İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin 5’inci gününde Millet İttifakı temsilcileri bir ortaya geliyor.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan kongrede yaptığı konuşmada, “Orta gelir tuzağına” dikkat çekti. Babacan, “Maalesef orta gelir tuzağına düştük lakin bu tuzaktan çıkış mümkün. Tasaya mahal yok. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzağı kırıp atar” dedi.
Ali Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Enflasyonu düşük ve öngörülebilir hale indirdiğinizde iktisat büyüyor. Şeffaflık ne kadar yükselirse, iktisat o kadar büyüyor. Şeffaflık azaldığında ülke yoksullaşıyor.
Hukuk ve eğitim olmazsa olmaz. 2013’te en son benim katıldığım İzmir İktisat Kongresinde bir konuşma yaptım dedim ki, eğitim ve hukukta gerekenleri yapmazsak orta gelir tuzağına düşeceğiz. Ve şu an Türkiye orta gelir tuzağında. Tasaya mahal yok. Bu tuzaktan nasıl çıkacağımızı biliyoruz. Ne kadar çok demokrasi o kadar iktisat, ne kadar eğitim o kadar iktisat, ne kadar adalet o kadar iktisat.
Bu ülkedeki sıkıntıların tahlili gerçek manada güçlü bir demokrasiden geçiyor.
Dünyada bütün güç denklemi değişmiş durumda. Türkiye üzere büyüyen güce muhtaçlığı olan bir ülkenin dünyayı yeterli takip etmesi gerekiyor.
Dünyada da gelir dağılımı bozuldu. Dünyada da varlıklı daha varlıklı, fakir daha fakir oldu. Liberal bir demokrasi gayreti devam ederken devletin rolünün ne olması gerektiği de tartışmalı.
Güzel ülkemiz için ne yapmalıyız. DEVA Partisini kurduğumuzda yarınlarla ilgili hazırlığımızdı. 6 altı parti olarak bir ortaya gelerek Ortak Mutabakat Metni’ni imzaladık tarihte öbür örneği yok. Bu tam bir Türkiye mutabakatı. Tam bir hazine var burada.
Maalesef orta gelir tuzağına düştük fakat bu tuzaktan çıkış mümkün. Kaygıya mahal yok. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzağı kırıp atar.
Ülkemizde de otokrat idareye karşı bir haysiyet gayreti var. Kurumların yok edildiği, kuralların tanınmadığı, hukuk devletinin ayaklar altına alındığı bir idareye karşı geniş mahallelerin ortak uğraşı var. Bizler, bu demokrasi feryadının sesiyiz.”
SONER YALÇIN’IN MAKYAJI SİLEN YAZISI
Babacan’ın “orta gelir tuzağı” diyerek yaptığı açıklamalar CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili ekonomist Selin Sayek Böke’nin emsal çerçevedeki konuşmalarını anımsattı.
Sözcü gazetesi muharriri Soner Yalçın, “orta gelir tuzağı” (middle income trap) kavramının neoliberal bir kandırmaca olduğunu belirterek işçi sınıfların üzerine uygulanacak “kemer sıkma” siyasetlerinin önünü açtığını aktarmıştı.
Yalçın yazısında, “CHP’nin iktisat siyasetlerinden sorumlu genel lider yardımcısı Selin Sayek Böke, Antalya kampında, son günlerde AKP’lilerin, yandaşların lisanından düşürmediği ‘orta gelir tuzağı’ kavramı konusunda uzun bir brifing verdi. Demek umudun ismi; ‘Middle Income Trap’ idi… Sanıyorum tanıdığım kimi CHP’liler içlerinden şöyle demiştir: ‘Sayın Böke sanki kendini AKP kampında mı sanıyor?’ Boşuna ‘hoş geldin etekli Kemal Derviş’ demiyorum!” tabirlerini kullanmıştı.
Soner Yalçın, yazısının devamında bugün Ali Babacan’ın da vurgu yaptığı “orta gelir tuzağının” ne amaçladığını özetle şöyle anlatmıştı:
“Diyorlar ki:
“Sizin ekonominiz berbat değil, lakin düzgün de değil. Gelişmiş Batı ekonomileri üzere olmanız için size bir reçete gerekiyor! Yani yapısal ıslahatları hızlandırın!”
Aaaa…!
Deden bunu Adnan Menderes periyodunda duydu.
Baban bunu Turgut Özal periyodunda duydu.
Şimdi de sen AKP’li Babacan ya da Şimşek’ten ve veya CHP’li Böke’den duyuyorsun.
