Geçtiğimiz seçimlerde CHP’den aday olduktan sonra başına gelen sürgünlerle tanınan Prof. Dr. Aysel Sadak İltaş, önümüzdeki seçimlerde yine milletvekili aday adayı olacağını açıkladı.
Gazeteci Aysel Sadak İltaş aday olduğu için TRT’deki işinden edilmiş, daha sonra açtığı davaları ise kazanarak işine geri dönmüştü.
TRT’de 3 kez işten atılan lakin her seferinde mahkeme kararı ile geri dönen İltaş, sonunda Diyanet İşleri’ne atanmıştı.
Diyanet İşleri Başkanlığı da İltaş’ı bilhassa Güneydoğu bölgesine göndermişti.
Aysel Sadak İltaş 2015 yılında CHP’den aday oldu. Olayı duyan yöneticiler İltaş’ı TRT Haber Dairesi’nden anında TRT Radyo’ya sürdü. ‘Herkesin bir Mesel’i Var’ isimli programı yapmaya başladı.
Programına CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroglu’nu davet edince program yayından kaldırıldı.
Aysel Sadak İltaş’a tekrardan sürgün yolları göründü.
Sürgünde iken içinde Kılıcdaroğlu’nun hayat öyküsünün de yer aldığı programlarını kitap haline getirdi.
Herkesin bir Mesel’i Var ismiyle yayınladı.
Üç kez mahkemeyi kazanarak tekrar işe döndü.
Aynı vakitte çalıştığı yıllarda TRT İdare Heyeti Lideri’ne, Genel Müdüre ve Daire Lideri’ne kendisine baskı ve mobing yapıldığını anlatan resmi mektuplar gönderdi.
ADAYLIK YAZISI YAYINLADI
“Sürgünler Kraliçesi İltaş” adaylığını açıkladıktan sonra bir adaylık yazısı yayınladı.
“ARTIK YAZABİLİRİM…” başlığı ile bir yazı kaleme alan İltaş neden CHP’yi seçtiğini şu sözlerle açıkladı:
İki kamyon parayı meskenden çıkardıktan sonra, ”babacığım sıfırlayamadık 20 milyon Euro kaldı bunu ne yapalım “diyen bir oğlu olmadı Kılıçdaroğlu’nun.
Bir gecede 128 milyar doları buharlaştıran, bir maliye bakanı damadı da olmadı.
Bir İranlı sahtekardan rüşvet alıp, kapısında yatan bakanları olmadı.
Yolsuzluk yapan bu bakanları, mecliste el kaldırarak aziz divana gitmesini engelleyen, onları aklayan vekilleri olmadı.
Sebepsiz yere zenginleşen, bakan ve mahKumları olmadı.
Rant sevdasına kendini kaptıran, kelam geçiremediği için, bir gecede vazifeden el çektirdiği, büyük kent belediye liderleri olmadı.
Devletin büyük ihalelerini uygunsuz peşkeş çektiği müteahhit çetesi olmadı.
Özelleştirme ismi altında, Arap ülkelerine toprak ve fabrikaları sattığı duyulmadı.
Para karşılığı bu ülkenin vatandaşlığını satmadı.
Bu ülkeyi milyonlarca denetimsiz göçmenin vatanı haline getirmedi.
Yanlış ekonomik siyasetler sonucu Türk parasını yabancı paralar karşısında pula çevirmedi.
Dış siyasette verdiği her yanlış karardan dönen ,bir dış işleri bakanı olmadı.
Bütün kriminal alem adamları ile aile albümü yapmış bir iç işleri bakanı olmadı.
Terfi ettirdiği generaller tarafından boğazı kemerle sıkılmış, buyruğundaki ordunun bir kısmı tarafından darbe ye kalkışmış bir genelkurmay lideri olmadı.
Bütün bunlara karşılık “kandırıldık ey halkım affet bizi “demekten diğer kelamı olmayanlar, hiç bir sabıkası olmayan Kılıçdaroğlu’na HDP üzerinden yüklenmeye çalışıyorlar.
Sanki, Diyarbakır’da hendekler kazılır iken valilere operasyon yapılmaması buyruğunu veren de Kılıçdaroğlu‘dur. Oslo’da görüşmelere katılan, Öcalan’ın mektubunu TRT’de okutan da Kılıçdaroğlu’dur.
Bu ülkede yüzde on meclis çoğunluğuna sahip bir parti anayasayı değiştirecek ve özerklik ilan edecek o denli mi?
Bunu ismine gazeteci denen paralı medya silahşörleri ile yayma ve algı yaratma gayreti başladı artık.
Anayasa aşikâr, anayasa hususlarının de nasıl değişeceği muhakkaktır. Gerçekten Kılıçdaroğlu HDP ile görüşmesinden sonra Kürt sorunu dahil bütün sıkıntıların TBMM çatısı altında olacağının altını kalın harflerle çizerek tarihe bir not düşmüştür.
Anayasal normlar dışında bunu değiştirmeye çalışacak olanların karşısında Mustafa Kemal Atatürk‘ün emanet ettiği cumhuriyetin bekçileri ulu TSK ve Türk milleti vardır.
Gölge siyaseti ile bir endişe imparatorluğu yaratıp halkı etkilemeye çalışmak en hafif tabirle siyasi ahlaksızlıktır. Türkiye Cumhuriyeti ayrılamaz bir bütündür. Sonsuza kadarda o denli kalacaktır.
Birlik ve beraberlik içinde barındırdığı tüm etnik ve kültürel kimlikler ile büyük ozan Nazım Hikmet in söylediği üzere bir orman üzere kardeşçe bir ağaç üzere hür ve özgür olarak ebediyen var olacaktır.”