İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Lideri Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yaptığı periyoda ait hakkında 27 başka soruşturma açılmasına ait yaptığı açıklamaya İçişleri Bakanlığından karşılık geldi.
İmamoğlu açıklamalarında, “Soruşturmaların ortasında, benim misyonda olmadığım 20 Mayıs 2019 tarihinde yapılan satın alma işiyle ilgili müsaade de var. Ayrıyeten uzman raporları da tarafıma iletilerek yanıtları istenmedi. Türel destekten mahrum olan bu soruşturmaları yürüten heyetin başındaki müfettişin iktidar partisinden milletvekili adayı olması zati her şeyi anlatıyor” demişti.
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı ise bu durumun tam aksisini savundu. Çataklı yaptığı açıklamada, “Sayın Ekrem İmamoğlu’nun vazifede olmadığı tarihte yapılan satın almalardan ötürü hakkında soruşturma müsaadesi verildiğine ait argüman hakikat değildir, sorumlu tutulduğu ve hukuka karşıtlık tespitiyle hakkında soruşturma müsaadesi verilen ödemelerin tamamı, ödemesi sonradan yapılsa da kendisinin vazifede olduğu periyoda aittir. Ödeme fiilen hangi tarihte gerçekleşirse gerçekleşsin adapsız uygulama, ilgilinin misyon müddetinde gerçekleşmiştir” dedi.
Açıklamanın devamı şöyle:
“Bir kamu görevlisinin misyonundan ayrılması halinde dahi misyonda iken aldığı karar, yaptığı iş ve hareketlerden sorumlu tutulması, bu sorumluluğun takibinden muaf tutulmasının ise fakat kabahat ve ceza vakit aşımı ile mümkün olduğu bilinen en temel hukuk prensiplerindendir. Soruşturma üzerine Bakanlığımızca verilen kararda bir hukuka terslik bulunmamaktadır. Kaldı ki soruşturma müsaadesi verilmesine ait karar, idari bir karar olup bu karara karşı Danıştay’a itiraz yolu açıktır.
Ayrıca söz öncesinde müfettişliğinden evrak incelemesi talebinde de bulunulmamıştır. Bulunmuş olması halinde bu isteğinin değerlendirileceği muhakkaktır. Bakanlığımız Mülkiye Teftiş Konseyinin yerleşik uygulamalarına nazaran, müfettişin halihazırda bulunduğu bir misyon mahalli ile ilgili olarak yeni bir teftiş, inceleme ve soruşturma yapılması gereksiniminin doğması durumunda, yeni bir müfettiş görevlendirmesi yapmak yerine, orada bulunan müfettişten bu işleri yapması istenmektedir. Bu sayede tıpkı anda birden çok müfettişin bir yerde bulunmasının yaratacağı olumsuz değerlendirmelerin önünün alınması amaçlanmaktadır.”
“İLGİLİLERİ TÜZEL SÜRECE HÜRMETE DAVET EDİYORUZ”
Çataklı, açıklamasında şunları paylaştı:
“Görevlendirilen Mülkiye Başmüfettişimiz, Bakanlığımıza intikal eden şikayetler üzerine verilen Özel Teftiş buyruğu tarihinde, Danıştay 1. Dairesinin 13/12/2018 tarihli ve E:2018/2252, K:2018/2281 sayılı kararı ile ilgili çalışmayı Beylikdüzü Belediyesinde yürütmekte olduğundan, aslında vazife mahallindeydi. Ve bu vazife de Mülkiye Teftiş Konseyinin mutat uygulamasının bir gereği olarak kendisine verildi. Buradan da bahse husus müfettişin özel olarak seçilip görevlendirilmediği açıktır. Kaldı ki; ilgili müfettişimiz son derece ehil bir bakanlık bürokratı (denetim elemanı) olup siyasi tercihlerini, yaptığı soruşturmalardan başka tutacak kadar hukuka saygılıdır. Uzun memuriyet geçmişinde hakkında bu istikamette tek bir ima dahi kelam konusu olmamıştır. Ayrıyeten; Mülkiye Teftiş Heyetinde kelam konusu Sayın Belediye Liderinin mensup olduğu parti belediyelerinde, Bakanlığımızın müsaadesiyle genel müdür ve genel sekreter vazifelerinde bulunup hatta seçimlerde aday olan ve konseye tekrar dönen, her birinin de hukuka uygun olarak vazife yaptığına inandığımız birtakım arkadaşlarımız bulunduğu üzere diğer partilerden aday olup konseye dönmüş, hala misyonuna devam eden de bulunmaktadır.”
Kendisinin de Mülkiye Teftiş Heyeti kökenli bir Bakan Yardımcısı olarak bulunulan iddiayı bühtan olarak gördüğünü ve reddettiğini belirten Çataklı, şu sözleri kullandı:
“Köklü bir tarihe sahip olan ve bugüne kadar çok değerli misyonlar ifa etmiş olan Mülkiye Teftiş Heyetimizin bütün mensupları da bunu kendilerine yapılmış bir iftira olarak görmektedir. Kelam konusu soruşturma misyonu kapsamında yapılan iş ve süreçler büsbütün hukuka uygun olarak yerine getirilmiş olup her türlü yargı kontrolüne de açıktır. İlgilileri medya üzerinden algı oluşturmak yerine hukuksal sürece hürmete davet ediyoruz. Kanun karşısında bu alanda kimse dokunulmaz değildir. Medya üzerinden yapılan ithamlar misyonun hassasiyetini değiştiremeyecek, akamete uğratamayacak, Mülkiye Teftiş Heyeti bugüne kadar olduğu üzere bundan sonra da kanunların verdiği vazifelerin gereğini hassasiyetle yerine getirmeye devam edecektir.”