Hükümete yakın Star’ın müellifi Ardan Zentürk, “Bu kadar korkaklık, hezimet getirir…” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Zentürk yazısında Pelikan yapılanması tarafından Türkiye gündemine sokulan “darbe olacak” tezlerine değindi.
Darbe savlarını eleştiren Zentürk, kaygı siyasetinin çıkmaz sokak olduğunu belirtti.
“SİYASİ OTORİTEYİ DE SORGULAMAYACAĞINI SANMAK, EN HAFİF TABİRLE, ‘SİYASİ SAFLIKTIR…’”
Star muharriri Ardan Zentürk, yazısında şu tabirleri kullandı:
“Amerikan emperyalizmi, RAND raporuna iliştirdiği ‘darbe’ paragrafının hükümete yakın medya ve niyet alanında ‘darbe hezeyanına’ dönüşmesiyle amacına ulaştı.
Kim, ‘darbe tartışmaları AK Parti tabanını derler-toparlar, dağılmayı önler’ diye düşünürse, söyleyeyim, sonu hayal kırıklığıdır.
Sokaktaki insan, şimdi 3 yıl evvel büyük darbe travması atlatmış bir ülkenin kapısına tekrar ‘darbeciler’ dayanırsa, bu defa, darbeciden çok, onlara bu hareket alanını bırakan sivil-asker otoriteyi maksat alır, bilin.
15 Temmuz’da 251 şehit, 2 bin 194 de gazi vermiş milletin, devlete karşı yeni bir kalkışma olduğunda bu kalkışma ortamına vize vermiş siyasi otoriteyi de sorgulamayacağını sanmak, en hafif tabirle, ‘siyasi saflıktır…’
Millet, onurludur.
Vergileriyle ayakta tuttuğu ordusunun silahını kendisine çevirmesi durumunda olağan ki sessiz kalmaz, meskenine çekilip bakmaz, fakat, o silahla yine müsabakasının hesabını da herkesten sorar, işin sonunda tüm siyasi takımlar masraf, memleket yeni bir paradigmaya yönelir.”
“BU MEMLEKETTE BU TÜRLÜ BİR CUNTA VAR VE BİR KÖŞE MUHARRİRİ BUNU TESPİT ETMİŞ, EY HAKAN FİDAN, SENİN ÇOCUKLAR UYUYOR MU”
“Korku siyaseti çıkmaz sokaktır…” diyen Ardan Zentürk, yazısını şöyle sürdürdü:
“Kamuoyuna dehşet pompalanarak yapılan siyaset sürdürülebilir kimlik taşımaz.
Özellikle, Türk milleti üzere özgüveni yüksek, ‘tarih yapıcı’ kimlik taşıyan ve siyasi genetiğinde “meydan okuma dokusu” olan milletlerde bu kısa periyodik tesir yapsa da, vakitle üzücü halde sulanır.
Zat-ı saygıdeğer çıkıyor, ‘Laikçi-Atatürkçüler darbe yapacak’ diye yazılar döşeniyor, kim bunlar, nerede toplaşmışlar, planları ne? Bu memlekette bu türlü bir cunta var ve bir köşe müellifi bunu tespit etmiş, ey Hakan Fidan, senin çocuklar uyuyor mu?
Ne bu?
‘Korku’ üzerinden etrafa adam toplama telaşı!..”
“İKİ ŞAHSA BAKARIM: GENELKURMAY LİDERİ ORGENERAL YAŞAR GÜLER VE MİT LİDERİ HAKAN FİDAN”
Zentürk yazısında ayrıyeten şunları kaydetti:
“’Darbe olacak’, ‘Suriye’de askeri hezimet yakın’, ‘Ekonomi çöktü-çöküyor’, ‘Sokaklar hareketlenecek, kaos planı devrede…’
Bir sürü endişe savı, sokaktaki insanı ‘kabul edilmiş çaresizliğe’ sürükleme hezeyanları…
Bunların hepsi olabilir mi, evet olabilir, lakin bir tek koşulla, ‘devlet çalışmazsa, kurumlar ve şahıslar üzerine düşeni yapmazsa…’
Bu ülkede şayet darbe tartışması ortalığa dökülmüşse, iki bireye bakarım: Genelkurmay Lideri Orgeneral Yaşar Güler ve MİT Lideri Hakan Fidan… Onlar işin başında mı, ordunun içini uygun denetim ediyorlar mı, yoksa gözden kaçan bir şeyler olabilir mi?
‘Darbe tartışması’ dediğiniz şey, ‘siyasi’ değil, ‘teknik’ bir bahistir. Siz istediğiniz kadar Meclis kürsülerinden esin-savurun, binlerce saat TV programlarında tartışın, kelamını ettiğim bu iki insan bir yerde atlarsa, temel gerçek orada ortaya çıkar.
Herkes işini güzel yapacak… Buna karşın bir sorun ortaya çıktığında da siyaset üstü duruşla millet o sorunun üzerine omuz omuza gidecek.. Beka uğraşının ana tabanı budur…
Kuvvayı Ulusala duruşu öncelikle insanlık alemi karşısında özgüvenle durmak demektir… Mustafa Kemal’in ‘geldikleri üzere giderler’ cümlesiyle, Erdoğan’ın ‘topunuz birden gelin’ cümlesi tarihî bütünlük taşır.
‘Korkarak’ değil, ‘meydan okuyarak’ yaşayabileceğimiz bir coğrafyadayız… Ama…
Henüz 20’li yaşlardaki gençler, eksi 30 derecelerde o dağlarda PKK’ya karşı harekatlarda misyonlarını nasıl büyük bir titizlikle yerine getirmeye çalışıyorsa, Seyahat Davası üzere Türkiye siyaseti açısından son derece kıymetli bir davanın hukukçuları da o iddianameyi hazırlarken tıpkı titizlikte olacaklar.
Ekonomiyi yönetenler, milleti makro sayılara boğmaktansa, mikro ömürleri düşünerek iktisattaki rahatlamanın sokaktaki beşere ne vakit yansıyacağının hesabıyla konuşacaklar.
…Veya…
Meclis’te partisi ne olursa olsun, milletvekillerinin tamamı, kamuoyunda oluşturulan ve kolay siyasi sömürü aracı olan, ‘yeni sistemde Gazi Meclis’in siyasi yükü sıfırlandı’ cümlesini yok edecek duruş sergileyecekler…
Millet olmak, hür iradeyle kurulmuş kurumların oluşturduğu dev bir zincirde yaşamak demektir…
Unutmayın!.. Bir zincir en zayıf halkası kadar güçlüdür…”