MÜ İbrahim Üzümcü Konferans Salonu’ndaki doruğun açılışında konuşan Kentli Derneği Lideri Dr. Murat Acar, yaptıkları çalışmalarla her bir kentin etkilenebileceği beklenen risklere karşı toplum olarak hazırlıklı olma düzeyini yükseltmek ismine sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirmeye çaba ettiklerini söyledi.
Acar, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen sarsıntıların akabinde Türkiye’de risklere karşı artık yeni bir yaklaşım geliştirmenin mecburilik olduğunun altını çizdi.
Bu nitekim hareketle bugünden itibaren kentlerin sürdürülebilir bir dirençlikle kurulması ve şekillendirilmesi gerektiğini lisana getiren Acar, şöyle devam etti:
“Depremi, seli, heyelanı ve gibisi tehlikeleri afet olarak görmekten vazgeçerek her bir olaya risk yaklaşımı üzerinden bakmamız gerektiğini, böylece dirençli kentlerin inşası için gerekli tedbirleri bütüncül bir yaklaşımla almamız gerektiğini lisana getiriyoruz. Kentlerimize yönelik insanı, doğayı ve öbür tüm canlıları birbiriyle ahenk içerisinde ele alan bir yaklaşımla başta zelzele olmak üzere tabiat, insan ve teknoloji kaynaklı bütün risklere hazırlıklı hale getirecek bir anlayışın geliştirilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Evrenimizi, ömür alanlarımızı, sokaklarımızı, caddelerimizi, kamusal yerlerimizi ve bütün kentlerimizi bir an önce sağlam ve sağlam hale getirmemiz gerektiğini tabir ediyoruz.”
“İNOVASYONU ÖNCELEYEN BİR VİZYONLA AMAÇLARIMIZA ULAŞABİLİRİZ”
Marmara Üniversitesi ICS Müdürü Doç. Dr. İmam Bakır Kanlı da bugün gelinen noktada “yaklaşık 80 yıldır düğmeleri yanlış iliklenen kentleşme gömleğinin son düğmesiyle karşı karşıya olunduğunu” söz etti.
Kamu faydasını sağlamanın, kamu kaynaklarını müdafaanın, en faal ve verimli biçimde kullanmak için kentleri sürdürülebilir kılmanın ve onları tüm bileşenleriyle dirençli hale getirmenin dünden daha değerli hale geldiğine dikkati çeken Kanlı, “Öyle ki Türkiye için sürdürülebilir dirençli kentler inşa etmek, onun siyasal bağımsızlığının sürdürülebilirliğiyle neredeyse tıpkı manaya gelmiştir. Kaldı ki yaşadığımız bu bölgesel felaket bu durumu daha bir görünür hale getirmiştir.” dedi.
Doç. Dr. Kanlı, bugünün kentleri kurma ve geliştirmeye yönelik paradigmada değişiklik yapmanın vakti olduğunu vurgulayarak, “Sadece afet idaresi paradigmaları değil tüm mevcut paradigmalar 7,6 ve 7,7 ile kırılmıştır. Yenisini bilim, ortak akıl, irfan ile çok lakin çok daha fazla çalışarak, üreterek yine kurmalıyız, geliştirmeliyiz, geliştirebiliriz. Gerimizde bıraktığımız Türkiye’ye bakarak ileriye yürüyemeyiz. Fakat artta bıraktığımız Türkiye’den çıkaracağımız derslerle çok daha güçlü ve kararlı bir halde, inovasyonu önceleyen bir vizyonla amaçlarımıza ulaşabiliriz, ulaşmalıyız.” diye konuştu.
Marmara Üniversitesi KEYEM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Betül Hande Gürsoy Haksevenler ise gündemde olan sarsıntı ve sel felaketleri ile yakın vakitteki yangın felaketlerinin insanoğlunun başına birinci kez gelmediğini aktardı.
Bugün insanın daha akıllı ve teknolojik manada daha donanımlı olduğunu söz eden Haksevenler, bu yüzden “Ne yapabiliriz?” sorusuna yanıt arayışı içinde olunması gerektiğini kaydetti.
Açılış konuşmalarının akabinde düzenlenecek oturumlarda “Risk Yönetişimi”, “Dayanıklı Etraf Dirençli Toplum” ve “Güçlü Sivil Toplum” mevzuları ele alınacak.
