Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “23. Periyot İsimli Yargı Hakim ve Cumhuriyet Savcıları Kura Töreni”ne görüntü konferansla katıldı. Erdoğan konuşmasında, yeni atanan savcı ve yargıçlara “İçinizde çok para kazanmak isteyen varsa yanlış mesleği seçtiğini bilmelidir. Gidip iş adamı, teşebbüsçü, profesyonel üst seviye yönetici olmalıydı” derken, “İçinizde çok para kazanmak isteyen varsa yanlış mesleği seçtiğini bilmelidir. Gidip iş adamı, teşebbüsçü, profesyonel üst seviye yönetici olmalıydı” ifadelerini kullanması dikkat çekti.
Görev yerleri aşikâr olacak 1379 hakim ve cumhuriyet savcısına meslek hayatlarında muvaffakiyetler dileyen Erdoğan, “Görev yapacağınız mahkeme salonları ve adliye binalarında yazan ‘Adalet mülkün temelidir.’ kelamı ebediyen sizlerin rehberi olmalıdır. İnsanlığın varoluş uğraşının en temel ögesinin adalet olduğuna, dünyanın adalet üzere ayakta kaldığına inanmayan hiç kimsenin bu mesleği hakkıyla yapması mümkün değildir” diye konuştu.
Hakim ve savcının anayasa, kanunlar ve öteki mevzuata nazaran vazifesini icra ettiğini belirten Erdoğan, “Unutmayınız, hakim ve savcının asıl murakıbı kendi vicdanıdır. Kendi iç dünyasında hakka, hakikate, ahlaka ve bütün bunlarla kuşatılmış adalet anlayışına sahip olmayan için kağıt üzerindeki yazıların manası yoktur. Vasat bir kanunla âlâ hakim ve savcılar adaleti tesis edebilir fakat vicdanı olmayan hakim ve savcıların elinde en eksiksiz kanunlar bile birer zulüm aracına dönüşebilir” değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, adaletle zulüm ortasındaki ince çizgiye dair kadim inançların temel kaynaklarının yanında pek çok filozofun, pek çok devlet adamının ikazları, görüşleri bulunduğuna işaret ederek, misyona başlayacak hakim ve savcılara şöyle seslendi:
“İnsanların adalete güvenmediği bir toplumda ne huzur ve emniyet iklimi korunabilir ne de devlet sistemi sağlanabilir. Türkiye, geçmişte çeşitli periyotlarda maalesef bu zahmetleri yaşamıştır. Kimi vakit darbe ve vesayet güçlerinin, kimi vakit FETÖ üzere terör örgütlerinin tesiri altına giren adalet sistemimiz, milletimizin gözünde epey örselenmiştir. Milletimizin hafızasında ve kalbinde merhum Menderes’in ve arkadaşlarının idamı da 12 Eylül yargılanmaları da FETÖ ihanet çetesinin kumpasları da acı izler bırakmıştır. Bunun için sizlerden vicdanınızı ve imzanızı Allah korkusu ve uygulamakla yükümlü olduğunuz kanunlar dışında asla hiçbir kimsenin, hiçbir gücün buyruğuna vermememizi istiyorum. Bu türlü unsurlu davrandığınızda hayatın sizin için daha sıkıntı olacağınızdan kuşkunuz olmasın fakat gece başınızı yastığa koyduğunuzda içinizde hissedeceğiniz huzurun ve mutluluğun bedeli bu kahırların hiçbiriyle mukayese edilemez.
Evlatlarınıza bırakacağınız en büyük miras, tüm ömrünü adalete adamış, onurlu, saygın, tertemiz bir isim olacaktır. İçinizde çok para kazanmak isteyen varsa yanlış mesleği seçtiğini bilmelidir. Gidip iş adamı, teşebbüsçü, profesyonel üst seviye yönetici olmalıydı. İçinizde şan, şöhret peşinde olan varsa, o da yanlış mesleği seçtiğini bilmelidir. Gidip sanatçı, sportmen, siyasetçi, rastgele bir alanın fenomeni olmalıydı. Hakim ve cumhuriyet savcısı olarak size düşen vazife, şahsınıza emanet edilen adalet kulesini, sessiz sedasız bir formda, tıpkı merhum şehit Mehmet Selim Kiraz savcımız üzere gerektiğinde hayatınız kıymetine korumanızdır. Vazifenizi hakkıyla yerine getirdiğinizde yalnızca düzgün bir hakim, yeterli bir savcı olarak anılacaksınız. Buna karşılık Hazreti Mevlana’nın tanımıyla, üzerinize düşenleri yapmadığınızda zalim sıfatıyla yaftalanacaksınız. Her birinizin bu mesleği seçerken üstleneceğiniz ağır yükün şuurunda olduğunu biliyorum.”