Tarih 14 Mart 2020…
Sözcü gazetesi müellifi Aytunç Erkin, “O fotoğrafın anlamı” başlıklı yazısında, AKP içindeki iktidar hengamesini şöyle yazdı:
Saat 21.24… İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifasını toplumsal medya hesabından duyurduğu 21.24’ten sonra toplumsal medyada saat 23.00 üzere şu davet yapıldı:
– “İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu’nun istifasının kabul edilmemesi için daima birlikte saat 00.00’da muvaffakiyetini ve misyonuna devamını alkışlayarak destekleyelim. #türkiyesizinlebakanım”
Ve bir anda Bakan Soylu’yu destekleyen gazeteciler takviye bildirilerini yayımlamaya başladı… Ve kimi trol hesaplar harekete geçti…
Sonra…
Saat 00.48… Yaklaşık 3.5 saat sonra Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bilgisayar başında çalışırken çekilmiş fotoğrafını paylaştı. Twitter’dan yaptığı paylaşımda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Huber Ofisi’nde çekilen fotoğrafına yer veren Altun, “Allah ömrünüze rahmet, gücünüze güç katsın Sayın Cumhurbaşkanım” tabirini kullandı.
Yani… Ankara ve İstanbul’da “Soylu kampanyası” yapan gazetecilere ileti verildi. Nasıl mı?
Ankara kulislerinde şu konuşuluyor:
“Güç savaşının yansıması bu fotoğrafta zımnî. İstifanın duyulduğu saatlerde iktidara yakın medyadan, birtakım muhalif gazetecilere kadar çok sayıda gazeteci Süleyman Soylu’nun geri dönmesi için davette bulundu. FETÖ ve PKK konusunda çabanın aksayacağı tabir edildi. Ancak Beştepe, başkanın Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunun altını çizdi…”
Yani… AKP içinde birinci kez güç savaşı bu kadar net bir biçimde görüldü, Bakan Soylu’nun medyada değerli bir gücü olduğu da anlaşıldı. Erdoğan’ın istifa sürecinde politik gücünün ziyan gördüğü birinci kez dillendirilmeye başlandı…
FAHRETTİN ALTUN MANŞETTE
Tarih 14 Nisan 2020…
Cumhuriyet Gazetesi’nin ikinci manşeti “Boğaz’da kaçak var”dı… Okuyalım:
“…Türkiye’nin koronavirüsle uğraş ettiği günlerde Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Fahrettin Altun’un Boğaziçi Öngörünüm Bölgesi’nde yer alan K. (semtinde) kiraladığı toprağa yol, şömine ve çardak üzere peyzaj düzenlemesi yaptırdığı ortaya çıktı. Altun’un kiraladığı bölgedeki inşaat çalışmasındaki yapılar mahalle sakinlerinin şikâyeti üzerine dün İstanbul Büyükşehir Belediyesi gruplarınca yıkıldı.”
Tarih 15 Nisan 2020…
Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Prof. Dr. Fahrettin Altun’un vekili avukat Sezgin Tunç “Boğaz’da kaçak var” başlıklı haberlere ait açıklamada bulundu.
-“‘Boğaz’da kaçak var’ başlıklı haberde Cumhurbaşkanlığı İrtibat Lideri Prof. Dr. Fahrettin Altun hakkında temelsiz ve hakikat dışı tezler ileri sürülmüş, gerçekler tahrif edilerek kamuoyu yanıltılmaya çalışılmıştır. (…) İstanbul Vakıflar II. Bölge Müdürlüğü’nün ihalesi yapılan öbür 35 adet taşınmaz ile birlikte hazırlık ve ilanını 23.03.2020 tarihinde, ihalesini de 08.04.2020 tarihinde yaptığı Üsküdar ilçesinde yer alan 241,07 m2 alanlı bir arsa için yapılan arsa kiralama ihalesine, müvekkil, temsilcisi aracılığıyla en yüksek teklifi vermiş ve ardından ihale uhdesinde kalmıştır. Arsa üzerinde bahçe düzenleme çalışması dışında sav edildiği üzere rastgele bir yapılaşma da kelam konusu değildir. (…).”
Konumuz bu ev ve yıkım değil… Geliyoruz temel mevzuya: Cumhurbaşkanlığı Bağlantı Lideri Fahrettin Altun’a bu süreçte iktidara yakın gazetecilerden kim ya da kimler takviye verdi? Yalnızca iki tweet atıldı: Birisi Emin Pazarcı’dan, birisi de Ersoy Dede’den!
Peki öbür gazeteciler… Neden Fahrettin Altun’a sahip çıkmadı?
“Uçağa benim adımı ne olur yazdır” diyen gazetecilerden hiç ses çıkmadı. Neden?
Onca gazeteciden ses çıkmazken Altun’u görüntü çekip savunan komşusu -eski TKP’li- şarkıcı Şükriye Tutkun oldu!
AKP içinde neler oluyor? Erdoğancılar bir yanda Soylu takımı bir yanda mı?
Görünen, AKP içindeki güç hengamesi artık netleşti!