Demek…
Batı üzere güçlü olmak istiyorsak rekabet gücümüz olmalı.
Eeee; “ne yapmamız gerekiyor?”
Yanıt 60 yıldır aşikâr; “emek gücü maliyetlerini aşağıya indireceksiniz.”
Yani… “Yine kemer sıkmanız gerekiyor!”
Yine bir düş ya da havuç demeliyim. Tuzak muhakkak; “tamam maaşınız, fiyatınız azalacak lakin varlıklı ülkeler düzeyine çıkacaksınız!”
Yahu…
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 40 ülkede araştırma yaptı:
“15-29 yaş kümesinde; çalışmayan, iş aramayan, okumayan, stajda ve askerde olmayan” beşerler oranında Türkiye açık farkla birinci!”
Tutturmuşlar; kişi başına 10 bin dolarımız varmış ve bunu artırmak için orta gelir tuzağına düşmemiz gerekiyormuş. (Dolarlı ulusal gelirdeki büyümeyi bir muvaffakiyetim göstergesi olarak kullanmanın yanlışlığına filan hiç girmeyelim.) Ne 10 bini?
OECD ülkeleri ortasında Türkiye; en güçlü yüzde 10 ile en fakir yüzde 10 ortasındaki uçurumla birincidir! Siz neden bahsediyorsunuz; Doğu’yu, Güneydoğu’yu İç Anadolu’yu ve Karadeniz’i yok mu sayıyorsunuz? Türkiye dört kentten mi ibaret?
Ve:
AKP’nin gerçek büyüme karnesi berbat; büyüme filan palavra…
Ama demek CHP bu “büyüme masalına” inanıyor!
Demek çok büyüdük ve orta gelir tuzağına düşmeyip daha da büyüyelim! Latife mı bu?
Ekonomi durağanlaştı; yeni bir kriz kapıda ve bu nedenle AKP; “Middle Income Trap” üzere kavramlara sığınıp baş bulandırmaya çalışıyor.
CHP bu oyuna nasıl gelip AKP ağzıyla konuşur?
Kamuoyunu “yeni acı reçeteye” ikna için IMF-Dünya Bankası’nın CHP’den ricası mı?
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin 5’inci gününde Millet İttifakı temsilcileri bir ortaya geliyor.
DEVA Partisi Genel Lideri Ali Babacan kongrede yaptığı konuşmada, “Orta gelir tuzağına” dikkat çekti. Babacan, “Maalesef orta gelir tuzağına düştük lakin bu tuzaktan çıkış mümkün. Tasaya mahal yok. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzağı kırıp atar” dedi.
Ali Babacan’ın açıklamalarından satır başları şöyle:
“Enflasyonu düşük ve öngörülebilir hale indirdiğinizde iktisat büyüyor. Şeffaflık ne kadar yükselirse, iktisat o kadar büyüyor. Şeffaflık azaldığında ülke yoksullaşıyor.
Hukuk ve eğitim olmazsa olmaz. 2013’te en son benim katıldığım İzmir İktisat Kongresinde bir konuşma yaptım dedim ki, eğitim ve hukukta gerekenleri yapmazsak orta gelir tuzağına düşeceğiz. Ve şu an Türkiye orta gelir tuzağında. Tasaya mahal yok. Bu tuzaktan nasıl çıkacağımızı biliyoruz. Ne kadar çok demokrasi o kadar iktisat, ne kadar eğitim o kadar iktisat, ne kadar adalet o kadar iktisat.
Bu ülkedeki sıkıntıların tahlili gerçek manada güçlü bir demokrasiden geçiyor.
Dünyada bütün güç denklemi değişmiş durumda. Türkiye üzere büyüyen güce muhtaçlığı olan bir ülkenin dünyayı yeterli takip etmesi gerekiyor.
Dünyada da gelir dağılımı bozuldu. Dünyada da varlıklı daha varlıklı, fakir daha fakir oldu. Liberal bir demokrasi gayreti devam ederken devletin rolünün ne olması gerektiği de tartışmalı.
Güzel ülkemiz için ne yapmalıyız. DEVA Partisini kurduğumuzda yarınlarla ilgili hazırlığımızdı. 6 altı parti olarak bir ortaya gelerek Ortak Mutabakat Metni’ni imzaladık tarihte öbür örneği yok. Bu tam bir Türkiye mutabakatı. Tam bir hazine var burada.
Maalesef orta gelir tuzağına düştük fakat bu tuzaktan çıkış mümkün. Kaygıya mahal yok. Doğruları yaptığımız sürece Türkiye bu tuzağı kırıp atar.
