MHP Genel Lideri Devlet Bahçeli, partisinin küme toplantısında konuştu.
Gündeme dair açıklamalarda bulunan MHP önderi Bahçeli, Sarsıntı felaketi çığ düşmesi ve uçak kazasında hayatını kaybedenlere rahmet dileyerek konuşmasına başladı. Bahçeli konuşmasının devamında zelzele vergisi tartışmalarına değinirken, “Toplanan zelzele vergisinin akıbetini sorgulayanlar iftira çanağında ip üzere dizilmişlerdir. Çöken devlet değildir, çürük binalardır, utanmaz müteahhitlerdir, kaçak yapılara göz yuman iş birlikçi yöneticilerdir” tabirlerini kullandı.
“Türk milleti tarih boyunca felaketlere teslim olmamıştır. Türk milleti felaketlere direne direne, facialara meydan okuya okuya bugünlere gelmiştir” diyen Bahçeli, “Varsayalım devlet çöktü, hepimiz inançla el ele veririz, tekrardan ocağımızı tüttürürüz, canımızı hiçe sayar Oğuz jenerasyonunu sürdürürüz” ifadelerini kullandı.
FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI TARTIŞMALARI
Bahçeli, FETÖ’nün siyasi ayağı tartışması üzerine de konuşurken, CHP başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklendir. Bahçeli, “Kılıçdaroğlu bugün FETÖ’nün siyasi ayağını açıklayacakmış, aynaya baksa ayağını da uzunluğunu da görecek” sözlerini kullandı.
Bahçeli, 26’ncı Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’un açıklamalarını da gaye aldı. Bahçeli, “26’ncı Genelkurmayı FETÖ’cülerle gerekli çabayı yapmış mıdır” tabirlerini kullandı.
Devlet Bahçeli’nin konuşmasının öne çıkan kısımları şöyle:
“Felaketler 2020 yılında adeta otomatiğe bağlamış ülkemizi tesiri altına almıştır. Elazığ’da 6,8 büyüklüğündeki sarsıntı milletimizi derin bir hüzne sevk etmiştir. 41 vatandaşımız zelzelede hayatını kaybetmiş, 1600 vatandaşımız da yaralanmıştır. Türk milleti depremzedelere sahip çıkmıştır, devletin tüm imkanları seferber edilerek darda ve zorda kalanlara el uzatılmıştır. 4-5 Şubat’ta iki gün boyunca Van Bahçesaray karayoluna 2 çığ düşmüştür. 41 kardeşimiz şehit olmuş, 84 kardeşimiz de yaralanmıştır. Zelzele oldu, çığ düştü derken Sabiha Gökçen Havalimanı’nda bir yolcu uçağı maalesef kaza kırıma uğramış 3 kişi hayatını yitirmiş 180 kişi de yaralanmıştır. Türk milleti felaketlere teslim olmamıştır. Direne direne bugünlere gelmiştir. Allah’ın müsaadesiyle berbat günler geçecektir. Karamsarlık iman dolu gönüllere yakışmayacaktır.
“DEVLET BİREBİRDİR FITRAT AYNIDIR”
Özellikle 1999 Gölcük zelzelesi ile Elazığ sarsıntısını karşılaştırıp siyasi fırsatçılık yapan küçük ve güdük bir azınlık gözümüzden kaçmamıştır. 1999 sarsıntısında devletin çöktüğünü, bugün ayakta olduğunu söyleyen zavallılar ile toplanan sarsıntı yardımlarıyla memur maaşlarının ödendiğini söylenmiştir. Bunlar zübükzadelerdir. Bilinmelidir ki ne Türk devleti 1999’da çöktü, 2020 zaafa uğradı. Çöken binalardır, utanmaz müteahhitlerdir. Devlet birebirdir, fıtrat ayındır, duruş birebirdir. 1999 Marmara zelzelesi ile 2020 Elazığ sarsıntısını teraziye koyup tartıya çıkarmak ayıp, ahlaksızlık değil midir? Zelzelenin küçüğü büyüğü olabilir ancak acının azı birçok olmaz.
Türk milleti doğal felaketlerle çaba ederken İdlib’de kahredici gelişmelere şahitlik edilmiştir. Kanlı Suriye rejimi Türk askerini amaç almıştır. Artık buna tahammül edecek halimiz kalmamıştır. Katil Esad defolup gidesiye kadar yüreğimiz soğumayacaktır.
Hem Suriye’yi hem de Türkiye’yi eşzamanlı denetim etmeye çalışan Rusya yeterli niyetli değildir. Hükümetin, Rusya ile alakaları tekrar gözden geçirmesi temennimizdir. Ne Astan’dan ne Soçi’den ne Cenevre’den ne de diplomatik temaslardan rastgele bir sonuç bugüne kadar çıkmamıştır, çıkması da beklenmemelidir. Şehitlerimiz vebali saldırgan Suriye kadar buna ortam hazırlayan Rusya’nın omuzlarındadır. Bununla yüzleşmek kuraldır.
Türk milleti gerekirse, diğer da seçenek görülmezse, Şam’a girmeyi şimdiden planlamalıdır. Yansın Suriye, yıkılsın İdlib, kahrolsun Esad. Mehmetlerimizi şehit eden alçaklara ses çıkarmayıp Türk devletini suçlayanlar ortadadır. Esad devrilmelidir, zulüm şatoları yıkılmalıdır.
“FETÖ’CÜLERLE GEREKLİ ÇABAYI YAPMIŞ MIDIR”
Sayın İlker Başbuğ bir televizyonda yaptığı açıklamalarla malum tezlerde bulunmuştur. MHP 2009’da ne söylemişse bugün de gerisindedir. Sayın İlker Başbuğ, yanlış bir yerde iz sürmektedir. Bugün eski uygulamaya dönülse, Sincan ve Silivri’deki darbecilere tekrar yargılanma imkanı sunulsa neler doğabileceğini düşünen var mıdır? Sivil mahkemelerin verdiği kararların ihlali nasıl bir gelişmeye kapı aralayacaktır. Bunu FETÖ’ye bağlamak çok ve zorlama bir yorum değil midir? Bunu tırmandırmak kime hizmet edecektir? 26’ncı Genelkurmayı FETÖ’cülerle gerekli çabayı yapmış mıdır?”