HÜDA-PAR yöneticisi Aynur Sülün, partiye yakın yayın organı Hakikat Haber’de bir köşe yazısı kaleme aldı.
Aynur Sülün, HÜDA-PAR’ın bayan hakları konusunda haksızlığa uğradığını tez etti.
İşte Aynur Sülün’ün köşe yazısının tamamı:
HÜDA-PAR VE BAYAN MESELESİ
Dört bir yandan düğmesine basılan cenah, medya vasıtasıyla HÜDA PAR’a saldırdıkça toplum daha fazla HÜDA PAR’ı tanıma fırsatı elde ediyor.
Her gün aralıksız olarak TV kanallarının çabucak hepsinde HÜDA PAR konuşuluyor, tartışılıyor, enine uzunluğuna masaya yatırılıyor.
Sayfa sayfa parti programı okunuyor.
Toplum, HÜDA PAR’ın unsurlarını şahsen düşmanlarının ağzından dinledikçe hayran kalıyor.
Karşı cenah aklını peynir ekmekle yemiş olacak ki kendi eliyle kendini rezil rüsvay ediyor.
Onlar ekran karşısında parti programını satır satır okurken HÜDA PAR’ın toplum nezdinde nefretle karşılık bulacağına inanıyorlar. Düşmanları tarafından reklamı bu kadar yapılan bir parti daha Türkiye tarihinde görülmemiştir herhalde.
Onlar konuştukça HÜDA PAR büyüyor, oy oranı ve takipçileri artıyor.
Bana nazaran bu durum Ulu Allah’ın HÜDA PAR’a bir lütfudur, bir keremidir. Rabbim tüm HÜDA PAR teşkilatını bu lütfa layık eylesin. Zafer yakındır inşallah.
HÜDA PAR, Cumhurbaşkanıyla ittifak görüşmeleri yapana kadar ismi dahi anılmayan bir partiydi. Sarsıntının birinci gününden beri halkın yanından hiç ayrılmadı.
Depremzedelerin meselelerini, kahırlarını çözmek için canla başla çalıştı, çalışmaya devam ediyor.
Her bir üyesi elindeki üç beş kuruşu, çocukları ise kumbarada biriktirdikleri paraları depremzedeler için seferber etti.
HÜDA PAR’ın bu gayretlerini görmezden gelenler,
Hatta hani dinciler diye fitne kazanları kaynatanlar,
HÜDA PAR başta olmak üzere depremzedelerin yarasını saran tüm İslami STK’ları zelzelenin yaşanmadığı 70 vilayet görmesin diye perdeleyenler…
Deprem bölgesinde canlı yayın yaparken ekran karesine HÜDA PAR’lı gençler yansımasın diye harikulâde bir uğraş sarf edenler artık yüzü koyun yere yapıştılar.
HÜDA PAR’a ve İslami STK’lara yönelik teveccühün artmasından korkan bu cenah artık eliyle, lisanıyla, telaffuzuyla, kalemiyle, medya kanalıyla HÜDA PAR’ın reklamını yapıyor.
Bu tablo aklıma Allah Resulü(SAV)’nün, Ebu Bekir’le hicret ederken kapıda bekleyen müşriklerin ortasından, Yasin müddetini okuyarak görünmeden geçmeleri geliyor. O gün müşriklerin gözlerindeki görme yetisini alan Allah, bugün de kendi uğrunda ihlasla çaba eden HÜDA PAR’ın düşmanlarının akıllarını başından aldı.
Meral Akşener artık de HÜDA PAR’ı bayan sorunu üzerinden vurmaya çalışıyor.
O vurmaya çalışırken inşallah HÜDA PAR’ın bayana bakışı daha düzgün kavranmış olacak.
Kadınlar kendileri için kullanılan ‘özgürlük ve eşitlik’ kavramlarının içinin, bayan düşmanı güruhlar tarafından hangi tuzaklarla doldurulduğunun ve fıtratlarına alışılmamış bir biçimde kendilerine biçilen uydurma rollerin sultasından kurtulacaklardır.
İnşallah HÜDA PAR’la, iki farklı özelikte yaratılan bayan ve erkeği, eşitleme ismiyle birbiriyle çatıştıran, ayrıştıran, hasım kılan anlayışların, kanunların sonu gelecek. Bayanlar fıtratıyla buluşacak.
Kadın, fıtratıyla buluşmadıkça emeklerinin ve cinselliğinin sömürülmesinin önüne geçilemez. Bayan fıtratına kavuşmadıkça gerçek hürmeti ve saygınlığı korunamaz.
