Libya’nın Derna kenti açıklarında General Halife Hafter’e bağlı güçler tarafından durdurulan gemide gözaltına alınıp, 12 saat tutulduktan sonra hür bırakılan 3 Türk’ten baş makinist Muhsin Erduran, yaşadıklarını anlattı. Mürettebattan yalnızca Türklerin gözaltına alındığını belirten Erduran, “Gemiye çıkar çıkmaz bizi aradılar. Güya bizim için özel gelmişler gibiydiler” dedi.
Malta’dan Mısır’a gitmek için yola çıkan 3 Gürcü, 2 Ukraynalı ve 3 Türk mürettebatın bulunduğu Greneda bandıralı kargo gemisi, cumartesi günü Libya’nın Derna kenti açıklarında darbeci General Halife Hafter’e bağlı güçler tarafından durduruldu. Gemiye çıkan silahlı bireyler, mürettebatın kimliklerini denetim edip Türkler baş makinist Muhsin Erduran, ikinci makinist Bayram Yaşar Bilgili ve aşçı Bahri Kılıç’ı gözaltına aldı, başkalarına ise dokunmadı. 12 saat gözaltında tutulan Türkler, daha sonra gemiye bırakıldı. Türkiye’ye gelen gemide bulunan Muhsin Erduran yaşadıklarını DHA’ya anlattı.
“REHİN ALINAN 3 TÜRK’ÜZ”
Baş makinist Muhsin Erduran, “Biz 21 Aralık tarihinde Malta limanından Mısır limanına seyir halindeyken, saat 15.00 sıralarında Hafter güçleri tarafından rehin alınan 3 Türk’üz. Biz kıyıya 12 mil uzaklıktaydık. Hafter güçlerinin askerleri bize durmamızı söyledi. Biz de durduk. Daha sonra 10-15 kişilik silahlı küme gemiye çıktı. Gemide bulunan başka çalışana hiçbir şey yapmadılar, söylemediler. Bizim Gürcü, Ukraynalı işçi de var. Onlara katiyen ne bir soru sordular ne de öteki bir şey yaptılar. Gemiye çıkar çıkmaz bizi aradılar. Güya bizim için özel gelmişler üzereydiler. Bizi ayırdılar, Türk işçi bu tarafa geçsin dediler. Bizi Kıyı Güvenlik botuna aldılar. ‘Sahil Güvenlik botunda denetiminizi yapacağız, sonra bırakacağız’ dediler.” diye konuştu.
“HEPSİNİN ELLERİNDE SİLAH VARDI, NE DEDİLERSE YAPTIK”
Yaklaşık 12 saat gözaltında tutulduklarını belirten Muhsin Erduran, şunları söyledi:
“Sonuçta korktuk. Hepsinin ellerinde silah vardı, ne dedilerse yaptık. Ancak bizi bırakmadılar. Beklettiler merkezlerinde ve yaklaşık 11- 12 saat kadar tuttular. Bizi bir odaya attılar. Vakit zaman bize yemek verdiler. Orada sorguladılar bizi. ‘Buraya neden geldiniz, neden bu alana girdiniz’ dediler. Biz dedik olağan seyrimizi yapıyoruz. Yasak olan hiçbir yere girmedik. Haritada bu türlü bir yasak bölge olduğu aşikâr değil. ‘Burası bizim sorumluluk alanımız. Buraya giremezsiniz. Girerseniz ceza keseriz’ gibi şeyler söylediler. Biz de tamam dedik, gereği neyse yapalım. Sonra bizi gemiye bıraktılar ancak 3 gün gemi ile birlikte rehin kaldık. Ankara’dan yetkililer aradı. Teşekkür ederiz onlara. Denizcilik Bakanlığı’ndan ulaştılar. Bize söylemiş oldukları şey şuydu; ‘Devletin bütün üniteleri, güçleri sizin gerinizde.’ Bu nitekim onur ve gurur verici bir durum.”