AKP Genel Lider Yardımcısı Uzman Ünal, “17-25 Aralık’tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilgisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla münasebeti olanlar da 17-25 Aralık’tan sonra esasen AK Parti’den ayrıldılar.” dedi.
Mahir Ünal, CNN Türk’te katıldığı programda “FETÖ konusunda devlet içinde önemli bir paklık yapıldı mı?” sorusunu şöyle yanıtladı:
“17-25 Aralık’tan sonra AK Parti’den kimler ayrıldı? Bunlar nereye gittiler? Bunların hepsi biliniyor. Bunları isim isim sayabiliriz, bunların kim olduğunu kamuoyu biliyor. 17-25 Aralık’tan sonra AK Parti bütün kongrelerinde, belediye ve genel seçimlerde kılı kırk yardı, ince eleyip sık dokudu ve bu yapıyla ilgisi olan kimseyi partiye yaklaştırmadı. Bu yapıyla alakası olanlar da 17-25 Aralık’tan sonra aslında AK Parti’den ayrıldılar. Hatırlayın Hami Yıldırım’lar, Hakan Şükür’ler, İlhan İşbilen’ler, Muhammed Çetin’ler… Bir sürü isim sayabilirim. Defoldu gittiler. Bunların nerede oldukları ve nereye gittikleri de yargının ve savcıların, Türk yargısının sorunudur.”
Devletin içerisinde de paklığın büyük oranda yapıldığını aktaran Ünal, “Devlet büyük bir titizlikle bunlarla ilgili paklığa dikkat ediyor ve paklık yapıyor. 17-25 Aralık’tan sonra biz bu hassasiyeti gösterirken Cumhuriyet Halk Partisi tam aksine bu yapıya açıklamalarıyla yaklaşımlarıyla adeta kalkan oldu, geçersiz tapeler yasaya karşıt, hukuk dışı biçimde TBMM çatısı altında Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kullanıldı maalesef. 15 Temmuz’dan sonraki süreçte de FETÖ’cüleri yargılayan mahkemeler şahsen CHP sözcüleri tarından itibarsızlaştırıldı.” diye konuştu.
“BİZİM GELENEĞİMİZDE DEVLET, CEMAATLERİ KENDİ YAPISINA YAKLAŞTIRMAZ”
Mahir Ünal, “Cemaat yahut tarikatların devleti tekrar ele geçirmesinin önüne geçmek için önemli bir irade var mı?” sorusu üzerine ise şunları söyledi:
“Bizim Osmanlı geleneğimizde de devlet asla dini kümeleri kendi yapısına yaklaştırmamış, dini kümeler da devlete yakın olmamışlardır. Bizim geleneğimizde devlet her vakit bu kümelere karşı bir uzaklıkta olmuştur fakat hürmetini da korumuştur. Bu kümelere karşı devlet düşmanlık da etmemiştir. Bu hususta devlet son derece hassas. Dini yapıların devlet içinde yapılanmasına asla müsamaha gösterilmemelidir. Zira şayet bir yapı devlet içinde yapılanmak istiyorsa bu ister dini olsun ister öteki manalarda olsun buna zati müsaade etmez. Devletin kendi iç hiyerarşisi, hukuku ve düzenlemesi vardır. Buna müsaade ettiğiniz anda devlet dediğiniz şeyi aslında ortadan kaldırırsınız.”
15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’nden 18 bin, Emniyet’ten 33 bin kişi FETÖ ile ilişkili oldukları gerekçesiyle ihraç edilmişti. Bütün kurumlardan ihraç edilenlerin sayısı 130 bini aştı.