Kadın annedir. Bayanın bedeninin bütün işlevleri, organları daha doğuştan itibaren, ileride bir anne olacak halde yaratılmıştır. Bayanın fıtratında, yani yaradılışında ağır bir biçimde Allah tarafından verilen şefkat duygusu, onun evladına annelik yapabilmesi içindir. Bayan doğum yaptığında tüm organları kucağındaki çocuğa süt üretmek için seferber olur. Psikolojisi daima çocuğunu muhafaza, yetiştirme, besleme ve eğitme üzerinedir. Bayan her şeyden evvel insandır, sonra annedir. İnsanı eğiten, yetiştiren ve topluma hazırlayandır.
Onun için huzurlu bir toplumun varlığı bayanın kendi fıtratındaki bu duyguyu muhafazası, önemsemesi, çocuğuna en muhtaç olduğu periyotlarda annelik yapmasıyla mümkündür. Bu sebeple bayanlar çalışmak zorunda bırakılmamalı, çalışma hayatına dahil olmaya zorlanmamalı. Bayanın çalışması annelikten çok daha üstte bir bedelmiş üzere bir algı yürütülmemelidir. Yirmi beş yıl evli kalmış olan annelere emeklilik aylığı bağlanmalıdır.
Bununla birlikte çalışmak isteyen, çalışması gereken annelerin çalışma şartları fıtratına uygun ve annelik işlevini yerine getirmesine pürüz olmayacak formda düzenlenmelidir.
HÜDA PAR Parti Programında der ki;
“Huzur ve barış ortamının sağlanması, manevi ve ahlaki kıymetlerle donatılmış bireylerin yetişmesiyle mümkündür. İnsanın birinci öğretmeni ailesidir, toplumu yetiştiren bayandır. Bayanın hak ettiği yerde olması ve en asli görevini yerine getirebilmesi, Toplumsal Siyasetlerimizin temelleri ortasındadır.
Kadının cinsel ve ekonomik istismarının önlenmesi, ona yönelik her türlü şiddetle gayret edilmesi ve hak ettiği hürmeti görmesi öncelikli Politikalarımızdandır”.
Vesselam.
HÜDA-PAR yöneticisi Aynur Sülün, partiye yakın yayın organı Hakikat Haber’de bir köşe yazısı kaleme aldı.
Aynur Sülün, HÜDA-PAR’ın bayan hakları konusunda haksızlığa uğradığını tez etti.
İşte Aynur Sülün’ün köşe yazısının tamamı:
HÜDA-PAR VE BAYAN MESELESİ
Dört bir yandan düğmesine basılan cenah, medya vasıtasıyla HÜDA PAR’a saldırdıkça toplum daha fazla HÜDA PAR’ı tanıma fırsatı elde ediyor.
Her gün aralıksız olarak TV kanallarının çabucak hepsinde HÜDA PAR konuşuluyor, tartışılıyor, enine uzunluğuna masaya yatırılıyor.
Sayfa sayfa parti programı okunuyor.
Toplum, HÜDA PAR’ın unsurlarını şahsen düşmanlarının ağzından dinledikçe hayran kalıyor.
Karşı cenah aklını peynir ekmekle yemiş olacak ki kendi eliyle kendini rezil rüsvay ediyor.
Onlar ekran karşısında parti programını satır satır okurken HÜDA PAR’ın toplum nezdinde nefretle karşılık bulacağına inanıyorlar. Düşmanları tarafından reklamı bu kadar yapılan bir parti daha Türkiye tarihinde görülmemiştir herhalde.
Onlar konuştukça HÜDA PAR büyüyor, oy oranı ve takipçileri artıyor.
Bana nazaran bu durum Ulu Allah’ın HÜDA PAR’a bir lütfudur, bir keremidir. Rabbim tüm HÜDA PAR teşkilatını bu lütfa layık eylesin. Zafer yakındır inşallah.
HÜDA PAR, Cumhurbaşkanıyla ittifak görüşmeleri yapana kadar ismi dahi anılmayan bir partiydi. Sarsıntının birinci gününden beri halkın yanından hiç ayrılmadı.
Depremzedelerin meselelerini, kahırlarını çözmek için canla başla çalıştı, çalışmaya devam ediyor.
Her bir üyesi elindeki üç beş kuruşu, çocukları ise kumbarada biriktirdikleri paraları depremzedeler için seferber etti.
