyle de hiçbir Müslümanı hiçbir vakit “tekfir” etmem.
Prof. Haydar Baş'a tekrar sonsuz rahmet diliyorum.”