Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, 6 yaşında çocuğun istismarı argümanıyla gündeme gelen Hiranur Vakfı’nın Sancaktepe’deki vakıf binasının imara alışılmamış olduğu gerekçesiyle yıkılmasına ait, “Hiranur Vakfı’nın, tek katlı, imar kanunu kapsamında olup olmadığı bile kuşkulu küçücük kulübesinin doruğuna inen kırıcı içimi acıttı..” fikrini lisana getirdi.
Karahasanoğlu, yazısında, “Hiç kimse müsaadesiz çatı bile yapmasın.. Eyvallah.. Hiç kimse, tartışmalı dahi olsa, resmi kurumların bilgisi dışında süreç yapmasın, eyvallah.. Fakat hodri meydan diyorum.. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li lideri, ‘Ben dindarlara zulmetmek için o binayı doruklarına yıktım’ demiyorsa.. Bana, 4 yıllık başkanlığı periyodunda, emsal kaç yıkım yaptığını göstersin.. Halktv’nin işvereninin, boğaz görüntülü villasından başlayın.. Vakıf değil, dini tedrisat alanı değil. İşadamlarının boğaz karşısında şarap yudumlaması için.. Denizi daha hakim bir yerden görebilmek için.. Daha öteki dünyevi zevkler için yapılmış ben diyeyim, on binlerce, siz deyin yüz binlerce ruhsatsız yapı var iken..” tabirini kullandı.
Karahasanoğlu, şöyle dedi:
“Açılmış davanın sonucunu bekleyip, ‘Kardeşler.. Biz de buranın yıkılmasını istemeyiz. En baştan bir ulusal servet kelam konusu Fakat mümkün değil, buranın kalması hukuka da, kanuna da, vicdana da uygun değil. Ya siz buyrun sökün.. Tahminen çıkan gereçler, bir öbür yerde kullanılabilir. Yoksa biz yıkmak zorunda kalacağız’ dersiniz.. Anlarım.. Fakat.. İstanbul’da binlerce kaçak yapıya dokunamayanlar. Dokunmayanlar.. Şu büyük inşaat şirketinin, şu ilçedeki bu ilçedeki gökdelenlerine dokunamayanlar..”
Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu, 6 yaşında çocuğun istismarı argümanıyla gündeme gelen Hiranur Vakfı’nın Sancaktepe’deki vakıf binasının imara alışılmamış olduğu gerekçesiyle yıkılmasına ait, “Hiranur Vakfı’nın, tek katlı, imar kanunu kapsamında olup olmadığı bile kuşkulu küçücük kulübesinin doruğuna inen kırıcı içimi acıttı..” fikrini lisana getirdi.
Karahasanoğlu, yazısında, “Hiç kimse müsaadesiz çatı bile yapmasın.. Eyvallah.. Hiç kimse, tartışmalı dahi olsa, resmi kurumların bilgisi dışında süreç yapmasın, eyvallah.. Fakat hodri meydan diyorum.. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin CHP’li lideri, ‘Ben dindarlara zulmetmek için o binayı doruklarına yıktım’ demiyorsa.. Bana, 4 yıllık başkanlığı periyodunda, emsal kaç yıkım yaptığını göstersin.. Halktv’nin işvereninin, boğaz görüntülü villasından başlayın.. Vakıf değil, dini tedrisat alanı değil. İşadamlarının boğaz karşısında şarap yudumlaması için.. Denizi daha hakim bir yerden görebilmek için.. Daha öteki dünyevi zevkler için yapılmış ben diyeyim, on binlerce, siz deyin yüz binlerce ruhsatsız yapı var iken..” tabirini kullandı.
Karahasanoğlu, şöyle dedi:
“Açılmış davanın sonucunu bekleyip, ‘Kardeşler.. Biz de buranın yıkılmasını istemeyiz. En baştan bir ulusal servet kelam konusu Fakat mümkün değil, buranın kalması hukuka da, kanuna da, vicdana da uygun değil. Ya siz buyrun sökün.. Tahminen çıkan gereçler, bir öbür yerde kullanılabilir. Yoksa biz yıkmak zorunda kalacağız’ dersiniz.. Anlarım.. Fakat.. İstanbul’da binlerce kaçak yapıya dokunamayanlar. Dokunmayanlar.. Şu büyük inşaat şirketinin, şu ilçedeki bu ilçedeki gökdelenlerine dokunamayanlar..”