OECD’nin İstiklal Caddesi’nde yer alan Odakule’deki İstanbul merkezinin resmi açılış merasiminde konuşan Bakan Muş, OECD İstanbul Merkezi’nin Türkiye ile OECD ortasındaki verimli iş birliğinin kıymetli bir sonucu olduğunu söyledi.
OECD’nin geniş bir coğrafyaya ulaşmak için bölge merkezi olarak İstanbul’u seçtiğine değinen Muş, halihazırda değerli bir bölgesel forum olarak ortaya çıkmaya başlayan OECD’nin İstanbul merkezinin çalışmalarının, OECD, Türkiye ve bölge ortasındaki bağları daha da güçlendireceğini vurguladı.
Merkezin ayrıyeten, Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrasya’da yer alan OECD dışı ülkeler de dahil olmak üzere geniş bir bölgenin faydası için çalışacağını belirten Muş, “Merkez, OECD’nin siyasetini, tavsiyelerini, standartlarını, prosedürlerini bu bölgelere yayarak global erişimini artırıyor.” diye konuştu.
Bakan Muş, merkezin, bilgi birikimine katkı sağlayacağına, akademi, AR-GE ve yatırımcı etrafları ortasındaki iş birliğini artıracağına ve böylelikle bölgenin ekonomik, toplumsal ve çevresel gelişimine ivme kazandıracağına inancının tam olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE, MERKEZİN ÇALIŞMALARINA DAYANAK VERMEYE HAZIR”
Bakan Muş, salgının neden olduğu global ekonomik çıkmazın bir sonucu olarak geniş Akdeniz bölgesindeki ekonomik atmosferin yıllar içinde bozulduğunu kaydederek, bu durumun da iktisatların küçülmesine, istihdam sıkıntılarına, kritik ticaret yollarının ve tedarik zincirlerinin aksamasına neden olduğunu anlattı.
Son periyottaki düzgünleşme belirtilerine karşın, dünya iktisadının gelecek iki yıldaki toparlanmasının orta düzeyde olmasının beklendiğini aktaran Muş, “Öte yandan, iklim değişikliği hem bölgesel hem de global olarak bir öteki acil sorun. OECD’nin İstanbul merkezi iklim değişikliği, iş ortamı, irtibat ve altyapı üzere öncelikli siyaset alanlarının, bölgede sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmanın teşvik edilmesine yardımcı olmak açısından son derece önemli” açıklamasında bulundu.
Bakan Muş, Türkiye’nin, merkezin çalışmalarına tüm kurumlarıyla dayanak vermeye ve katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirterek, merkezin paydaşları ortasındaki sinerjinin, merkezin işini kolaylaştıracağına ve aktifliğini artıracağına inandığını söz etti.
“TÜRKİYE, GLOBAL İŞBİRLİĞİNE EŞSİZ FIRSAT SUNUYOR”
OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann da Türkiye’nin 3,5 milyondan fazla Suriyeli mülteciye mesken sahipliği yapmak üzere bölgedeki insani krizler konusunda büyük bir cömertlik gösterdiğini söyledi.
Türkiye’nin yakın vakitte yenilenen Tahıl Koridoru Mutabakatına sunduğu katkılara işaret eden Cormann, Ukrayna’dan bugüne kadar 25 milyon tonun üzerinde tahıl ve başka besinlerin ihraç edilmesini sağlayan ve dünya çapında milyonlarca insanın besin ve temel besine erişimini temin eden mutabakatta “inanılmaz derecede tesirli kolaylaştırıcı” pozisyonunda olduğunu vurguladı.
Cormann, iki kıta ortasında köprü olan; Avrupa, Asya ve Afrika’yı birbirine bağlayan İstanbul’un global iş birliği ve diyaloğa katkıda bulunma konusunda eşsiz bir fırsat sunduğunu kaydederek kelamlarını şöyle sürdürdü.
