Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, İsrail’in Mavi Marmara gemisine düzenlediği hücumun 10’uncu yıl dönümünde toplumsal medya hesabından paylaşımda bulundu. Dr. Çam, “Bu katliamla devletimizin onuru incitilmiştir. Birkaç cepheden geliştirilmiş bir tuzağın içine yolcular ve devletimiz itilmiştir” dedi.
“GAZA GETİREN, DOLDURUŞLARA DİKKAT ETMELİ”
Bakan Yardımcısı Serdar Çam’ın şu satıları dikkat çekti:
“Aslında bilinen o meşhur kazan-kazan amacının bilakis herkes kaybet-kaybet yaşadı. (Filistin/İsrail de dahil olmak üzere aslında uzun vadede kimse bir şey kazanmadı). Türkiye Cumhuriyeti’nin pek çok sarmala girmesine yer oldu. Bizi o sivil hareketlere iten ülkelerin birden fazla İsrail’de faal kaldı
Özellikle çok uluslu, kelamda insan hakları/barış/özgürlük vb. telaffuzları olan, Batı’nın başşehirlerinde pişirilmiş, bol PR, toplumsal medya aktifliği olan bütün rüzgarlara temkinli ve kuşkuyla bakmak lazım. Bizim uygun niyetlerimizi kullanan, gaza getiren, dolduruşlara dikkat etmeli.
Duygusallıkla değil, akılla, diplomasi/siyasetin gerçekleriyle doğrular bulunacaktır. Bu bölgede kalıcı, adil ve sürdürülebilir barışı inşa edecek en kıymetli oyuncunun Türkiye olduğu hiç unutmamalı. Ortadoğu’nun son 100 yıllık acılarla dolu tarihini huzura kavuşturma duasıyla.”
“LÜTFEN, ÇOK RİCA EDİYORUM, ONLARI DAHA FAZLA İNCİTMEYİN!”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’a yakınlığıyla bilinen Star gazetesi müellifi Sibel Eraslan, Serdar Çam’ın tartışma yaratan kelamlarına ait açıklamada bulundu.
Sibel Eraslan, “MAVİ MARMARA, diplomasi yahut siyaset gayesiyle yola çıkmamıştı. Sivil, milletlerarası, bir güzellik hareketiydi. Siyasetçilerin ve bürokratların Mavi Marmara’yi değerlendirirken bu handikapı aşmaları gerekiyor” diyerek ikazda bulundu.
“Daha fazla incitmeyin” diyen Eraslan, şunları yazdı:
“MAVİ MARMARA benim arkadaşlarımın gemisiydi. Bülent, Demet, Gülden, Hakan, Cevdet, Ahmet… Şehitler gemisidir. Lütfen, çok rica ediyorum, Onları daha fazla incitmeyin!
MAVİ MARMARA’nın kozmik düzgünlük hareketi içindeki saygıdeğer yerini, resmi devlet siyasetlerinden farklı tutmaya ihtimam göstermek gerekir. Resmi olanla sivil olan her vakit uyuşmaz. Şehitlerimizin olduğu bir hadisede bürokratların müelliflerin daha ihtimamlı bir lisan kullanması gerekiyor.”
İşte o bildiriler: