Hürriyet müellifi Nuray Babacan bugünkü köşesinde millevekillerinin karantina günlerini ele aldı.
Tüm dünyada koronavirüs toplumsal yaşama darbe vururken, mümkün olduğunca konuttan çıkılmaması daveti yapılıyor. Vatandaşlar kendilerini konutta karantinaya alırken milletvekilleri de vakitlerini meskenlerinde geçiriyor.
Nuray Babacan “Vekiller konutta sıkıldı: Dizi müptelası olan da var bahçıvanlık yapan da” başlıklı yazısında, milletvekillerinin korona günlerinde konutlarında yaptıkları aktivitelere yer verdi.
Babacan, milletvekilleri ortasında “Bir kezde oturup 18 kısım izledim” diyenlerin, bahçıvanlık yapanların ve evcil hayvanlarıyla vakit geçirenlerin olduğunu yazdı.
İşte Nuray Babacan’ın bugün yayımlanan o yazısı:
“Milletvekilleri bilirler ki siyaset o denli çok fazla toplumsal hayata müsaade vermez. Aile ve çocuklarla geçirilen vakitler daima kısıtlıdır ve vekil eşlerinde sorumluluk daha fazladır.
Ancak bu zarurî korona molası, milletvekillerinin konutları ve hayatlarında değişikliklere neden oldu. Öğrendik ki mutfağa giren de var, dizi müptelası olan da. Yıllar sonra bahçesini keşfeden de olmuş, eski fotoğraf albümlerine dalan da. Kesin olan bir şey var, artık sıkılmaya başlamışlar.
TBMM çalışmalarına orta verince meskenleri Ankara’da olmayanlar, ailelerinin yanlarına gitti. Ankara’da ikamet edenlerin bir kısmı, değişiktir, yürüyüş yapmak için hala Meclis’e geliyor. TBMM kampusunda, günün farklı saatlerinde yürüyüş yapan milletvekillerine rastlamak mümkün. AK Parti milletvekilleri Recep Özel, Ramazan Can ve Alpay Özalan yürüyüş grubunun müdavimlerinden. Bunun dışında, hiç sinema izlemezken sinemalara takılıp kalan, hiç dizi izlemezken ‘Bir defada oturup 18 kısım izledim’ diyen AK Partililere rastladık. Sizler için kimi vekillerin mesken hallerine baktık.
HAMİLEYKEN BİLE BU KADAR MESKENDE KALMADI
CHP Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, ikinci kızı Nehir’e gebeyken seçime girdi ve seçimden kısa bir müddet sonra da doğum yaptı. Meclis çalışmaları nedeniyle hem birinci kızı Bahar, hem de Nehir ile çok vakit geçiremeyen Taşcıer, bu açığı koronavirüs salgını periyodunda kapatıyor. Taşcıer, ’Biraz abartılı olacak lakin çocuklar, annesi, babası olduğunu hatırladılar. Kestirim edersiniz ki Meclis temposu, kurullar, Genel Şura çalışmaları, Türkiye’nin dört bir yanında takip ettiğim bayan davaları ve öbür çalışmalar derken çocuklara çok az vakit ayırabiliyordum’ diye günah çıkartıyor. Taşcıer, eczacı olduğu için salgın sürecinde sorumlulukları olduğunu, lakin çoğunlukla konutta hem büyük kızının online derslerine yardım ettiğini, hem de iki yaşındaki kızıyla oyunlar oynadığını anlatıyor. Taşcıer, günün 30 saat olması dileyenlerden.
MİNTİ’Yİ SEVİYOR KİTAP OKUYOR
MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut ise konutunda geçirdiği karantina günlerini, ağır parlamento çalışmaları ve seçim bölgesi ziyaretlerinden okumaya imkân bulamadığı kitaplara yönelerek fırsata çeviriyor. Bulut, karantinadan evvel kendisine bir ay yetecek kadar kitap siparişi vererek başlamış işe. Evcil hayvanlara düşkünlüğü ile de bilinen MHP’li Bulut, konutunda beslediği kedisi Minti’yle, salgın devrinin gerilimini atıyor. İftar sofrası için mutfağa da giren Bulut, Tokat’ın bat, keşkek, madımak üzere özel yemeklerini yapabiliyor. Boş vakitlerini dizi sinemalarını keşfetmeye ayıran Bulut, her gün rutin olarak üç saat seçmenleriyle konuşup sıkıntıları dinliyor.
BAĞ-BAHÇEYE DADANANLAR
İYİ Parti İstanbul Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu, telefon trafiğinin sabahın erken saatlerinde başladığını anlatıyor. Ağıralioğlu, telekonferansla vatandaşın sıkıntıları dinleyip tahlil arıyor. Karantinada bol bol okuma yapma imkânı bulduğunu anlatan Ağıralioğlu, Ankara’daki meskeninin bahçesinde zerzevat yetiştirip, peyzaj işleriyle uğraşıyor. Ağıralioğlu, ’Toprak beşere güç veriyor. Toprağın ne kadar aziz, değerli ve kendi kendimize yetmenin ne büyük bir güç olduğunu bu periyotta daha düzgün gördük. Kendi ürettiğimiz eserlerin bedelini anladık’ demeyi de ihmal etmiyor.
ESKİ FOTOĞRAFLARA DALANLAR
İYİ Parti Ankara Milletvekili Şenol Sunat, şeker ve tansiyon rahatsızlıkları nedeniyle karantinada daha dikkatli olmaya itina gösterenlerden. Sunat genellikle geç yattığını, gündelik siyasi görüşmeler, videokonferanslardan sonra bol bol sinema izlediğini anlatıyor. Bu periyodun kitaplara ve sinemalara dönmesini sağladığını anlatıyor. Milletvekili bütün samimiyetiyle, ’Evimi çok seviyordum lakin konutumda hiç yaşamadığımı anladım. Terasa çıkıp bir defa olsun güneş görmemişim’ diye itiraf ediyor. Sunat’ın son keşfi ise eski fotoğraflar. Saatlerce albümlere dalıp, geçmişe gidebiliyor. Meskenlerini yine keşfeden milletvekillerinin durumu bu türlü. Öğrendik ki can ezasından, seçim bölgesinde fabrika ve işyerlerini dolaşanlar da oluyormuş. Alışkanlıklar kolay bırakılmıyor anlaşılan…”