“OECD’nin kurucu bir üyesi olarak Türkiye, bilhassa Güneydoğu Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine yönelik araçlarımızın ve en yeterli siyaset uygulamalarımızın güçlü bir savunucusu olmuştur. OECD’nin İstanbul Merkezi, vergi yönetimi, iflas ve iflas maddeleri, global tedarik zincirlerinin entegrasyonu, ulaşım irtibatı ve altyapı geliştirme dahil olmak üzere birçok alanda siyasi takviye sağlayacaktır. Merkez bilhassa Güneydoğu Avrupa, Avrasya ve Orta Doğu Kuzey Afrika bölgesindeki özgün programları birbirine bağlayacak ve bu bölgeler ortasında siyaset iş birliğini ve diyaloğu teşvik edecek.”
“İSTANBUL MERKEZİMİZ TOPLUMSAL YARDIMLARA KIYMETLİ KATKI SUNUYOR”
Mathias Cormann, OECD’nin İstanbul merkezinin faaliyete geçmesinden bu yana bir yıldan kısa müddette teşkilatın toplumsal yardım gayretlerine kıymetli katkılarda bulunduğunu ve 8 büyük aktifliğe mesken sahipliği yaparak dünyanın dört bir yanından iştirakçiyi ağırladığını anlattı.
Cormann, “Ayrıca merkez bu yıl Asya’da sürdürülebilir güç, ulaşım ve sanayiye geçiş için siyaset yapıcılara eğitim ve gelişim sağlayan sürdürülebilir bir altyapı programına da mesken sahipliği yapacak.” diye konuştu.
Türkiye’nin OECD’ye ve global misyonlarına katkı sağlayan uzun bir geçmişe sahip olduğunu lisana getiren Cormann, “Bugün resmi açılışını gerçekleştirdiğimiz bu merkez karşılıklı öğrenmeyi sağlayan ve kapasite geliştirme gayretlerini geliştiren değerli bir merkez olacaktır.” yorumunda bulundu.
Konuşmaların akabinde OECD İstanbul Merkezi’nin açılış kurdelesi kesildi.
Açılış merasiminde, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lideri Mustafa Gültepe, İstanbul Sanayi Odası (İSO) İdare Şurası Lideri Erdal Bahçıvan ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Lideri Şekib Avdagiç’in yanı sıra yerli ve yabancı çok sayıda konuk yer aldı.
OECD’nin İstiklal Caddesi’nde yer alan Odakule’deki İstanbul merkezinin resmi açılış merasiminde konuşan Bakan Muş, OECD İstanbul Merkezi’nin Türkiye ile OECD ortasındaki verimli iş birliğinin kıymetli bir sonucu olduğunu söyledi.
OECD’nin geniş bir coğrafyaya ulaşmak için bölge merkezi olarak İstanbul’u seçtiğine değinen Muş, halihazırda değerli bir bölgesel forum olarak ortaya çıkmaya başlayan OECD’nin İstanbul merkezinin çalışmalarının, OECD, Türkiye ve bölge ortasındaki bağları daha da güçlendireceğini vurguladı.
Merkezin ayrıyeten, Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Avrasya’da yer alan OECD dışı ülkeler de dahil olmak üzere geniş bir bölgenin faydası için çalışacağını belirten Muş, “Merkez, OECD’nin siyasetini, tavsiyelerini, standartlarını, prosedürlerini bu bölgelere yayarak global erişimini artırıyor.” diye konuştu.
Bakan Muş, merkezin, bilgi birikimine katkı sağlayacağına, akademi, AR-GE ve yatırımcı etrafları ortasındaki iş birliğini artıracağına ve böylelikle bölgenin ekonomik, toplumsal ve çevresel gelişimine ivme kazandıracağına inancının tam olduğunu söyledi.
“TÜRKİYE, MERKEZİN ÇALIŞMALARINA DAYANAK VERMEYE HAZIR”
Bakan Muş, salgının neden olduğu global ekonomik çıkmazın bir sonucu olarak geniş Akdeniz bölgesindeki ekonomik atmosferin yıllar içinde bozulduğunu kaydederek, bu durumun da iktisatların küçülmesine, istihdam sıkıntılarına, kritik ticaret yollarının ve tedarik zincirlerinin aksamasına neden olduğunu anlattı.
Son periyottaki düzgünleşme belirtilerine karşın, dünya iktisadının gelecek iki yıldaki toparlanmasının orta düzeyde olmasının beklendiğini aktaran Muş, “Öte yandan, iklim değişikliği hem bölgesel hem de global olarak bir öteki acil sorun. OECD’nin İstanbul merkezi iklim değişikliği, iş ortamı, irtibat ve altyapı üzere öncelikli siyaset alanlarının, bölgede sürdürülebilir ve kapsayıcı kalkınmanın teşvik edilmesine yardımcı olmak açısından son derece önemli” açıklamasında bulundu.
