Odatv Genel Yayın Direktörü Barış Pehlivan’a, cezaevinde uygulanan darp manzaraları Türkiye’nin gündemine oturdu.
Barış Pehlivan ve avukatlarının mevzuyla ilgili cürüm duyurusunun akabinde başlatılan soruşturmada, savcılık “darp olmadığını” ileri sürerek kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Hükümete yakın medya, Pehlivan ve avukatları “yalancılıkla” suçlayarak savcılığın kararını manşetlerine taşımıştı. Odatv’nin yayınladığı cezaevinde darp imgeleri ise yandaş medyanın palavrasını ve iddianamenin çöküşünü ortaya çıkardı.
Barış Pehlivan’ın darp edildiği imgeler toplumsal medyada paylaşılırken, Sözcü muharriri Aytunç Erkin mevzuyu köşesine taşıdı. Erkin, “’Ben devletim’ diyen gardiyanın sol yumruğu” başlıklı yazısında, FETÖ’nün Ergenekon kumpasında uyguladığı düşman hukukunu hatırlatıp, “Fetullahçıların, PKK’lıların, Silivri’ye atıldığı için sevindiği yurtsever gazeteciye bu yapılan kimi güçlendiriyor” sorusunu yöneltti.
İşte Aytunç Erkin’in o yazısı:
“Tarih 21 Eylül 2014…
Genelkurmay eski Lideri İlker Başbuğ, Antalya’da şöyle dedi: ‘Türk Silahlı Kuvvetleri işçisine düşman hukuku uygulandı, kendi ülkesinde sizlerin ismine Türk milleti ismine yargılama yaptığını argüman eden mahkemeler tarafından düşman hukuku uygulandı. İnanın bir gün kendi ülkemizde bize karşı düşman hukukuna benzeri bir uygulamanın yaşatılabileceği aklımızın ucundan geçmezdi, hayal etmek bile mümkün değildi lakin yaşananlar bir noktada düşman hukukudur. Nedir düşman hukuku; düşman tespit edeceksiniz; düşman, diyemediler o vakit; ne dediler, terörist, dediler.’
SOL ELİYLE SIRTINA YUMRUK ATTI
OdaTv Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan’ın Silivri Cezaevi’nde bir gardiyan tarafından darp edildiği dün ortaya çıktı. Kamera kayıtlarında Pehlivan’ı darp eden gardiyanın, Pehlivan’ı Silivri Cezaevi’ne getiren kolluk görevlilerini cezaevinden çıkardıktan sonra odaya girdiği görülüyor. Odada, sandalyede oturan Pehlivan’ın gerisinden yaklaşan gardiyan sol eliyle Pehlivan’ın sırtına vuruyor ve eğilerek ve diklenerek 1-2 saniye Pehlivan’a bir şeyler söylüyor.
Türkiye Cumhuriyeti’nin hapishanede nizamı korumakla görevlendirdiği gardiyan ‘düşman‘ gördüğü bir gazeteciye vurma hakkını nasıl kendinde buluyor?
Ergenekon devrindeki gibi ‘ben devletim’ diyen gardiyanlar güç zehirlenmesi mi yaşıyor? Fetullahçıların, PKK’lıların, Silivri’ye atıldığı için sevindiği yurtsever gazeteciye bu yapılan kimi güçlendiriyor?
DEZENFORMASYON…
Dezenformasyon… Yanlış yahut doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi.
Soruşturma evrakını biliyorsunuz: Libya’da şehit düşen MİT mensubunun cenaze merasimini ifşa etmek vs… Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu, Yeniçağ müellifi Murat Ağırel, Hülya Kılınç’ın da ortalarında bulunduğu tutuklu gazetecilerle ilgili hazırlanan iddianamede bu darp olayı iddianameye farklı yansımıştı. İddianamede mevzuyla ilgili şu satırlar yer almıştı: ‘Şüpheli Barış Pehlivan’ın tutuklu olarak bulunduğu Silivri Cezaevi’nde 6 Mart 2020 tarihinde darp edildiğine ait 7 Mart 2020 tarihinde gerçek dışı haberler yapılmıştır.’
Savcılık darp olayını ‘dezenformasyon faaliyeti’ olarak nitelendirmişti!
Adalet Bakanı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, bu imgelerle ilgili ne düşünüyor?
OdaTv Genel Yayın Direktörü Barış Pehlivan 6 Mart 2020’de tutuklanmıştı.
NOYAN VE O GARDİYAN…
Barış Pehlivan’ı da Barış Terkoğlu’nu da yakından tanırım… Karıncayı incitemezler, kibardırlar… Hatta gereğinden fazla!
Kimseye hakaret ettiklerine hiç şahit olmadım!
Şimdi… Barış Pehlivan’ın avukatlarının şikayeti üzerine Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nca açılan soruşturmaya uzanalım. Pehlivan, soruşturmada verdiği sözde yaşadıklarını şöyle anlatmıştı: ‘Mahkum kabul ve kayıt süreçlerim yapılıp cezaevine getiren kolluk kuvvetleri ayrıldıktan sonra bir infaz muhafaza memuru bana hitaben aşağılayıcı usulde ve bağırarak konuşmaya başladı. Memurun tutumlarını sürdürmesi üzerine kendisine irtibatı kurmak amaçlı ve kibarca uyarmama karşın bana ‘sen kimsin’ dedi. Kendisine tekrar kibarca ‘Ben Barış Pehlivan’ım, gazeteciyim, 37 yaşındayım, sizinle uygun bir lisanda irtibat kuruyorum, siz kimsiniz’ diye sordum. Bana hitaben ‘ben devletim’ dedi. Bu diyalogdan sonra kayıt kabul süreçleri devam ederken ben kamera manzaralarında gözükeceği şekilde sırtım infaz muhafaza memuruna dönük halde otururken infaz muhafaza memuru ben fark etmeden ardımdan gelip sırtımın sol tarafına iki kere avucunun içi ile vurdu.’
İşte… Sevda Noyan, Fatih Tezcan gibi… ‘Ben devletim’ diyen memur!”