Aydınlık gazetesi müellifi Oktay Yıldırım, bugünkü köşesinde Odatv’nin kapatılmasını ve Barışların cezaevinde tutulmasını eleştirdi. Yıldırım yazısında, “Vicdanım buna sessiz kalmama müsaade vermiyor” ifadelerini kullandı.
Köşesinde Soner Yalçın ve Barış Pehlivan ile birlikte FETÖ kumpası nedeniyle mahpus tutulurken çekilmiş bir fotoğrafını da paylaşan Yıldırım, “Yanlıştır kardeşim, vicdanımızı kapatabilirsek, Oda TV’nin kapanmasını da onaylarız, vicdanımızı susturabilirsek, Barışların, hapsedilmesini de onaylarız, fakat ben vicdanımı kapatamam…” ifadelerini kullandı.
Oktay Yıldırım’ın paylaştığı fotoğraf ve yazısı şöyle:
Silivri mahpusunda ben, Soner Yalçın ve Barış Pehlivan gazete okurken poz verdik fotoğrafçıya. O fotoğrafta benim önümde Aydınlık, Soner Yalçın’ın elinde Sözcü, Barış Pehlivan’ın elinde de Birgün gazetesi var. Bir cins siyasi görüş beyanı üzere de sayılabilir.
Siyasi fikirlerimiz farklıydı lakin bu benim Oda Tv’de yazmama mani değildi. Zira neredeyse bütün yöneticileri hapisteydi. Siteyi ayakta tutabilmek için harikulâde uğraş harcıyorduk, vakit zaman öbür isimlerle ya da isimsiz yazdığım bile oluyordu. Aramızdaki bakış farkı vakit zaman birtakım bahislerde başka düşmemize sebep olsa da bunları konuşabiliyor, birbirimizi eleştirebiliyorduk.
Hapisten çıktıktan sonra da irtibatımız daima devam etti, lisana kolay iki yıl tıpkı hücrede kaldık, arbede arkadaşlığı yaptık, unutulur mu?
Ben Vatan Partisi Gn. Bşk. Yrd ve Basın Ofisi Lideri iken yaptığımız görüşmelerde de olaylara bakış farklılıklarımız oluyordu, yarın da olabilir; hem yazarak hem de telefonla konuşarak karşılıklı tenkitlerimiz de oluyordu, yarın da olabilir. Zira benim bir vicdanım ve siyasi görüşüm var. O görüş ışığında ancak vicdan terazisinde oluşturduğum bir Türkiye ve dünya tasavvurum var. Tıpkı Barışlar üzere, tıpkı pek çok insan gibi…
Şimdi ise Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu iki aydan fazladır tutuklu, üstelik farklı koğuşlarda, yalnız ve tam tecrit durumundalar. Münasebet hepimizin bildiği o haber yüzünden MİT kanununa muhalefet. Savcılık tek suçlamaya, iki farklı husustan 19 yıl istiyor, ayrıyeten Oda Tv de kapatıldı…
Vicdanım buna sessiz kalmama müsaade vermiyor. Barış Pehlivan’ı ve Barış Terkoğlu’nu tanıyorum, yargılamadan kaçacak adamlar değillerdir. Şayet haklarında bir suçlama varsa gelir yargılanırlar, bugüne kadar kaçmadılar. Kanıtları karartmaları esasen mümkün değil, zira haber yapılmış, suçlamaya bahis aksiyon bitmiş. O halde neden tutuklular? Bu yargılama hangi vazgeçilemez nedenden ötürü tutuksuz yapılmıyor?
Türkiye’de tutuklu yargılama hakimin vicdani kanaatine bağlı, bazen çok daha ağır suçlamalara muhatap olanların tutuksuz yargılanabildiğini biliyoruz. Sonra, Oda Tv neden kapalı? Siyasi fikirlerimiz başka olabilir, birtakım haber ve yazılarını beğenmiyor olabiliriz, oldu; bunları eleştiririz, eleştirdik; kabul etmediğimiz argümanları olunca karşılık yazarız, yazdık; kızarız, kızdık; hatta direkt gazetemi ve partimi gaye alan çok yanlış ve gayeli yayınlar da yaptılar. Onlara da reaksiyon gösterdik lakin kapatmak nedir, nedendir?
Biz hapisteyken FETÖ ile el ele yayın yapan, artık de neredeyse gün çok Atatürk’e, cumhuriyete ve Türkiye’nin ulusal bedellerine lisan uzatan, söven müellifler, gazeteler, TV’ler var, onların konuşma ve sövme özgürlükleri var. Ama… Oda TV kapansın o denli mi?
Yanlıştır kardeşim, vicdanımızı kapatabilirsek, Oda TV’nin kapanmasını da onaylarız, vicdanımızı susturabilirsek, Barışların, hapsedilmesini de onaylarız, fakat ben vicdanımı kapatamam… ‘’Saray savaşı’’ saçmalığına karşı vatan savaşını konuştuğum Barış Pehlivan dahil pek çok bireye karşı savunurken de birebir vicdana dayanıyordum, ‘’darbe tiyatrosu’’ palavrasını mahkûm ederken de tıpkı vicdana dayanıyordum, CHP-HDP işbirliğini ispatlarla ifşa ederken de birebir vicdana dayanıyordum, Oda TV’deki kimi haberleri hem köşemde hem de şahsen arayarak eleştirdiğimde de tıpkı vicdana dayanıyordum. Bugün de birebir vicdana dayanıyorum…