HÜDA PAR’ın bu gayretlerini görmezden gelenler,
Hatta hani dinciler diye fitne kazanları kaynatanlar,
HÜDA PAR başta olmak üzere depremzedelerin yarasını saran tüm İslami STK’ları zelzelenin yaşanmadığı 70 vilayet görmesin diye perdeleyenler…
Deprem bölgesinde canlı yayın yaparken ekran karesine HÜDA PAR’lı gençler yansımasın diye harikulâde bir uğraş sarf edenler artık yüzü koyun yere yapıştılar.
HÜDA PAR’a ve İslami STK’lara yönelik teveccühün artmasından korkan bu cenah artık eliyle, lisanıyla, telaffuzuyla, kalemiyle, medya kanalıyla HÜDA PAR’ın reklamını yapıyor.
Bu tablo aklıma Allah Resulü(SAV)’nün, Ebu Bekir’le hicret ederken kapıda bekleyen müşriklerin ortasından, Yasin müddetini okuyarak görünmeden geçmeleri geliyor. O gün müşriklerin gözlerindeki görme yetisini alan Allah, bugün de kendi uğrunda ihlasla çaba eden HÜDA PAR’ın düşmanlarının akıllarını başından aldı.
Meral Akşener artık de HÜDA PAR’ı bayan sorunu üzerinden vurmaya çalışıyor.
O vurmaya çalışırken inşallah HÜDA PAR’ın bayana bakışı daha düzgün kavranmış olacak.
Kadınlar kendileri için kullanılan ‘özgürlük ve eşitlik’ kavramlarının içinin, bayan düşmanı güruhlar tarafından hangi tuzaklarla doldurulduğunun ve fıtratlarına alışılmamış bir biçimde kendilerine biçilen uydurma rollerin sultasından kurtulacaklardır.
İnşallah HÜDA PAR’la, iki farklı özelikte yaratılan bayan ve erkeği, eşitleme ismiyle birbiriyle çatıştıran, ayrıştıran, hasım kılan anlayışların, kanunların sonu gelecek. Bayanlar fıtratıyla buluşacak.
Kadın, fıtratıyla buluşmadıkça emeklerinin ve cinselliğinin sömürülmesinin önüne geçilemez. Bayan fıtratına kavuşmadıkça gerçek hürmeti ve saygınlığı korunamaz.
Kadın annedir. Bayanın bedeninin bütün işlevleri, organları daha doğuştan itibaren, ileride bir anne olacak halde yaratılmıştır. Bayanın fıtratında, yani yaradılışında ağır bir biçimde Allah tarafından verilen şefkat duygusu, onun evladına annelik yapabilmesi içindir. Bayan doğum yaptığında tüm organları kucağındaki çocuğa süt üretmek için seferber olur. Psikolojisi daima çocuğunu muhafaza, yetiştirme, besleme ve eğitme üzerinedir. Bayan her şeyden evvel insandır, sonra annedir. İnsanı eğiten, yetiştiren ve topluma hazırlayandır.
Onun için huzurlu bir toplumun varlığı bayanın kendi fıtratındaki bu duyguyu muhafazası, önemsemesi, çocuğuna en muhtaç olduğu periyotlarda annelik yapmasıyla mümkündür. Bu sebeple bayanlar çalışmak zorunda bırakılmamalı, çalışma hayatına dahil olmaya zorlanmamalı. Bayanın çalışması annelikten çok daha üstte bir bedelmiş üzere bir algı yürütülmemelidir. Yirmi beş yıl evli kalmış olan annelere emeklilik aylığı bağlanmalıdır.
Bununla birlikte çalışmak isteyen, çalışması gereken annelerin çalışma şartları fıtratına uygun ve annelik işlevini yerine getirmesine pürüz olmayacak formda düzenlenmelidir.
HÜDA PAR Parti Programında der ki;
“Huzur ve barış ortamının sağlanması, manevi ve ahlaki kıymetlerle donatılmış bireylerin yetişmesiyle mümkündür. İnsanın birinci öğretmeni ailesidir, toplumu yetiştiren bayandır. Bayanın hak ettiği yerde olması ve en asli görevini yerine getirebilmesi, Toplumsal Siyasetlerimizin temelleri ortasındadır.
Kadının cinsel ve ekonomik istismarının önlenmesi, ona yönelik her türlü şiddetle gayret edilmesi ve hak ettiği hürmeti görmesi öncelikli Politikalarımızdandır”.
Vesselam.