Geleneksel olarak, her 23 Nisan günü çocuklar Cumhurbaşkanı ve Başbakan koltuğuna otururdu…
Ancak biri vardı ki yıllar geçti lakin o hiç unutulmadı.
Kim miydi?
Adı; Elgin Koçubaba. 10 yaşındaydı; Ankara Yenimahalle Orhan Cemal Fersoy İlköğretim okulu 4. Sınıf öğrencisiydi.
Pırıl pırıl bir kızdı; saçları örgülü, iri kocaman gözleriyle pek tatlıydı.
Ama yalnızca bu kadar da değildi…
Çok zekiydi!
Tarih, 23 Nisan 2010 idi.
Yani; tam on yıl öncesi…
Peki, hiç merak ettiniz mi?
O kız artık nerede? Neler yapıyor?
İzin verin… Evvel neler olmuştu onu kısaca hatırlatalım…
23 NİSAN 2010
Dedik ya… Gelenekti…
O vakit Başbakan olan Erdoğan’da koltuğunu bir müddetliğine bir çocuğa devretti…
Elgin’e…
Erdoğan şöyle demişti; “Ben çok yoruldum, bu yorgunluğum sebebiyle artık başbakanlık koltuğunu sevgili başbakanımıza bırakıyorum''
Elgin, “Başlayabilir miyim?” deyince, Erdoğan, “Yetki artık senin. İster asarsın ister kesersin. Her şey sende’ demişti hatta.
Epey bir konuşulmuştu hani…
Neyse… Artık kısa bir müddetliğine de olsa yeni başbakan Elgin idi.
''Değerli büyüklerim'' diye başladı konuşmasında, 23 Nisan Bayramı'nın kutlu olmasını diledi.
İşte o konuşma:
Sonra… Cahit Sıtkı Tarancı'nın ''Memleket İsterim'' şiirini okudu.
Atatürk tarafından 23 Nisan'ın çocuklara armağan edildiğini ve bu özelliğiyle dünyadaki yegane bayram olduğunu belirtti. Çocukların sevgi ve barış ortamında nizamlı eğitim almalarını sağlamanın büyüklerin misyonu olduğunu vurguladı. Dini, lisanı, ırkı, rengi ve cinsiyeti ne olursa olsun sevgi ve barışın tüm çocukların hakkı olduğuna işaret etti, ''Sevgili Ata'mıza çok teşekkür ediyorum. Bu bayram tüm dünya çocuklarına ve halkımıza kutlu olsun'' dedi.
Ve…
Hatta…
Başbakanlık’ın web sitesine çocukların kullanabileceği bir kısmın eklendiğini ve bunun açılışını yapmak istediğini lisana getirerek, Başbakan Erdoğan ile birlikte sitedeki kısmın açılışını yaptı.
Elbette…
Sitede incelemeler yaptıktan sonra Elgin, salondaki çocuklardan ve gazetecilerden sorular aldı…
Ayrıca… Başbakan Erdoğan'a da birtakım sorular yöneltti!
Mesela…
BEDELLİ ASKERLİK KONUSU
''Bedelli askerlik'' konusunda ne düşündüğü soruldu genç Başbakan’a?
''Ben çocuğum bu soruyu asıl Başbakanımıza sorunuz'' dedi.
Başbakan Erdoğan ise, ''Şimdi bugün başbakan ben değilim biliyorsunuz. Artık başbakanımız şöyle söyledi, 'Genelkurmay liderimizle görüşeyim ondan sonra açıklamayı yaparım' dedi'' ve Elgin’e dönerek, ''Değil mi?'' diye sordu.
Elgin ise; ''O sizin fikrinizdi'' deyince salon gülmekten yıkıldı.
Dedik ya…
Şahane bir çocuktu…
Bitmedi…
Ya öbür neler söyledi küçük Başbakan?
Milli Eğitim Bakanı’na:
“SBS’nin kalkmasını istiyorum. Okula gidemeyen çocuklar için daha fazla çalışma yapılmasını ve satranç’ın mecburî ders olmasını istiyorum. Bilim ve sanat merkezlerine daha fazla takviye olunmasını, bilimsel çalışmaların artırılmasını istiyorum” dedi Elgin.
Çevre ve Orman Bakanı’na:
“Dünya bize atalarımızdan miras kalmadı. Onu çocuklarımızdan ödünç aldık. Ağaçlandırma konusunda çalışmalar yapmasını istiyorum” dedi Elgin.
Sanayi Bakanı’na:
“Fabrikalarda üretimin arttırılmasını, kendi eserimizi kendimizin üretmesini istiyorum” dedi Elgin.
Ve temel can alıcı noktaydı tahminen de…
Küçük Başbakan Elgin’e “başkanlık sistemi” ile ilgili ne düşündüğü soruldu!
''Ben üzülerek söylüyorum ki Sayın Başbakanıma katılmıyorum. Ulu Başkan Atatürk en yeterli idare halinin cumhuriyet olarak öngörmüştür. Ben de ülkemize cumhuriyetin hala çok yakıştığını ve kalmasını istiyorum'' dedi Elgin!
Hatırlayınız…
Başbakan Erdoğan da Elgin’in kelamları üzerine, ''Eyvah'' diyerek başlamış ve daha sonra Başkanlık sistemi hakkında bilgi vermişti…
Uzatmayalım…
Küçük Elgin, hoşluğu, ışıltısı, zekası, nezaketi, kendine olan özgüveniyle herkesi kendine hayran bıraktı…
Umudu yeşertti yüreklerde…
Yüzleri gülümsetti…
Şimdi… Tam on yıl geçti…
Ama o küçük kız hiç unutulmadı…
Peki, bu ortada neler oldu?
Öyle ya… Kendisinden beklentiler de yüksekti tabi…
O da…
Farkındaydı şüphesiz…
Dahası… Ne demişti Mustafa Kemal Atatürk, “Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizsiniz. Kendinizin ne kadar değerli, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona nazaran çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
Elgin’de…
Çalıştı; çalıştı, çalıştı…
2017-2018 Eğitim- Öğretim döneminde Başşehir Üniversitesi Özel Ayşeabla Anadolu Lisesinden mezun oldu.
Hem de… Fen Lisesi birincisi olarak…
Elgin, şu an da Demiroğlu Bilim Üniversitesi – Tıp Fakültesi’nde okuyor…
Güzeller hoşu bir genç kız artık…
İlerde… Tabip olacak!
Yine… Atatürk demişti ya, “Beni Türk tabiplerine emanet edin”
Kim bilir tahminen ileride siyasetçi olur.
10 yıl sonra yeniden haber yaparız…