SOL Parti'nin kurultay sonrası birinci basın toplantısı, Liderler Heyeti Üyeleri İlknur Başer ve Lider İşleyen tarafından parti genel merkezinde yapıldı.
BirGün’de yer alan habere nazaran; SOL Parti’nin yol haritasını Liderler Heyeti Üyesi Başkan İşleyen açıkladı. İşleyen, Nazım Hikmet’in doğum gününü ve Rosa Luksemburg’un mevt yıl dönümünü anarak konuşmaya başladı.
İşleyen, SOL Parti’nin yol haritasını şöyle açıkladı:
“Solu tesirli kılarak Türkiye’ye değiştirebiliriz. Bu amaçla başlattığımız yürüyüşümüzde artık Sol Parti’nin kuruluş sürecini başlatıyoruz. Mahalle mahalle, sokak sokak bir ortaya gelmek, SOL Parti’yi birlikte kurmak, programımızı, örgütlenme anlayışımızı ortaklaşa kararlaştırmak üzere yan yana gelmek istiyoruz. İştirakçi, demokratik, halkın inisiyatifini öne alan kolektif bir siyaset SOL siyasetin temelidir.
Bu siyaset anlayışını her seviyede hakim kılacak bu kurucu süreç tıpkı vakitte hayatın her alanında örgütlenmeleri geliştirmek ve çoğaltmanın da adımı olacaktır. Lakin örgütlü olursak bu kötülükle baş edebileceğimiz fakat örgütlü olursa özlediğimiz geleceği kurabileceğimizin şuuruyla SOL Parti’de örgütlenmeye, SOL Parti’yi birlikte örgütlemeye davet ediyoruz.”
İŞSİZLİK ÇALIŞTAYI
İşleyen konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Manifestomuzda, SOL Parti’nin davetinin soyut bir davet olmadığını, halkın acil talepleri etrafında bir çaba daveti olduğunun altını çizmiştik. Bu anlayışla, birinci adımımızı ülkenin en yakıcı problemlerinden birisi olan, gençlerin garantisiz ve geleceksizlik sarmalında çaresiz bırakılmasına karşı atıyoruz. İş bulma umudunu dahi kaybeden, diplomaları değersizleşmiş, hayatları çekilmez hale gelmiş, işsizlik ve borç batağında boğulan gençlerin somut talepleri için uğraş etmek hepimizin en temel sorumluluğudur. Bu adımları atmak üzere, gençliği inisiyatifi ile bir Çalıştay düzenleyerek, burada ortaya çıkan somut talepleri ülke sathında örgütleyeceğiz.
“BUNU BAŞARABİLECEK BİR GÜÇ BİR BİRİKİM VAR”
Siyasal islamcı rejim bir çözülme sürecine girdi. Ancak çözülme sürecine girmiş olmaları, onu bir tehlike olmaktan çıkarmıyor. Bilakis, iktidar bloku çözülmenin mutlak bir hezimete dönüşmemesi için, daha tehlikeli bir hal alıyor. Son devirdeki bir kaç gelişme bunun işaretlerini veriyor. Bu adımlar açık ki artık sefalete ve kör cehalete mahkum olmak istemeyen halkın taleplerini bastırmak, muhalefeti etkisiz kılmak üzere atılan adımlardır. Dış siyasette İhvancı, cihatçı eksen de bunu besliyor. Ancak tüm bunlara karşın, işçiler, gençler, bayanlar artık bu rejimde yaşamak istemiyor, bunu değiştirmek istiyor.
