Mehmet Bedri Gültekin in yeni kitabı Siyasal İslamın Yükselişi ve Çöküşü Kırmızı Kedi Yayınlarından çıktı bostanciescortla.com Aralık 2019
Gültekin in bugüne kadar çeşitli mecmua ve gazetelerde yayımlanmış çok sayıda makale ve incelemesi bulunuyor Din ve laiklik iktisat tarihi lisan sorunu ve ulusal problem hususlarında araştırmalar yapan umraniyeescortbayan.info Gültekin in bugüne kadar yayımlanmış kitapları şunlar Sovyet Sosyal Emperyalizmi ve Kürt Ulusal Sıkıntısı Türkçe nin Dünü ve Yarını Laikliğin Neresindeyiz İkibinlerin Eşiğinde Kürt Sorunu Gelenek ve Gelişme Sultan Galiyev umraniyeescortlar.com Eleştirisi Kürt Probleminde Türkiye nin Tahlili Kürtçe Eğitim Sorunu Tayyip Gül ve Gülen Örgütü 114 Evrak Batı Asya Birliği Beş Ülke Beş Deniz On İki Bin Yılın Mirası Göbeklitepe den kartalescort.biz Günümüze Asya nın Yükselişi ve Bölgesel Birlikler Çağı
Gültekin kitabında Siyasal İslam ı dört periyot halinde inceliyor Siyasal İslamın doğum öncesi Siyasal İslamın doğuşu Neoliberal gericilik periyodu ve Siyasal İslamın çöküşü
Emperyalizm ve ortaçağ kalıntıları 20 yüzyılın başından beri kol kola oldular Bu işbirliği yeni bir dünya için çaba eden sosyalist akıma ve onun müttefiki ulusal kurtuluş hareketlerine karşı yapıldı Öbür bir deyişle emperyalizm ile ulusal devletler ortasındaki çatışma bu işbirliğinin yeri oldu
EMPERYALİZM GÖRÜLMEDEN
Gültekin en başta vurgulanması gereken gerçeği şöyle açıklıyor Emperyalizm olgusu görülmeden emperyalist devletlerin 20 yüzyılda izlediği siyasetler araştırılmadan bu devletlerin bilhassa Müslüman ülkelere ait amaçları göz önüne alınmadan siyasal İslamcı hareketleri hakikat bir halde kıymetlendirme mümkün değildir
Neoliberal etraflarda mevzuyla ilgili olarak yapılan değerlendirmelerde siyasal İslamcı hareketin yükselmesinde emperyalizmin rolünün şuurlu olarak gözden kaçırıldığına dikkat çeken Gültekin Akademik etraflarda de çoğunlukla birebir yanlış yaygın olarak tekrarlanmaktadır Örneğin Türkiye de dinci hareketlerin canlanmasına münasebet olarak 1920 ve 1930 ların katı laiklik uygulaması na halkın tepkisi neden olarak gösterilmekte dini ideolojinin milliyetçi ideolojiye kıyasla halk kitlelerini daha derinden etkilediği gibisinden münasebetler öne sürülmektedir ABD nin Büyük Ortadoğu Projesi ni BOP hayata geçirebilmek için neden Türkiye de bir ılımlı İslam iktidarını öngördüğünü ve yıllar öncesinden bunun planını yaparak hayata geçirdiği üzerine de baş yormamışlardır diyor
İSLAM DÜNYASI ARAYIŞ İÇİNDE
Vatan Partisi Merkez Karar Şurası üyesi olan Mehmet Bedri Gültekin le kitabı hakkında konuştuk
Sayın Gültekin bu kitabın yazılış maksadı amacı nedir
Gültekin : İslam Dünyası bugün büyük bir arayış içinde. 1970’lerin ortalarından itibaren ihtilal dalgası dünya çapında geri çekilmeye başladı. Emperyalist gericilik; ideolojik, siyasi, ekonomik ve askeri alanlarda inisiyatifi ele geçirdi. Emperyalizm gelişmekte olan ülkelerde dinci akımlar, gerici milliyetçilik ve etnik bölücülükle işbirliği yaptı. İslam Dünyasında ise temel olarak gelişen dinci gericilik oldu. Bu dalganın doruğu Arap Baharı ile Müslüman Kardeşlerin birçok ülkede iktidar olduğu ve gerisinde ABD’nin olduğu IŞİD gibisi terör örgütlerinin ortalığı kasıp kavurduğu 2011 – 2014 yıllarıdır. Sonrasında İslamcı dalga inişe geçti.
