“Covid-19’u biyolojik taarruz konseptinde ele alıp KBRN Protokolü’nü devreye sokmalıyız. Bunu yapacak uzmanların belgeleri Kozmik Oda’ya girildikten sonra imha edildi” Dr. Hikmet Çıra bu türlü diyor.
Dr. Hikmet Çıra, Ankara Büyükşehir Belediye Lideri Mansur Yavaş’ın, korona salgını sonrası kurduğu Kriz Merkezi’nin Sıhhat Koordinatörü olarak vazife yapıyor. Fransa’daki Pastör Enstitüsü’nde biyoloji, mikroorganizmalar, hastalıklar ve aşılar hakkında araştırma ve geliştirme faaliyetlerine katıldı.
İçişleri Bakanlığı Arama Kurtarma Birliği Birinci Yardım Kısım Kumandanı olarak misyon yaptı. KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer Dekontaminasyon) konusunda eğitim alan ve Türkiye’nin birinci KBRN solüsyonlarını üreten bir tabip.
BİYOLOJİK SALDIRI
Dr. Çıra, Covid-19’un biyolojik bir taarruz olarak kıymetlendirilmesi gerektiğini ve KBRN Protokolü’nün derhal devreye sokulmasını öneriyor. Hayat alışkanlıklarının, çalışma kaidelerinin ve önlemlerin bir daha salgın öncesi üzere olamayacağını belirtiyor.
KOZMİK ODADAKİ EVRAKLAR YAKILDI
Dr. Çıra şunları söylüyor:
“KBRN’nin uygulanmasında askeri ve sivil olarak iki ayak bulunur. Askeri ayağını Genelkurmay, sivil ayağını bugün AFAD yürütüyor. Ancak AFAD, salgının üzerinden 5 ay geçmesine karşın rastgele bir güncellemeye gitmiş değil. Hala 11 Eylül sonrasının şarbon ve kuşkulu paket konseptine nazaran hareket ediyor. AFAD’ın internet sitesine girince bunu görebilirsiniz. Neden? Zira Kozmik Oda operasyonuyla birlikte Sivil Savunma Genel Müdürlüğü’ne bağlı ‘Avcı Birlikleri’ kapatıldı ve evrakları yakıldı. O günlerde ‘Avcı Birlikleri’yle darbe yapılacağı sav ediliyordu.”
UZMANLAR “GÜVENLİKÇİ” YAPILDI
“Sivil savunma uyumundaki seferberlik, Genel Müdürlük kapanınca işlerliğini kaybetti. Sivil işbirliği ve uyumu sağlamayı amaçlayan bu teşkilatların kapatılması, toplumsal davranış idaresini başıboş bıraktı. Artık sala ve ezanla bunu sağlayabileceğini düşünen bir zihniyetle karşı karşıyayız” diyor, Dr. Çıra.
KBRN konusunda askeri üniteler askeri tesisler ve çalışanın güvenliği ile ilgilenirken, toplumsal uyum Sivil Savunma Genel Müdürlüğü tarafından yürütülmekteydi. Sivil savunma çalışanları acil durumlarda uyumu ve operasyonları yönetecek halde yetiştirilmişlerdi.
Dr.Çıra’nın çarpıcı tezi şöyle:
“AFAD’ın kuruluşu ile birlikte bu çalışanlar ya emekliye sevk edildi ya da güvenlik vazifelisi takımına sürülerek devletin hafızası ve birikimi imha edildi.”
SADECE SIHHAT BAKANLIĞI YETMEZ
Karşımızda bu kadar derin bir sorun dururken devlet kurumları hazırlıksız yakalandı. Bahis viral bir sorun olduğu için muhatap yalnızca Sıhhat Bakanlığı olmamalı. Devletin tüm kurum ve kuruluşları ile belediyelerin topyekûn uğraşı koşul.
Dr. Çıra’ya nazaran bunu 4 etapta ele almak gerekiyor:
“I. Bu taarruza karşı askeri tedbirlerin alınması. Yani virüsün giriş kanalları, virüsün muhtemel terör olaylarında kullanılabilme riski, ülke içerisinde oluşabilecek kaos ve kalkışmalara karşı tedbir ve hareket planlarının hazırlanması;
1. Sivil savunma ayağında halk sıhhatinin korunması yani ‘koruyucu toplum sağlığı’ hizmetleri ile toplumun sevk ve yönetim edilmesi;
2. Hastaların tedavi edilmesi;
3. Virüs tedavisi için gerekli çalışma ve ARGE’nin yapılabilmesi için Üniversite-Sağlık Bakanlığı işbirliğinin geliştirilmesi.
YENİ OLAĞAN NORMAL OLMAYACAK
Bu cins pandemilerle veyahut biyolojik taarruzlarla her an karşı karşıya kalabileceğimiz bir periyoda girdiğimizi tabir eden Dr. Çıra, “Yaşam alışkanlıkları, çalışma kaideleri ve önlemler bir daha salgın öncesi üzere olmayacak” diyor ve şöyle devam ediyor:
“Toplum sıhhatini müdafaa yetisi, halka süratli ulaşması ve toplu taşıma, paklık, esnaf kontrolü, etraf uygulamaları üzere hizmetler verdiği için belediyeler bünyesinde standardizasyon oluşturulmalı. Salgın idaresini koordineli hale geçirmek için Sivil Savunma Genel Müdürlüğü vaktindeki birikimin, AFAD’ın mevcut çalışmalarına eklemesi kaçınılmaz. Yoksa çok daha ağır bedeller ödeyebiliriz.”