Ülkemizde de otokrat idareye karşı bir haysiyet gayreti var. Kurumların yok edildiği, kuralların tanınmadığı, hukuk devletinin ayaklar altına alındığı bir idareye karşı geniş mahallelerin ortak uğraşı var. Bizler, bu demokrasi feryadının sesiyiz.”
SONER YALÇIN’IN MAKYAJI SİLEN YAZISI
Babacan’ın “orta gelir tuzağı” diyerek yaptığı açıklamalar CHP Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili ekonomist Selin Sayek Böke’nin emsal çerçevedeki konuşmalarını anımsattı.
Sözcü gazetesi muharriri Soner Yalçın, “orta gelir tuzağı” (middle income trap) kavramının neoliberal bir kandırmaca olduğunu belirterek işçi sınıfların üzerine uygulanacak “kemer sıkma” siyasetlerinin önünü açtığını aktarmıştı.
Yalçın yazısında, “CHP’nin iktisat siyasetlerinden sorumlu genel lider yardımcısı Selin Sayek Böke, Antalya kampında, son günlerde AKP’lilerin, yandaşların lisanından düşürmediği ‘orta gelir tuzağı’ kavramı konusunda uzun bir brifing verdi. Demek umudun ismi; ‘Middle Income Trap’ idi… Sanıyorum tanıdığım kimi CHP’liler içlerinden şöyle demiştir: ‘Sayın Böke sanki kendini AKP kampında mı sanıyor?’ Boşuna ‘hoş geldin etekli Kemal Derviş’ demiyorum!” tabirlerini kullanmıştı.
Soner Yalçın, yazısının devamında bugün Ali Babacan’ın da vurgu yaptığı “orta gelir tuzağının” ne amaçladığını özetle şöyle anlatmıştı:
“Diyorlar ki:
“Sizin ekonominiz berbat değil, lakin düzgün de değil. Gelişmiş Batı ekonomileri üzere olmanız için size bir reçete gerekiyor! Yani yapısal ıslahatları hızlandırın!”
Aaaa…!
Deden bunu Adnan Menderes periyodunda duydu.
Baban bunu Turgut Özal periyodunda duydu.
Şimdi de sen AKP’li Babacan ya da Şimşek’ten ve veya CHP’li Böke’den duyuyorsun.
Demek…
Batı üzere güçlü olmak istiyorsak rekabet gücümüz olmalı.
Eeee; “ne yapmamız gerekiyor?”
Yanıt 60 yıldır aşikâr; “emek gücü maliyetlerini aşağıya indireceksiniz.”
Yani… “Yine kemer sıkmanız gerekiyor!”
Yine bir düş ya da havuç demeliyim. Tuzak muhakkak; “tamam maaşınız, fiyatınız azalacak lakin varlıklı ülkeler düzeyine çıkacaksınız!”
Yahu…
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), 40 ülkede araştırma yaptı:
“15-29 yaş kümesinde; çalışmayan, iş aramayan, okumayan, stajda ve askerde olmayan” beşerler oranında Türkiye açık farkla birinci!”
Tutturmuşlar; kişi başına 10 bin dolarımız varmış ve bunu artırmak için orta gelir tuzağına düşmemiz gerekiyormuş. (Dolarlı ulusal gelirdeki büyümeyi bir muvaffakiyetim göstergesi olarak kullanmanın yanlışlığına filan hiç girmeyelim.) Ne 10 bini?
OECD ülkeleri ortasında Türkiye; en güçlü yüzde 10 ile en fakir yüzde 10 ortasındaki uçurumla birincidir! Siz neden bahsediyorsunuz; Doğu’yu, Güneydoğu’yu İç Anadolu’yu ve Karadeniz’i yok mu sayıyorsunuz? Türkiye dört kentten mi ibaret?
Ve:
AKP’nin gerçek büyüme karnesi berbat; büyüme filan palavra…
Ama demek CHP bu “büyüme masalına” inanıyor!
Demek çok büyüdük ve orta gelir tuzağına düşmeyip daha da büyüyelim! Latife mı bu?
Ekonomi durağanlaştı; yeni bir kriz kapıda ve bu nedenle AKP; “Middle Income Trap” üzere kavramlara sığınıp baş bulandırmaya çalışıyor.
CHP bu oyuna nasıl gelip AKP ağzıyla konuşur?
Kamuoyunu “yeni acı reçeteye” ikna için IMF-Dünya Bankası’nın CHP’den ricası mı?