SuperHaber müellifi İzzet Çapa, bugünkü köşesinde, “Aydın Doğan Hürriyet’i geri mi alıyor” başlığıyla dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Aynı vakitte eski Hürriyet muharriri da olan İzzet Çapa, Doğan Holding Kurucu ve Onursal Lideri Aydın Doğan’ın Hürriyet’i geri almak için görüşmelere başladığını tez etti.
İzzet Çapa, “Bir bireyden duysam hayatta inanmazdım. İki kişi söylese temkinli yaklaşırdım. Fakat yıllarını gazetecilik mesleğine vermiş, hele de Hürriyet’i ve Doğan Grubu’nu çok yakından bilen – tanıyan üç başka arkadaşımdan tıpkı tarafta duyumlar gelince yazmak kaçınılmaz oldu” ifadesiyle başladı.
İzzet Çapa, yazısına şöyle devam etti:
“Gelelim sadede…
Söylentilere nazaran, Aydın Doğan Hürriyet’i geri almak için görüşmelere başlamış bile…
Eğer sattığı şartlarda verecek olurlarsa, çabucak almaya hazır olduğunu söylüyormuş medyanın eski kurdu…
Eğer bu satış gerçekleşirse, Milliyet ve Posta Demirörenler’de kalacak…
Hürriyet ise, Doğan Grubu’na satılacak…
Kanal D konusunda ise rivayet muhtelif…
Bir arkadaşım Kanal D’nin de pakette olduğunu söyledi; başkaları sorunun yalnızca Hürriyet olduğu konusunda ısrar etti…
Şimdilik bunlar sadece medya kulislerinden sızan dedikodular…
Şimdi gelin kümenin kıymetli ismi Hande Fırat’ın 13 Aralık günkü yazısına bir göz atalım…
İyi bir medya okur müellifliğiyle sıkıntının şifresini orada arayalım…
‘14 AK Partili, ziyaretleri ve önerileri’ başlıklı yazısında, AK Parti’den ayrılanlarla ‘ikna görüşmeleri’ yaptıkları tez edilen 14 kişiyi anlatıyordu Hande Fırat…
Ve bu 14 ismin Cumhurbaşkanı’na sundukları raporda bakın nasıl bir husus vardı…
Virgülüne dokunmadan alıntılıyorum…
‘Medyadaki monopolleşme ve taraflı yayınlar aleyhimizde gelişmektedir.’
Hakikaten enteresan değil mi…
Olayın eski işverenlerinin geri dönmesini isteyen gazeteci arkadaşlarımın ‘wishful thinking’ temennileri mi yoksa gerçek mi olduğunu önümüzdeki günler gösterecek…
Son bir not da Ahmet Hakan için söyleyelim…
Sen tekrar de olursa bu geri dönüşe pek sevinme arkadaşım zira dedikodulara nazaran işverenlerin başında, genel yayın yönetmenliği koltuğu için başka bir isim varmış…
Haydi onu da söyleyip bitirelim; Çınar Oskay…”