İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Merzifon tarihiyle de çok özel, insanlarıyla da çok özel, stratejik ehemmiyetiyle de çok özel.
Sizinle sohbet etmeye, dertleşmeye ve sizin o gücünüzü alıp bütün Türkiye’yi dolaşmak için geldim.
Zaman süratle akıyor, önümüzde çok az vakit var. Az vakitte çok büyük işler başarmak zorundayız. Yalnızca milletin ittifakına oy verenler için değil, 86 milyon insanımız için başaracağız.
Türkiye’de siyasete ahlak gelsin, siyasete dinamizm gelsin, siyasetten kibir, bencillik gitsin. Siyasete liyakat gelsin. Partizanlık devletimizin bütün kurumlarımızdan uzaklaşsın. Memleketimizin her birine eşitlik gelsin diye yola çıktık.
Size bu milletin vicdanını, bu devletin aklını, bu insanlarımızın ahlakını ve hak, hukuk ve adaletin simgesi olmuş sevgili 13. Cumhurbaşkanımız sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun selamını getirdim size.
Biz herkesin elini sıkmaya geliyoruz. Herkesle konuşacağız, ‘benden değilsen yoksun’ asla demeyeceğiz.
ERDOĞAN’A YANIT
Şimdi memleketimizi yöneten akıl, şahıslar, sayın Cumhurbaşkanı, İstanbul’a gelip İstanbul Büyükşehir Belediye Lideri’ne laf atmaz. Gerek yok. Bu milletin oyuyla seçilmiş bir kişi, 86 milyonun cumhurbaşkanı olmalı.
Çivi bile çakmamış diyor bana. Bak, bak, bak… Bir gün beni davet et, anlatayım. Bir gün bile yetmez hizmetlerimi anlatmaya. Sorun şurada; 25 yıl yönettiler, bilhassa son 15 yılda çok problemli işler yaptılar İstanbul’da. Biz seçimi kazanınca zannettiler ki malını, mülkünü aldık! İstanbul’u kendi malı ve mülkü zanneden bir küme var, bir avuç insan! İstanbul 16 milyon insanın.
14 Mayıs’ta 86 milyon insan onlara güle güle diyecek, bay bay diyecek. 86 milyon insanımızla bu ülkenin sahibi olduğunu hissettirdiği bir devri başlatacağız.
Gençleri biz oy deposu olarak görmüyoruz. Ben şahsen onlardan çok besleniyorum. Gençlerin nasıl dinamik olduklarını, nasıl dürüst olduklarını biliyorum. Gençler bana ‘Başkanım adalet istiyoruz’ diyorlar.
Dertleşelim. 14 Mayıs’a kadar biz her yeri gezeceğiz. Ancak bu iş yalnızca bizim ya da siyasi dostlarımızın işi değil. Ne yapacağız? Herkesin gönlünü kazanacağız. Vatandaşın kederini dinleyeceğiz.