Muhalefet Türkiye’de ise bu gelişmeler karşısında etkisiz bir pozisyondan çıkamıyor. Bu çürümüş nizamın artıklarıyla birleşmeyi önüne koyan, sağa yaslanmış ve sermayenin ve uluslarası güçlerin taleplerine karşılık vermeyi öne alan bir muhalefet doğal olarak halkın somut meselelerine, hasret ve taleplerine karşılık veremiyor. SOL Parti, ülkeyi topyekun çürümeye götürecek bu dengeyi değiştirmek üzere harekete geçiyor. Bir büyük çelişki var. Bir yandan sıkıntı ve hile dışında yönetemeyen bir iktidar bir yanda da bu iktidara artık kâfi diyen milyonlar. Biz, bu çelişkinin lakin solun tesirli bir güç haline gelmesiyle, halkın örgütlü bir güce dönüşmesiyle mümkün olabileceğine inanıyoruz. Bunu başarabilecek bir güç, bir birikim var. Artık daima birlikte bu birikimi, örgütlü bir güce dönüştürmek için harekete geçiyoruz.”
“BİZ, BİRBİRİMİZİN DEVASI OLACAĞIZ”
Toplantıya katılan ve işsiz olduğunu belirten üniversite mezunu Gizem Gül Kürekçi, “En büyük problemlerimizden birisinden kelam ediyoruz: güvencesizlikten, işsizlikten, geleceksizlikten. Hayalleri yarım kalmış milyonlarca gençten birisiyim” dedi.
Üniversiteyi bitirmelerine karşı gençlerin iş bulmasının mümkün olmadığını belirten Kürekçi, kelamlarını şöyle sürdürdü
“İş bulabilenlerimiz ise teminatsız ve düşük fiyatlı çalışmak zorunda. Bu türlü bir problemimiz var ancak buna ait iktidarın bir tahlili yok. Önümüzü görmemiz mümkün değil. Meğer bu derece karartılmış bir gelecek tek seçeneğimiz olmamalı. Her an, her gün yaşadığımız lakin kimsenin görmediği meselelerimizi görünür kılmak istiyoruz. Problemlerimize birlikte tahliller aramak ve bulmak istiyoruz. Öbür bir seçeneğin de olabileceğini birbirimize göstermeye; birbirimize sahip çıkmaya; birbirimizin dermanı ve umudu olmaya muhtaçlığımız var.
O nedenle, güvencesizlik ve geleceksizliği tek seçeneğimiz olmaktan çıkaracak bir yolu açabilmek üzere başlayacak bu uğraş bizi memnun ediyor. Teminatsız ve geleceksiz gençler olarak bir ortaya gelmek; öncelikle bir Çalıştay’la kederlerimizi ve taleplerimizi ortaklaştırarak yola çıkmak için hazırlanıyoruz.”
“BİREYSEL OLARAK DEĞİL DAİMA BİR ARADA ÇÖZEBİLİRİZ”
Üniversite öğrencisi Kemal Yılmaz da gelecek tasası yaşadığının altını çizerek, “Henüz bir diplomam yok fakat kederimiz şimdiden çok. Üniversiteye adım attığımız birinci yıllar, hayatımızın hoş yılları olarak hatırlanır. Fakat mezun olma vakti yaklaştıkça sıkışma başlıyor. Zira hepimiz biliyoruz ki diplomalarımızın bir bedeli yok” diye konuştu.
Pek çok arkadaşının hizmet dalında düşük fiyatla çalışmak zorunda kaldığını belirten Yılmaz, şunları söyledi:
“Mimar, mühendis ya da öğretmen diploması bir işe yaramıyor ve hayatta kalabilmek için ne iş olursa yapmaktan öbür devası kalmıyor. Hatta bu türlü de olsa iş bulabilenler şanslı sayılabilir. Bu çaresizlik karşısında bir kısım arkadaşımız yurt dışına gitmeye çalışıyor; kimisi sıra arkadaşını ekarte ederek bir işe girmeye çalışıyor kimisi de buhrana sürükleniyor. Lakin bunların hiçbirinin deva olmadığını biliyoruz. Ferdî olarak tahlil bulamayız, daima bir arada tahlil bulabiliriz. Bu çaba o yüzden tıpkı vakitte üniversite öğrencilerinin de gayreti olacaktır.”