Sözcü gazetesi muharriri Çiğdem Toker, “İktidar Ankara’nın sıhhatiyle oynuyor” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Toker, yazısında Ankara’da gitgide büyüyen bir tehlikeye değindi: Atık su.
Çiğdem Toker, Ankara’daki atık su arıtma tesisinin, mevcut durumda yetersiz kaldığını, arıtılamayan suların Ankara Çayı’na ve Sakarya Nehri’ne karıştığını söyledi.
Yazısında, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ın görüşlerini de aktaran Toker, atık su arıtma tesisinin kapasitesinin arttırılması için gereken mali kaynağın AKP ve MHP’li meclis üyelerinin oylarıyla reddedildiğini yazdı.
“ZEHİR BURADA ÜRETİLEN MEYVE SEBZELERE KARIŞMAYA BAŞLAMIŞ”
Çiğdem Toker, şunları kaydetti:
“Ankara’da alarm vermek üzere olan su sorunu yaşanıyor. Günlük hayatı etkileyen boyutlarda değil şimdi. Lakin tedbir alınmazsa gittiği taraf parlak değil. Anlatalım:
Başkentin atık su arıtma tesisi, Tatlar Köyü’nde. Büyük ölçekli olsa da muhtaçlığa yetmiyor. ASKİ bünyesindeki Atıksu Arıtma Tesisi’nde (TAAT) çok acil yatırım yapılması gerekli.
Arıtma kapasitesi günlük 765 bin metreküpe nazaran tasarlanmış. Bugün günlük atık su debisi (atık suyun ne olduğunu bildiğinizi varsayıyorum) 1.5 milyon metreküpe ulaşmış. Kapasitenin iki katını aşmış!
Tesis, haliyle bu ölçüdeki atık suyu arıtamıyor. Pis sular Ankara Çayı ile Sakarya Nehri’ne… Ziraî sulama ve içme suyu kullanımında risk büyük. Zehir burada üretilen meyve sebzelere karışmaya başlamış. Sakarya ırmağına karışan atık su İstanbul’a kadar gidiyor.”
“AMA NEDENSE (!) ABB MECLİSİ’NDE AKP VE MHP OYLARI HASEBİYLE SONUÇ ALINAMADI”
“Bu durum, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) müracaatıyla ODTÜ’den verilmiş bilimsel raporlar belgelenmiş durumda” diyen Çiğdem Toker, yazısını şöyle sürdürdü:
“Bitmedi, Gölbaşı, Mamak ve Altındağ şebekelerinin de yenilenmesi gerekiyor.
Bütün bunlar için yatırım, yatırım için de kaynak lazım. ABB Lideri Mansur Yavaş su şebekesiyle ilgili sıkıntıları içeren bir raporu geçen sene Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da götürdü. Krediyi su şebekeleri ve arıtma tesisi için istediğini bildirdi. Fakat nedense (!) ABB Meclisi’nde AKP ve MHP oyları münasebetiyle sonuç alınamadı.
Talep edilen borçlanma yetkisine bahis meblağ 360 milyon TL. ASKİ bu krediyi alırsa asbestli borular değişecek, TAAT’de kapasite artışı için yatırım yapılacak. Ne var ki, inanılmaz toplanan son Meclis toplantısında ABB bütçesinin yüzde10’unu geçmemek üzere borçlanma yetkisi talebi reddedildi. 100 milyon TL ile sonlandırıldı. Yavaş, bu türlü bir sınırlamanın yasal olarak mümkün olmadığını söyledi.”
YAVAŞ: GELDİK BİR BAKTIK, BANKADAN KULLANILAN KREDİLERİN YÜZDE 70’İ MÜTEAHHİTLERE VERİLMİŞ
Çiğdem Toker, Mansur Yavaş’la yaptığı görüşmeyi ise şöyle aktardı:
“ABB Lideri Mansur Yavaş ile görüşüp sorular yönelttim. Meclis’teki ertelemenin siyasi sorumluluğu olduğunu söyledi. Bir gözlemimi paylaştım. Son oturumu yönetirken bir orta Meclis’in AKP-MHP’li üyelerini kastederek ‘Ne yapacaksınız metraj sayılarını, müteahhitlere mi vereceksiniz’ diye bir çıkışta bulunuyor. Yavaş’tan bu sorusunu açmasını rica ettim. Şu cevabı verdi:
‘Hiçbir kredi görüşülürken, daha evvel metraj falan sorulmamış. Geldik bir baktık, bankadan kullanılan kredilerin yüzde 70’i müteahhitlere verilmiş.’
Yavaş, bankalardan kredi yoluyla müteahhitlere aktarılan kaynakları, mukayeseli banka faiz oranlarını açıklayacaklarını söyledi. Kamu bankalarının CHP idaresindeki büyükşehir belediyelerine kredi vermeme siyasetinin sürdüğünü biliyorduk. Teyit için sordum. ‘Kredi vermedikleri üzere kredilerimizi yine yapılandırmak istiyoruz. Onu da yapmıyorlar.’ Vakıfbank’ın kendilerine teminat mektubu bile vermediğini söyleyen Yavaş, ‘Bizi özel bankalara itenler onlar. Hem bize kredi kullandırmıyor, tekrar yapılandırmıyorlar. Bizi daha yüksek faizli özel bankalara itiyorlar. Hem de milletten mevduat talep ediyorlar. Ondan sonra da neden bizim ismimizi söyledin diyorlar.’”
ODTÜ’NÜN RAPORU
Çiğdem Toker, ODTÜ’nün hususla ilgili hazırladığı rapora da değindi:
“Tatlar Atıksu Arıtma Tesisi’ndeki durumun vahameti, bilimsel raporda tek tek sayılmış. ODTÜ Etraf Mühendisliği kısmı öğretim üyeleri Prof. Dr. Dava Yetiş, Prof. Dr. Filiz B. Dilek, Prof. Dr. Ayşenur Uğurlu’nun hazırladığı rapordan birtakım bilgi ve bilgiler:
– Tesise gelen atık suyun mevcut tesis ile arıtılması mümkün olmadığından deşarj ortamı olan Ankara Çayı, hasebiyle Sakarya Irmağı su kalitesi olumsuz olarak etkilenmektedir.
– Bu durum gerek sulama emelli kullanım, gerekse içme suyu hedefli kullanım açısından da önemli riskler yaratmaktadır.
– TAAT’nin karbon, azot ve fosfor sarfiyatı için acilen revizyon yapılmalıdır. ODTÜ tarafından 20 yıl evvel hazırlanan raporda da bu acil gereksinim işaret edildi. Nüfus beklenenden de fazla artmıştır. Bu durum 2000 yılında işaret edilen acil muhtaçlığın daha da acil hale geldiğini göstermektedir.
– TAAT’nin kapasitesinin arttırılması ve ileri arıtma tesisine dönüştürülmesi muhtaçlığı son derece açık ve tartışılması mümkün olmayan bir gerçektir.
– Ankara Çayı ve Sakarya Irmağı’nın ekolojik istikrarının daha fazla bozulmasının önlenmesi ve içme suyu ya da sulama suyu kaynağı olarak kullanımında sıhhat risklerinin en aza indirilmesi, toplum sıhhati açısından son derece değerlidir.”