İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz sanık Fatih K. ve taraf avukatlarının katıldığı duruşmada evvelki celsede açıklanan temele ait tarafların beyanları alındı.
Duruşmada savunma yapan sanık Fatih K, ağır bakımdaki kayıtlar değerlendirildiğinde oksijen kesintisinin olup olmadığının ortaya çıkacağını belirterek, beraatInı istedi.
Sanığın avukatı da maddi kanıtlar, hastanın seyri ve öteki kanıtlar incelenmeden karar verilmesinin tüzel olmadığını savundu.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Fatih K’ye “kasten öldürme” hatasından müebbet mahpus cezası verdi. Sanığın aksiyonunun “olası kast” altında gerçekleştirildiğini kıymetlendiren, sabıkasız geçmişiyle toplumsal münasebetlerini, fiilden sonraki davranışlarını ve geleceği üzerindeki tesirini dikkate alan mahkeme sanığın cezasını 17 yıl 6 aya indirdi.
Heyet, sanık hakkında yurt dışı çıkış yasağının devamına hükmetti.
“DIŞARIDA RAHAT GEZMESİ ADALETİ SORGULATIYOR”
Ölen Yusuf Sanin’in eşi Çiğdem Sanin, duruşma çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, en ufak bir hırsızlık olayında bile uzun periyodik mahpus cezaları verildiğini söyledi.
Sanin, “Bu biçimde vefata sebebiyet verilen olayda kişinin açıkta gezmesi beşere adaleti sorgulatıyor. Yalnızca benim eşim değil, bu üslup oksijen yetersizliğinden ötürü birkaç gün sonra ölen beşerler da var. Bu kişinin bu kadar rahat bir biçimde dışarda gezmesi beni rahatsız ediyor” diye konuştu.
SAVCI GÖRÜŞÜ
Olay günü sanık Fatih K. ile şahit Ekrem K. ortasında şakalaşma olduğu, şahit Ekrem K’nin Fatih K’nin üst cebindeki kalemi aldığı aktarılan mütalaada, şahit Ekrem K’nin kalemi vermemesi üzerine sanığın oksijen panosunun olduğu yere giderek bir şeyler yaptığı, bu süreçten sonra alarm çalmaya başladığı tabir edilmişti.
Mütalaada, şahidin sanığa, ne yaptıysa düzeltmesini söylemesi üzerine alarmın sustuğuna vurgu yapılarak, muhtemelen sanığın vanaları açmaksızın alarmı kapattığı görüşüne yer verilmişti.
Bir müddet sonra şahidin maktul Yusuf Sanin’in tansiyonunun düştüğünü fark ederek sorumlu hemşireyi çağırdığı anlatılan mütalaada, ağır bakımda yatan hastaların bir kısmının oksijen alamadıkları fark edilip bu hastalara seyyar oksijen tüpü bağlayarak oksijen almalarının sağlandığı lakin Sanin’in hayatını kaybettiği kaydedilmişti.
Mütalaada, Ekrem K’nin bir mühlet sonra, sanığın oksijen vanalarının yanına gidip bir şeyler yaptığı aklına gelince telefonla aradığı sanık Fatih K’nin yönlendirmesiyle kapalı olan oksijen vanalarını tekrar açtığı vurgulanmıştı.
Sanin’in mekanik vantilatörün oksijen vanasının kapatılması nedeniyle öldüğü anlaşılmış, sanığın “olası kastla öldürme” cürmünden 20 yıldan 25 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istenmişti.
İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuksuz sanık Fatih K. ve taraf avukatlarının katıldığı duruşmada evvelki celsede açıklanan temele ait tarafların beyanları alındı.
Duruşmada savunma yapan sanık Fatih K, ağır bakımdaki kayıtlar değerlendirildiğinde oksijen kesintisinin olup olmadığının ortaya çıkacağını belirterek, beraatInı istedi.
Sanığın avukatı da maddi kanıtlar, hastanın seyri ve öteki kanıtlar incelenmeden karar verilmesinin tüzel olmadığını savundu.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Fatih K’ye “kasten öldürme” hatasından müebbet mahpus cezası verdi. Sanığın aksiyonunun “olası kast” altında gerçekleştirildiğini kıymetlendiren, sabıkasız geçmişiyle toplumsal münasebetlerini, fiilden sonraki davranışlarını ve geleceği üzerindeki tesirini dikkate alan mahkeme sanığın cezasını 17 yıl 6 aya indirdi.
Heyet, sanık hakkında yurt dışı çıkış yasağının devamına hükmetti.
“DIŞARIDA RAHAT GEZMESİ ADALETİ SORGULATIYOR”
Ölen Yusuf Sanin’in eşi Çiğdem Sanin, duruşma çıkışında basın mensuplarına yaptığı açıklamada, en ufak bir hırsızlık olayında bile uzun periyodik mahpus cezaları verildiğini söyledi.
Sanin, “Bu biçimde vefata sebebiyet verilen olayda kişinin açıkta gezmesi beşere adaleti sorgulatıyor. Yalnızca benim eşim değil, bu üslup oksijen yetersizliğinden ötürü birkaç gün sonra ölen beşerler da var. Bu kişinin bu kadar rahat bir biçimde dışarda gezmesi beni rahatsız ediyor” diye konuştu.
SAVCI GÖRÜŞÜ
Olay günü sanık Fatih K. ile şahit Ekrem K. ortasında şakalaşma olduğu, şahit Ekrem K’nin Fatih K’nin üst cebindeki kalemi aldığı aktarılan mütalaada, şahit Ekrem K’nin kalemi vermemesi üzerine sanığın oksijen panosunun olduğu yere giderek bir şeyler yaptığı, bu süreçten sonra alarm çalmaya başladığı tabir edilmişti.
Mütalaada, şahidin sanığa, ne yaptıysa düzeltmesini söylemesi üzerine alarmın sustuğuna vurgu yapılarak, muhtemelen sanığın vanaları açmaksızın alarmı kapattığı görüşüne yer verilmişti.
Bir müddet sonra şahidin maktul Yusuf Sanin’in tansiyonunun düştüğünü fark ederek sorumlu hemşireyi çağırdığı anlatılan mütalaada, ağır bakımda yatan hastaların bir kısmının oksijen alamadıkları fark edilip bu hastalara seyyar oksijen tüpü bağlayarak oksijen almalarının sağlandığı lakin Sanin’in hayatını kaybettiği kaydedilmişti.
Mütalaada, Ekrem K’nin bir mühlet sonra, sanığın oksijen vanalarının yanına gidip bir şeyler yaptığı aklına gelince telefonla aradığı sanık Fatih K’nin yönlendirmesiyle kapalı olan oksijen vanalarını tekrar açtığı vurgulanmıştı.
Sanin’in mekanik vantilatörün oksijen vanasının kapatılması nedeniyle öldüğü anlaşılmış, sanığın “olası kastla öldürme” cürmünden 20 yıldan 25 yıla kadar mahpusla cezalandırılması istenmişti.