CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Yeniçağ TV’nin canlı yayınında yaptığı açıklamada Libya’da şehit olan MİT mensubu ile ilgili yapılan haber ve paylaşımlar nedeniyle cezaevinde tutuklu olan Odatv Genel Yayın Direktörü Barış Pehlivan, Odatv Sorumlu Haber Müdürü Barış Terkoğlu ve Yeniçağ gazetesi muharriri Murat Ağırel ile ilgili konuştu.
Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’nun sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, AKP iktidarının gazetecilere yönelik olarak FETÖ taktiklerini kullanarak sindirmeye çalıştığını belirterek, Türkiye’nin yarı açık cezaevine döndüğünü söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının satır başları şöyle:
“Gazetecilerin örgütlerinin bize aktardığı şu: Gazeteci kalemini satmaz. Gazeteci, kalemini kiralamaz. Gazeteci, yazamıyorsa kalemini kırar. Milletin sesi, gözü kulağı gazetecidir. Yanlışı müellif, yanlışı ne için yaptığı sorgular. Bir siyasal iktidarın başarılı bir hizmet sunması esasen vazifesidir. Fakat yolsuzluklara göz yumuyorsa bu haberdir.
“SERİK’TE 500 BİN LİRA RÜŞVETİ KİM ALDI”
Antalya Serik’te 500 bin lira rüşveti kim aldı? Belediye lideri çıktı. 2 Bakan var orda, Vali var, MHP Milletvekili, AKP Milletvekili var orda. Başka belediye liderleri var, MHP ve AKP’nin vilayet ve ilçe liderleri var. Hepsinin yüzlerine bakarak, dönüp de Turizm Bakanı’na ‘Eğer bununla ilgili bir şey yapmadıysanız hepinize yazıklar olsun size’ diyor, İçişleri Bakanı’na sesleniyor. İçişleri Bakanı’ndan ses çıkıyor mu? Hayır. Saray sosyetesinden ses çıkıyor mu? Hayır.
“DOĞRU HABER YAZDIKLARI İÇİN BARIŞLAR VE AĞIREL HAPİSTE”
Ama yolsuzlukları yazdı diye Murat Ağırel mahpusta. Gerçek haber yazdı diye Barışlar içerde. Baktığımız vakit gazetecilere, yanlışsız habere tahammül edemiyorlar. FETÖ devrinde de olmuştu benzeri olaylar, tıpkı taktikleri kullanıyorlar. Baskı altına alıp susturmak istiyorlar. Türkiye şu anda yarı açık cezaevi pozisyonunda. Bir kapalı cezaevi var, bir yarı açık cezaevi var. Onlar kapalı cezaevindeler, ancak Türkiye’de vatandaşlar yarı açık ceza evindeler. Ne yaparlarsa yapsınlar hiçbir vakit umutsuz olmadım. Bu ülkeye gerçek manada demokrasiyi, medya özgürlüğünü getirmek bizim boynumuzun borcudur. Millet İttifakı’nın yapacağı en değerli şeylerden biri de medya özgürlüğünü sağlamaktır.”
İşte o kelamlar: