KARAR TV’de korona sürecinde seçmen davranışlarındaki değişimi ve yeni partilerin performansını kıymetlendiren KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, “Son araştırmalarda ortaya çıkan temel bulgu, iktidar bloğunun kutuplaştırıcı söylemi AK Parti tabanında bile yüzde 10’luk bir çözülmeye neden oluyor” dedi.
Ağırdır, üç ismin vekilliğinin düşürülmesinin siyasi olduğunu belirterek “İktidar yalnızca HDP’yi değil, CHP ve öteki partileri de kriminalize etmeye çalışıyor. Eski devlet kodlarına geri dönülüyor” tespitinde bulundu. Ağırdır, Davutoğlu ve Babacan’ın yüzde 30’un altına düşen Erdoğan’a önemli rakip olmaya başladığını da söyledi.
KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır, KARAR TV canlı yayınında muharrirlerimiz Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sorularını cevapladı.
SİSTEMİN TASARIMSIZ OLDUĞU ORTAYA ÇIKTI
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişin 3. yıldönümünü dün yaşanan sokağa çıkma yasağı tartışmaları ile kıymetlendiren Ağırdır, Kasım ayında yaptıkları ankette sisteme dayanağın yüzde 40 olduğunu, pandemi sürecinde ise şikayetlerin arttığını belirtti. Ağırdır şöyle konuştu:
“Anlaşılıyor ki sistemin bir mimari tasarımı yokmuş. Yapılan ve geri alınan değişikliklere ve devlet dediğimiz bürokrasinin çalışmasına bakılırsa, iş deneme yanılma ile yürüyor. Siyaset başkanlık sorununu bir bireye atfederek tartışmışız. Kurumsal yapıların nasıl olması gerektiğini tartışmadık. Çok yüzeydeki tansiyonlarla tartışmışız. Bilhassa sistemi yürütmek zorunda olan Erdoğan ve takımı, devasa bir problem ile karşı karşıya kaldılar. Anladığım kadarıyla kurumsal yapı oturmadığı üzere hala da sistemik tasarım da yok ortada. İnat uğruna yetkilerin bir merkezde toplandığı, bir gecede çıkarılan kararnamelerle işlerin yürütüldüğü bir idarenin içine düştük. Kurumsal bir yapı tasarlanmış olsaydı geçiş süreci daha kolay atlatılabilirdi.”
Yasakları bugün koyup, yarın kaldırmak üzere tartışmaların sistemsizlik ve keyfiyete bağlı yaklaşımın sonucu olduğunu söyleyen Ağrıdır, “Bireyler de bunu görüyor ve anlıyor. Lokal idarelerin yardım kampanyalarının yasaklanması üzere tansiyonlar, imtihan tarihinin değiştirilmesi üzere kararlar yüzde 75 oranında insanları rahatsız ediyor” dedi.
YÜZDE 29 GEÇİM KÜLFETİNDEN DIŞARI ÇIKIYOR
Son yaptıkları araştırmada toplumun yüzde 29’unun geçim külfeti nedeniyle korona sürecinde meskende kalamadığını söyleyen Ağırdır “Ocak ayı itibariyle her yüz bireyden 47’si çalışma hayatında. Bunlardan 9’u de işsiz. Çalışan her 38 şahıstan 30’u ise işini kaybederse geçinemeyecek seviyede. İnsanların elinde bir aylık erzak ya da geçimini temin edecek paraları yok. Yani bilhassa korona sürecinde toplumun yüzde 35’lik bir kısmı dışarı çıkmadığı vakit akşam ne yiyeceği sorusunun yanıtını düşünmek zorunda” diye konuştu.
Korona süreciyle ilgili araştırmamızda insanların önlemleri bildiğini lakin uygulamadığını tespit ettiklerini anlatan Ağırdır şöyle konuştu:
“İnsanların verilen bilgiye, açıklamalara inanç sorunu var. Şeffaf davranmak ve insanları kararlara katılmaya teşvik etmek gerekiyor. Yasaklar, tedbirler için oylama yapılamayacağına nazaran sivil toplum kuruluşlarını karar alam süreçlerine dahil etmek gerekir. Bu yalnızca ülkeyi yönetenler için değil şirketler için de geçerli. Beşerler dahil olmayınca uygulamaya da yanaşmıyor. Cumhurbaşkanı’nın partili kimliğini öne çıkarması ve kutuplaştırma lisanı de bunda tesirli.”