Dinci terörün en büyük ziyanını Müslüman halklar gördü Ve artık en büyük arayış da İslam dünyasındadır Kitap ile bu arayışa bir nebze olsun ışık tutulmak istenmiştir
ABD NİN YEŞİL KUŞAK I
Emperyalizm ile dinci örgütler ortasındaki kol kola oluşa yazgı birliğine daima dikkat çekiyorsunuz
Gültekin : Emperyalizmin tarihi birebir vakitte, en gerici emperyalist merkezler ile dinci gericiliğin işbirliğinin tarihidir. Dünyanın gericilik merkezi emperyalizm ile artık ömrünü tamamlamış olan Ortaçağ güçlerinin, eşit, özgür ve Aydınlık bir gelecek için uğraş eden güçlere karşı ittifak yapmaları doğaldır.
Bu işbirliği Birinci Dünya Savaşı yıllarında başlamış İkinci Dünya Savaşı nda Hitler tarafından sürdürülmüş Savaş sonrasında ise ABD tarafından devam ettirilmiştir ABD nin Yeşil Nesil projesi kapsamında kurulan ve geliştirilen örgütler Afganistan Bosna Çeçenistan savaşlarında eğitildikten sonra dünya çapında daha büyük çıkarların savunulması ve gerçekleştirilmesi operasyonlarında kullanılmışlardır
Son olarak IŞİD in ABD nin Kuzey Irak tan Akdeniz e ulaşacak “Terör koridoru” planında kullanılmak üzere istihdam edilmesi bu işbirliğinin son örneğidir.
SÖMÜRGECİLERİN HİZMETİNDE
Dinci örgütler neden ulusal devletleri maksat alıyor
Gültekin : 20. yüzyıl ulusal devletler yüzyılıdır. 1900’lerin başında var olan, Avrupa ve Amerika’daki bir avuç bağımsız devlet ve geri kalanında ise sömürge ve yarı sömürgelerden oluşan dünya tablosu, 1970’lere gelindiğinde büsbütün değişti. Bağımsız devlet sayısı 30’lardan 160’ın üzerine çıktı. Bu ortada bir dizi bağımsız Müslüman devlet de kuruldu.
Önemli olan nokta şudur Emperyalizme karşı gayret sonucunda bağımsız Müslüman devletlerin kuruluşunda dinci örgütlerin hiçbir katkısı olmamış tam bilakis dinciler bu gayrette sömürgeci güçlerin hizmetinde olmuşlardır Siyasal İslamcılar aslında bugün de ulusal devletlere karşıdırlar Bu akımın ana örgütü durumundaki Müslüman Kardeşlerin, İslam dünyasındaki başka ayrı ulusal devletlerin varlığına karşı olduğu biliniyor. Hizbut tahrir, El düstur ve IŞİD gibisi örgütlerde o denli.
Hala Milli Devletler Çağı ndayız Müslüman milletler ulusal devletleri aracılığı ile emperyalizme ve onun aleti durumundaki Siyasal İslamcılığa karşı uğraş ediyorlar Günümüzün gerçekliği budur
AKP Yİ İSLAMCI PARTİ GÖRMÜYORLAR
İran daki rejim siyasal islamı temsil etmiyor mu AKP siyasal İslamcı bir parti değil mi
Gültekin : İran’da bugün yürürlükte olan sistemin Siyasal İslam ile bir ilgisi yok. İmam Humeyni, 1980’lerin sonunda özetle “hayatın gerçekleri ile kutsal kitapta yazılanlar ortasında bir çatışma çıktığı vakit ne yapılmalıdır?” sorusu etrafında yürütülen bir tartışmaya, “İran devletinin ve halkının çıkarları ile Kitap’ta yazılanlar ortasında bir çelişme olursa İran devletinin ve halkının çıkarları temel alınır” diyerek son noktayı koyar. Bugünkü İran, bu temele nazaran hareket etmektedir.
Aynı formda 17 yıldır Türkiye de iktidarda olan AKP yi de “Siyasal İslamcı” olarak nitelemek hakikat değildir. Türkiye’deki İslamcılar Kemalist ihtilalin eseri olarak “nevi şahsına münhasır” bir özellik göstermektedirler. Tıpkı durum Tunus’taki En Nahda için de geçerlidir.