‘KOZMİK ODA’ OLAYI NEYDİ
26. Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ devrinde, Ankara’daki Özel Harp Dairesi’ne (ÖHD) bağlı ‘Kozmik Oda’, Bülent Arınç’a suikast planı argümanıyla arandı. Türkiye, günlerce bu olaya kilitlendi…
Olası bir savaş durumunda neler yapılacak? Ülkenin bâtın cephanelikleri nereye saklanacak? Devlet büyükleri, işadamları nasıl ve nerede korunacak? Bu ve gibisi soruların karşılığının gizlendiği yer “Kozmik Oda.”
19 Aralık 2009 cumartesi akşamı başlayan süreçte ana başlıklar şöyleydi:
Albay Erkan Y. B. ile Binbaşı İbrahim G., Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın meskeninin etrafında kuşkulu davranışları nedeniyle yakalandı. Bir subayın Arınç’ın konut adresinin yazıldığı belirtilen bir kağıdı yutmaya çalıştığı tez edildi. İki subay Merkez Komutanlığı’na götürüldü.
Başbakan Erdoğan, “vahim bir olay” değerlendirmesi yaptı. Cumhurbaşkanı Gül, mevzunun devletin tepesinde uzun uzun konuşulduğunu söyledi.
Genelkurmay Başkanlığı ise iki subayın bilgi sızdıran bir askeri işçisi takip ettiği bilgisini verdi.
ARAMA KARARINI VEREN FETÖ’CÜ ÇIKTI
ÖHD’ye bağlı Seferberlik Tetkik Kurulu’nun Ankara Bölge Başkanlığı’nda Kozmik Oda aramaları başlatıldı. Soruşturma ve aramaları, 11. Ağır Ceza Mahkemesi Hakimi Kadir Kayan ve özel yetkili savcı Şemsettin Özcan, Savcı Mustafa Bilgili yaptı. Daha evvel Fethullah Gülen’le ilgili verilen beraat kararında Kayan’ın da da imzası bulunuyordu. Her üçünün de FETÖ’cü olduğu sonradan anlaşıldı. Kayan, yurt dışına kaçtı. Kozmik Odaya giren FETÖ’cü savcılar ise 25 Nisan 2019 günü 17-14-12 yıl üzere ağır cezalar aldılar…
25 Aralık 2009 günü Kadir Kayan, “Kozmik büro”nun aranması kararı verdi. Aramayla ilgili daha sonra Orgeneral Başbuğ, “Hayır deseydim güç girerlerdi. Aramaya mani olursak yanlış anlaşılır. Bir şey saklamıyoruz, kapıları açın” diye buyruk verdiğini açıkladı.
Şimdi firarda olan Polis eğitim uzmanı Doç. Dr. Emre Uslu, Kozmik Oda aramasıyla ilgili, “Derin devlet hakkında çok şey ortaya çıktı. Derin devleti en çok sarsan şey kozmik odaya girilmesiydi. Kozmik odaya girilmesi çok şeyi değiştirdi. Birinci olarak orada savcının açıklamasına nazaran 20 adet belge ayrıldı ve bunlarda cürüm ögesi olduğu tabir edildi. Hukuksal süreç şimdi başlamadı” diyordu.
Kozmik odadaki aramanın sona ermesinin akabinde Genelkurmay İsimli Müşaviri Hıfzı Çubuklu, aramalarda cürüm ögesine rastlanmadığını açıkladı. Çubuklu sonradan Ergenekon sanığı yapılarak tutuklandı.
KOZMİK ODA’YI ERDOĞAN AÇTI
Bülent Arınç, Kozmik Oda’nın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla açıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “akıl hocası”, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Şurası Üyesi Bülent Arınç’ın, Anadolu Ajansı eski Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün Youtube kanalına verdiği röportajın üçüncü kısmı 4 Kasım 2019 günü yayınlandı. Röportajın birinci kısmında Kanun Kararında Kararnameler için “bir faciadır” diyen Bülent Arınç, ikinci kısımda ise FETÖ yargılamalarını çok sert bir lisanla eleştirmişti.
Röportajın üçüncü kısmında Arınç, Kozmik Oda’nın açılması olayını ile AKP’ye yakın medyanın kendisini amaç almasını eleştirdi.
Bülent Arınç, Kozmik Oda’nın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla açıldığını söyledi. Arınç, eski Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’un da bu tarafta açıklamalar yaparak kendisini doğruladığını söyledi.
Sözcü’den Hürmet Öztürk, 2009 yılında ‘Kozmik Oda’ya nasıl girildiğine dair bir yazı kaleme aldı. Olayın ayrıntılarını anlatan Öztürk, “Kozmik odanın açılması buyruğunu veren Arınç değil, devrin Başbakanıdır. İşin gerçeği motamot böyle” dedi.
Kozmik Oda’yı Genelkurmay Lideri İlker Başbuğ’a baskı-telkin ve tavsiye yaparak periyodun en yetkili iki ismi Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın açtırdıkları bugün artık sır değil.
Başbuğ Kozmik Oda’yı Gül’ün ‘Bizim savcılarımıza güvenmiyor musunuz?’ sorusu üzerine açtırdığını anlatmıştı. Gül’ün güvendiği o FETÖ’cü savcılar artık ağır mahpusa mahkum edildiler.
Hikmet Çiçek