Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın askeri başdanışmanı ve SADAT’ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, bir programda “Mehdi gelecek. Ortamı buna nazaran hazırlamalıyız” biçimindeki kelamları tartışma yaratmıştı.
Bu açıklamaya 2000'li yılların başında kendisini “Mesih” ilan eden eski Refah Partisi milletvekili Hasan Mezarcı’dan karşılık gelmişti. Mezarcı, “Şiiler kaybolmuş olan 12. imam ‘Muhammed Mehdi’yi bekliyor! Sünniler, sünnî bir Mehdi bekliyor! Devletin başına geçip savaşarak İslamı dünyaya hakim kılacak bir Mehdî beklentisi; emperyalist bir inanç, şizofrenik bir olay ve kıyamet savaşı demektir, Mehdi maskeli Deccal demektir!” sözlerini kullanmıştı.
“Mehdi, Mesih” tartışması devam ederken bir de Netflix platformundaki Mesih dizisi tartışması başladı.
Hürriyet muharriri Onur Baştürk, bugünkü “Kafaları karıştıran ‘Mesih’e dair sayıklamalar” başlıklı yazısında “Netflix’in 1 Ocak’ta gösterime soktuğu Messiah (Mesih) dizisi hem komplo teorisyenlerinin başını karıştırdı hem de seyircinin. İşte diziyi izlerken sayıkladıklarım…” diyerek tartışmaları kaleme aldı.
İşte o yazı..
Messiah’ın birinci kısmı Şam’da açılıyor. Sonra Kudüs’e uzanıyor. Oradan da Amerika’nın en muhafazakar yerine, Teksas’a! Diziyi izleyen YouTube dünyasının komplo teorisyenleri diyor ki: Bu dizi 2020’de ve ilerleyen yıllarda dünyanın başına gelecekleri evvelden söylüyor.
Evet, bu çok bilindik bir teori: Tanınan kültür eserlerinin yakın vakitte olacaklara dair insanlığın zihnini hazırladığı teorisi… Bir yandan da artık fazla klişe.
Messiah’ın başrolündeki aktörün ismi Mehdi Dehbi. Fas asıllı Belçikalı. İsminin Mehdi olması da değişik bir tesadüf. Zira İslam dünyasında da geçmişten bugüne daima çok tartışılan bir kurtarıcı, yani Mehdilik inancı vardır. Mehdi Dehbi’nin dizide rolü ise malum, Mesih.
Dizi o denli acayip bir istikrarda ilerliyor ki, daima insanı şu ikilemde bırakıyor: Bu Mesih sahiden yanlışsız mu söylüyor yoksa şarlatan mı?
Ama seyirci olarak söyleyeyim: O gıcık CIA casusuna inat Mesih’in gerçek olmasını istek ediyorsun, doğruya yanlışsız…
Messiah’ta her bölge ve neredeyse her inanca temas ediliyor. Ortadoğu’nun kalbinden kalkıp Teksas’taki baptist kilisesindeki rahibe uzanan ve çok fazla yan karaktere sahip kıssa, bir bakıma bir periyodun fenomeni ‘Lost’un inanç dünyası versiyonu üzere.
Bir kurtarıcı gelecekse o da toplumsal medyanın gücüne muhtaç elbet! Dizide bunun pek hoş detayları var.
CIA casuslarının dünyaya baktığı pencere ne kadar da tekdüze ve yorucu. Messiah’ta bunu da görüyorsun.
Esas gerçek: Azıcık bir hamasetle, hiçbir şeye aldırmadan en önden yürüyüp gideni tüm insanlık “Fareli köyün kavalcısı” misali takip etmeyi seviyor. Sorgusuz sualsiz.
Ve beşerler daima bir mucize peşinde. En ufak bir mucize bile PR gereci oluyor, lisandan lisana anlatılıp toplumsal medyada paylaşa paylaşa fenomen oluyor.