MÜ İbrahim Üzümcü Konferans Salonu’ndaki doruğun açılışında konuşan Kentli Derneği Lideri Dr. Murat Acar, yaptıkları çalışmalarla her bir kentin etkilenebileceği beklenen risklere karşı toplum olarak hazırlıklı olma düzeyini yükseltmek ismine sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirmeye çaba ettiklerini söyledi.
Acar, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta meydana gelen sarsıntıların akabinde Türkiye’de risklere karşı artık yeni bir yaklaşım geliştirmenin mecburilik olduğunun altını çizdi.
Bu nitekim hareketle bugünden itibaren kentlerin sürdürülebilir bir dirençlikle kurulması ve şekillendirilmesi gerektiğini lisana getiren Acar, şöyle devam etti:
“Depremi, seli, heyelanı ve gibisi tehlikeleri afet olarak görmekten vazgeçerek her bir olaya risk yaklaşımı üzerinden bakmamız gerektiğini, böylece dirençli kentlerin inşası için gerekli tedbirleri bütüncül bir yaklaşımla almamız gerektiğini lisana getiriyoruz. Kentlerimize yönelik insanı, doğayı ve öbür tüm canlıları birbiriyle ahenk içerisinde ele alan bir yaklaşımla başta zelzele olmak üzere tabiat, insan ve teknoloji kaynaklı bütün risklere hazırlıklı hale getirecek bir anlayışın geliştirilmesi gerektiğini vurguluyoruz. Evrenimizi, ömür alanlarımızı, sokaklarımızı, caddelerimizi, kamusal yerlerimizi ve bütün kentlerimizi bir an önce sağlam ve sağlam hale getirmemiz gerektiğini tabir ediyoruz.”
“İNOVASYONU ÖNCELEYEN BİR VİZYONLA AMAÇLARIMIZA ULAŞABİLİRİZ”
Marmara Üniversitesi ICS Müdürü Doç. Dr. İmam Bakır Kanlı da bugün gelinen noktada “yaklaşık 80 yıldır düğmeleri yanlış iliklenen kentleşme gömleğinin son düğmesiyle karşı karşıya olunduğunu” söz etti.
Kamu faydasını sağlamanın, kamu kaynaklarını müdafaanın, en faal ve verimli biçimde kullanmak için kentleri sürdürülebilir kılmanın ve onları tüm bileşenleriyle dirençli hale getirmenin dünden daha değerli hale geldiğine dikkati çeken Kanlı, “Öyle ki Türkiye için sürdürülebilir dirençli kentler inşa etmek, onun siyasal bağımsızlığının sürdürülebilirliğiyle neredeyse tıpkı manaya gelmiştir. Kaldı ki yaşadığımız bu bölgesel felaket bu durumu daha bir görünür hale getirmiştir.” dedi.
Doç. Dr. Kanlı, bugünün kentleri kurma ve geliştirmeye yönelik paradigmada değişiklik yapmanın vakti olduğunu vurgulayarak, “Sadece afet idaresi paradigmaları değil tüm mevcut paradigmalar 7,6 ve 7,7 ile kırılmıştır. Yenisini bilim, ortak akıl, irfan ile çok lakin çok daha fazla çalışarak, üreterek yine kurmalıyız, geliştirmeliyiz, geliştirebiliriz. Gerimizde bıraktığımız Türkiye’ye bakarak ileriye yürüyemeyiz. Fakat artta bıraktığımız Türkiye’den çıkaracağımız derslerle çok daha güçlü ve kararlı bir halde, inovasyonu önceleyen bir vizyonla amaçlarımıza ulaşabiliriz, ulaşmalıyız.” diye konuştu.
Marmara Üniversitesi KEYEM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Betül Hande Gürsoy Haksevenler ise gündemde olan sarsıntı ve sel felaketleri ile yakın vakitteki yangın felaketlerinin insanoğlunun başına birinci kez gelmediğini aktardı.
Bugün insanın daha akıllı ve teknolojik manada daha donanımlı olduğunu söz eden Haksevenler, bu yüzden “Ne yapabiliriz?” sorusuna yanıt arayışı içinde olunması gerektiğini kaydetti.
Açılış konuşmalarının akabinde düzenlenecek oturumlarda “Risk Yönetişimi”, “Dayanıklı Etraf Dirençli Toplum” ve “Güçlü Sivil Toplum” mevzuları ele alınacak.