Meclis’te son anda İçişleri torba maddesine eklenen bir unsurla milletvekili araçlarına çakarlı geçiş üstünlüğü verilmişti.
Söz konusu unsur tartışmaya devam ederken, Biz10 TV’de programa katılan Hürriyet gazetesi Genel Yayın Direktörü Ahmet Hakan ise, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Konuyla ilgili olarak milletvekillerinin kendisini aradığını tabir eden Hakan, kelam konusu maddeyi neden çıkardıklarına dair vekillerin tezler sunduklarını aktardı. Hakan, kendisini arayan milletvekillerine isimleriyle birlikte tezlerini gazetede yazmak istediğini söylediğinde ise, “Yok yok, sakın bizim ismimizi verme, ismimizi vermeden yaz bunları” dediklerini belirtti. Ahmet Hakan, “Neden isimlerini vermekten kaçınıyorlar? Zira halktan alacakları yansıdan korkuyorlar. Halkı bu mevzuda ikna edemeyeceklerini düşünüyorlar. Kendilerini ateşe atmak istemiyorlar. İşte bu çok büyük dramdır” diye tabir etti.
İşte Ahmet Hakan’ın o konuşması:
“Bu hususta beni arayan çok sayıda milletvekili oldu. Tek bir partiden değil, iktidardan muhalefetten milletvekilleri. Telefonum çalıyor, açıyorum, bir milletvekili… Ve başlıyorlar bana çıkardıkları yasanın ne kadar gerekli olduğunu, kendilerine gelen tenkitlerin ne kadar insafsız, haksız olduğunu anlatmaya… Bir sürü tez ileri sürüyorlar… En kolay maksadın Meclis olduğunu söylüyorlar. Milletvekillerine vurmanın kolay olduğunu söylüyorlar, kendilerine haksızlık yapıldığını söylüyorlar. Ben bütün bunları dinledikten sonra, kendilerine şöyle dedim: ‘Tamam, hoş, çok yeterli anlatıyorsunuz kederinizi. Gelin artık bu anlattıklarınızı gazetede isminizle, partinizle, isminizi vererek yazalım. Madem kendi tezlerinize bu kadar güveniyorsunuz… Bu tezlerinizi bizimle aracılığımızla millete anlatın ve milleti ikna edin’ diyorum, beni arayan milletvekillerine. Bunun üzerine milletvekilleri şunu diyorlar: ‘Yok yok, sakın bizim ismimizi verme, ismimizi vermeden yaz bunları.’ Neden isimlerini vermekten kaçınıyorlar? Zira halktan alacakları yansıdan korkuyorlar. Halkı bu bahiste ikna edemeyeceklerini düşünüyorlar. Kendilerini ateşe atmak istemiyorlar. İşte bu çok büyük dramdır.”