Odatv kumpas davasının savcı ile yargıçlarının, “Görevi berbata kullanma ve kişiyi hürriyetinden mahrum kılma” suçlamalarıyla yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nde görülen davanın bugünkü celsesinde sanıkların gelen bilgi-belgelere ait beyanları ve talepleri alındı.
“BENİM SUÇLANMAMIN TEK SEBEBİ…”
Sanıklardan Bülent Kınay, Avukat Hüseyin Ersöz’ün dünkü açıklamalarına karşılık verdi. Av. Ersöz’ün, Odatv’de Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabıyla ilgili haberlerin kabahat ögesi sayılmasının haksız ve hukuksuz olduğu istikametindeki sözlerin gerçeği yansıtmadığını öne süren Kınay, Av. Ersöz’ün Avcı’nın avukatı olmadığını belirtip, şunları söyledi:
“Hanefi Avcı’nın temel tutuklandığı dava Devrimci Karargah davasıydı. Avcı’nın Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı kişisel müracaatta, Avcı’nın Devrimci Karargah üyelerine yardım ettiği, bilgi aktardığı, Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabındaki birtakım kısımların de bunu doğruladığı bildirilip, Avcı’nın tutuklanması için kâfi kuşku bulunduğunun anlaşıldığı sonucuna varılmıştır.
Dün Avukat Beyefendi, ‘Hiçbir hukuk adamı bu türlü hukuksuz karar vermez’ dedi. Pekala, koskoca Anayasa Mahkemesi üyeleri kabzımal mı, hakim değil mi? Benim lider olduğum bir celsede Fikret Demir tıpkı karara iştirak ediyor, fakat o bugün Yargıtay üyesi. Tamam, biz hukuk adamı değiliz. Bunlar kabzımal mı? Benim suçlanmamın tek sebebi, 2014 HSYK seçimlerinde Yargıda Birlik Platformu için çalışmamam, onlarla görünmememdir.”
“YANDAŞ MEDYANIN BASKISINA KARŞIN…”
Sanıklardan eski hakim Hikmet Şen de özetle şöyle konuştu:
“Sanıklara ön yargısız, insancıl yaklaştım. Kamuoyu baskısına karşın evre aşama tahliye kararı verdik. Şeffaf, hakkaniyetli, tarafsız ve bağımsız hareket ettik. O devri de hatırlamak gerek; Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy… Fetullah Gülen’e hürmette kusur etmeyen Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, bu davaları destekledi, periyodun Başbakanı, ‘Ben bu davanın savcısıyım’ dedi. Yürütme ve yargının inandığı bu davalar periyodunda bizim tutukluluğa devam kararı vermekten suçlanmamız ne derece haklı ve yanlışsız olabilir?
Siyasi iktidarın baskısına, yandaş ve candaş medyanın baskısına karşın kademe evre tahliye kararı verdik, hukuk neyi gerektiriyorsa onu yaptık. 5 tahliye davayı çökertme manasına gelirdi. Çökmüş çökmemiş değil, gerçek ortaya çıksın, onun peşindeydik. Ne siyasetçi ne tarikatçı tanımadım, çekinmedim.
Tahliyeden sonra Nedim Şener odama geldi. Kitabını imzalayıp verdi ve teşekkür etti. Yalçın Küçük de tahliyeden sonra, ‘Bu kararla Ergenekon’u çökerttiniz, teşekkür ederim’ dedi.”