Müslüman Kardeşler üzere Siyasal İslam ın temel temsilcisi durumunda olan Parti AKP yi İslamcı bir Parti olarak görmedi Bu gerçek üzerinde durmaya paha bir durumdur
Müslüman Dünya da İslamcı renkleri olan siyasal hareketler olacak mıdır Evet olacaktır Son on yılların gelişmeleri için de bu hareketler de şekillenmektedir Çok büyük ihtimal önümüzdeki on yıllarda Batı daki Hıristiyan Demokrat Partiler gibisi kendi dışındaki siyasal akımlarla birlikte yaşayan onlarla birlikte ülkenin siyasi yelpazesi içinde yer almayı kabul eden “Müslüman Demokrat” partiler de olacaktır.
Ama bunlar bugün emperyalizmin kullandığı “siyasal İslamcı” örgütlerden her bakımdan çok farlıdırlar ve çok farklı olacaklardır.
RUHBAN SINIFI ARTIK VAR
İslamiyette ruhban sınıfının olmadığı söylenir Bu saptama bugün için de geçerli mi
Gültekin : Üzerinde düşünülmesi gereken en değerli noktalardan biri budur. İslamiyet’te gerçekte, Hıristiyanlık yahut Budizm’de olduğu üzere bir Ruhban sınıfı yoktur. Cemaat içinde en bilgili olan bir kişi öne geçer ve namazı kıldırır. Müslüman’ın, dini vazifelerini yerine getirmesi açısından bir aracıya muhtaçlığı yoktur. İslam dünyasında bu rolü üstlenen tarikat ve cemaatlerin pir ve derviş grubunun sayısı da geçmiş yüzyıllarda çok büyük sayılara hiçbir vakit ulaşmadı. Ancak 20’nci yüzyılda bu durum büsbütün değişti. Bugün dünyada en büyük ruhban sınıfı Müslüman ülkelerdedir. Artık bütün Müslüman ülkelerde geçimleri büsbütün devlet tarafından sağlanan devasa bir “din adamları sınıfı” vardır.
Basit bir kıyaslama yapalım Nüfusları aşağı üst tıpkı olan Türkiye ve Almanya yı ele alalım Almanya da 27 bin kilise var ve devlet hiçbir papazın maaşını ödemez Türkiye de 90 bin cami var ve Diyanet İşleri Başkanlığının 117 bin çalışanı var Bu sayıya Ulusal Eğitim Bakanlığına bağlı olarak çalışan din dersi öğretmenleri sayıları 100 civarında olan İlahiyat fakülteleri hocaları bilhassa son yıllarda devletten değerli ölçüde nemalanan tarikat ve cemaatlerin hayatını büsbütün din işlerinden kazanan elemanları vb dahil değil Sonuç olarak Türkiye’de devlet bütçesinin çok kıymetli bir kısmı, hayatını dinden kazanan bir kesitin finansmanına ayrılıyor.
Onun için İslam ülkelerindeki en değerli sıkıntılarından biri de önümüzdeki periyotta İslamiyet te yeri olmayan Ruhban sınıfının ortadan kaldırılması olacaktır
YÜKSELEN FİGÜR
Müslüman ülkeleri nasıl bir gelecek bekliyor
Gültekin : Gerimizde kalan yüzyılda İslam ülkeleri hem laik demokratik liderlerin-hareketlerin önderlik ettikleri pratikleri, hem de dinci örgütlerin önderlik ettiği pratikleri yaşadılar. İkisinin de sonuçlarını gördüler.
Bugün bütün İslam dünyasında yükselen figür Mustafa Kemal dir Atatürk Türkiye si bir ülkeyi yok olmanın eşiğinden alarak dünyanın en saygın ülkelerinden biri haline getirdi Dinci örgütler ise bağımsızlığını kazanmış ve yeterli makus kendi ayakları üzerinde duran devletleri aldılar, emperyalistlerin çıkarı uğruna harabeye çevirdiler. İşte Müslüman halklar artık bu iki örneği kıyaslayabilme durumundadırlar.
Önümüzdeki on yıllarda Mustafa Kemal in bütün Müslüman ülkelerde yine canlandığına şahit olacağız
Hikmet Çiçek