Bakan Muş, Türkiye’nin, merkezin çalışmalarına tüm kurumlarıyla dayanak vermeye ve katkıda bulunmaya hazır olduğunu belirterek, merkezin paydaşları ortasındaki sinerjinin, merkezin işini kolaylaştıracağına ve aktifliğini artıracağına inandığını söz etti.
“TÜRKİYE, GLOBAL İŞBİRLİĞİNE EŞSİZ FIRSAT SUNUYOR”
OECD Genel Sekreteri Mathias Cormann da Türkiye’nin 3,5 milyondan fazla Suriyeli mülteciye mesken sahipliği yapmak üzere bölgedeki insani krizler konusunda büyük bir cömertlik gösterdiğini söyledi.
Türkiye’nin yakın vakitte yenilenen Tahıl Koridoru Mutabakatına sunduğu katkılara işaret eden Cormann, Ukrayna’dan bugüne kadar 25 milyon tonun üzerinde tahıl ve başka besinlerin ihraç edilmesini sağlayan ve dünya çapında milyonlarca insanın besin ve temel besine erişimini temin eden mutabakatta “inanılmaz derecede tesirli kolaylaştırıcı” pozisyonunda olduğunu vurguladı.
Cormann, iki kıta ortasında köprü olan; Avrupa, Asya ve Afrika’yı birbirine bağlayan İstanbul’un global iş birliği ve diyaloğa katkıda bulunma konusunda eşsiz bir fırsat sunduğunu kaydederek kelamlarını şöyle sürdürdü.
“OECD’nin kurucu bir üyesi olarak Türkiye, bilhassa Güneydoğu Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesine yönelik araçlarımızın ve en yeterli siyaset uygulamalarımızın güçlü bir savunucusu olmuştur. OECD’nin İstanbul Merkezi, vergi yönetimi, iflas ve iflas maddeleri, global tedarik zincirlerinin entegrasyonu, ulaşım irtibatı ve altyapı geliştirme dahil olmak üzere birçok alanda siyasi takviye sağlayacaktır. Merkez bilhassa Güneydoğu Avrupa, Avrasya ve Orta Doğu Kuzey Afrika bölgesindeki özgün programları birbirine bağlayacak ve bu bölgeler ortasında siyaset iş birliğini ve diyaloğu teşvik edecek.”
“İSTANBUL MERKEZİMİZ TOPLUMSAL YARDIMLARA KIYMETLİ KATKI SUNUYOR”
Mathias Cormann, OECD’nin İstanbul merkezinin faaliyete geçmesinden bu yana bir yıldan kısa müddette teşkilatın toplumsal yardım gayretlerine kıymetli katkılarda bulunduğunu ve 8 büyük aktifliğe mesken sahipliği yaparak dünyanın dört bir yanından iştirakçiyi ağırladığını anlattı.
Cormann, “Ayrıca merkez bu yıl Asya’da sürdürülebilir güç, ulaşım ve sanayiye geçiş için siyaset yapıcılara eğitim ve gelişim sağlayan sürdürülebilir bir altyapı programına da mesken sahipliği yapacak.” diye konuştu.
Türkiye’nin OECD’ye ve global misyonlarına katkı sağlayan uzun bir geçmişe sahip olduğunu lisana getiren Cormann, “Bugün resmi açılışını gerçekleştirdiğimiz bu merkez karşılıklı öğrenmeyi sağlayan ve kapasite geliştirme gayretlerini geliştiren değerli bir merkez olacaktır.” yorumunda bulundu.
Konuşmaların akabinde OECD İstanbul Merkezi’nin açılış kurdelesi kesildi.
Açılış merasiminde, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lideri Mustafa Gültepe, İstanbul Sanayi Odası (İSO) İdare Şurası Lideri Erdal Bahçıvan ve İstanbul Ticaret Odası (İTO) Lideri Şekib Avdagiç’in yanı sıra yerli ve yabancı çok sayıda konuk yer aldı.