Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, geçen haftaki konuşmasında “Yine söylüyorum, dindar bir kuşak yetiştireceğiz” demişti.
Pelikancılara yakınlığıyla bilinen Milat gazetesi muharriri Ufuk Coşkun, bugünkü “Dindar jenerasyon meselesi” başlıklı yazısında Erdoğan’ın açıklamasına tenkitler getirdi.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘dindar kuşak istiyoruz’ demesinin, benim de ‘Tevhid-i Tedrisat’ mahzurunu işaret etmemin üzerinden tam yedi yıl geçmiş” diyen Ufuk Coşkun, şöyle devam etti:
“Bu müddette kendisini ‘dindar/muhafazakâr’ olarak nitelendiren gençlerin oranı yüzde 28’den 15’e geriledi. Gençlerin inanç düzeyi ve örtünme oranları da ülke geneline nazaran düştü.
Başkanlık referandumunda 18-25 yaş ortası ‘hayır’ diyenlerin oy oranı da %60 olarak tespit edildi.
Daha da vahimi, Prof. İhsan Fazlıoğlu, 17 tane başörtülü öğrencisinin ateist olduğunu söylüyor.”
“SONUÇ TAM BİR FELAKET OLACAKTIR”
Ufuk Coşkun, “Açıkçası ben dindar jenerasyondan önce ahlaklı kuşak yetiştirilmesini ve buna öncelik verilmesini daha yerinde buluyorum” diyerek tenkitlerini şöyle açıkladı:
“Geçenlerde toplumsal medyada Diyarbakır’da bir caminin kapısında asılı duran bir tabloyu paylaşmıştım.
Orada şöyle diyor; ‘Çocuklarımıza, ibadetleri öğretmeden evvel ahlaklı olmayı öğretelim. Yoksa çocuklarımız namaz kılan bir hırsız, palavra söyleyen ve oruç tutan bir sapık, umreye ve hacca giden yalancı, zekât veren, kurban kesen bir tefeci, şehadet getiren bir terörist olabilir.’
Mesele tam olarak budur.
Mesleklerden evvel ahlak gelir/gelmelidir. Okullarda ‘başarı’ ismi altında birbirleriyle yarıştırılan çocuklarımız ileride âlâ bir meslek sahibi olduğunda bunun sorumluğunu taşıyabiliyorlar mı?
Eğer ahlak sahibi bir birey olarak yetişmedilerse sonuç tam bir felaket olacaktır. Bana kalırsa dindar kuşak istemek yerine bir dindar nasıl bu türlü ahlaksız ve namussuz olabilir bunu sorgulamalıyız. Zorda kaldığında en temel prensiplerini rahatlıkla gözden çıkarabilen bir dindar bizi düşündürmeli.”
PELİKAN GRUBU
Kamuoyunun birinci olarak 1 Mayıs 2016’da ismini duyduğu Pelikan kümesi, o devir Başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nu yerden yere vuran Pelikan Bildirisi yayımlamıştı. Pelikan Darbesi olarak anılan sürecin sonu, bildirinin yayımlanmasından günler sonra Davutoğlu’nun istifasına kadar gitmişti.