68’ jenerasyonunun çeşitli gençlik örgütlerinin bildirilerinde ve hareket çizgisinde Atatürkçülüğün ve ihtilallerin savunusunun öne çıktığı görülüyor.
Örneğin İstanbul Türkiye Devrimci Gençlik Federasyonu (Dev-Genç) Bölge Yürütme Konseyi, Ulusal Egemenlik Bayramı hasebiyle, 23 Nisan 1970’te şu bildiriyi yayımlıyor:
“Yeraltı ve yerüstü servetlerini Amerika’ya peşkeş çekmiş, Mustafa Kemal’in tam bağımsızlık prensibini emperyalist çizmeleriyle ezmiş ve ihanetlerini belgelemiş iktidarlara karşı, emekçisiyle, köylüsüyle, Kemalist ordusuyla ve devrimci gençliğiyle artık ‘dur’ demenin vakti gelmiştir.”
EN BEĞENİLEN LİDER
Ant mecmuasının İstanbul Üniversitesi Merkez Binası’nda 150 öğrenciyle 1967 yılında yaptığı ve 31 Ekim 1967 günü yayımladığı bir anketin bilgileri çarpıcıdır.
Gençlerin beğendikleri önderler sırayla şöyledir: Atatürk, De Gaulle, Che Guevera, Mao Zedung, Kennedy, Nasır, Castro, İnönü, Lenin, Lumumba, HoŞiMinh, Mehmet Ali Aybar, Alparslan Türkeş ve Gandi.
NEOLİBERALİZM, TÜRK DEVRİMİ’NE NEDEN SALDIRIYOR
Daha evvel Odatv’de tanıtmıştık. İstanbul Üniversitesi Atatürk Unsurları ve İnkılap Tarihi Enstitüsü çalışanı Dr. Ali Şahin, “Solun Büyük Yol Ayrımı Kemalizm, Atatürk, Türk Devrimi” (Kaynak Yayınları Kasım 2019) isimli kitabında bu sorunun cevabını arıyordu.
Kitapta Odatv’nin 19 Nisan 2013 tarihli “Hüseyin İnan, Atatürk’e Hakaret Edeni Nasıl Dövmeye Kalktı” başlıklı haberi de anımsatılıyordu.
Sosyalist solda, Türk İhtilali ve Kemalizm’e karşı olumsuz ve önyargılı yaklaşımların iki askeri darbe sonrasında 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980sonrası ağırlaşması kuşkusuz tesadüf değildir. 1980 sonrasında ideolojik olarak sosyalist sola hükümran olan sivil toplumculuk, neo-solculuk ve neoliberalizmin tesirleri üzere olguların birinci çekirdeği 12 Mart ve 12 Eylül ortasında olgunlaşmıştır.
O MECLİS, BU MECLİS’E BENZEMİYOR!
Allah aşkına! Şu Meclis’e bakar mısınız? Bu Meclis’in 100 yıl evvel kurulan Meclis’le ne ilgisi var?
Frig, Galat, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı periyotlarını yaşamış bir kent Ankara. Birinci Meclis bu kentte kuruldu. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın deyişiyle Ankara, “Uzun tarihi şaşırtan terkipleri ile doludur.” Ankara’nın yıldızı, başşehir olduktan sonra parlar.
“Ankara hükûmet merkezidir ve ebediyen hükûmet merkezi kalacaktır” der, Mustafa Kemal Atatürk.
İlk beş yasama devrine (1920- 1939) bakalım. Meclis’te çok sayıda aydın, sanatçı, gazeteci görüyoruz. Ve Meclis, bir daha ne yazık ki bu türlü olmayacaktır. Şu isimlere bakar mısınız?
Ruşen Eşref Ünaydın, Mehmet Âkif Ersoy, Sâmih Rıfat Yalnızgil, Falih Rıfkı Atay, Ziya Gökalp, Hamdullah Suphi Tanrıöver, Ebubekir HâzımTepeyran, Mehmet Emin Yurdakul, Yahya Kemal Beyatlı, Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Fazıl Ahmet Aykaç, Halil Nihat Boztepe, Abdülhak Hamid Tarhan, Ahmet Rasim Arık, İbrahim AlâaddinGövsa, Celal Sahir Erozan, Aka Gündüz, Memduh Şevket Esendal, Yusuf Akçura, Veled Çelebi İzbudak, Ali Canip Usul, Ahmet İhsan Tokgöz, Hüseyin Cahit Yalçın, Hasan Âli Yücel, Hüseyin Rahmi Gürpınar, Mehmet Fuat Köprülü, Yunus Nadi Abalıoğlu, Celal Nuri İleri, Hakkı Tarık Us, Mehmet Asım Us.
“ÇOK PARTİLİ SİSTEM”
1946’dan sonra çok partili sisteme geçişten sonra aydın çoğunluklu Meclis geleneğinin azaldığı lakin sürdüğü görülüyor.
1946- 50 yılları ortasında 40 şair ve müellif milletvekili olarak misyon yapıyor:
Falih Rıfkı Atay (CHP), Hıfzı Oğuz Bekata (CHP). Memduh Şevket Esendal (CHP), Behçet Kemal Çağlar (CHP), Kemalettin KamîKamû (CHP). Hamdullah Suphi Tanrıöver (CHP), Hüseyin Cahit Yalçın (CHP). İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Yusuf Ziya Ortaç (CHP), Orhan Seyfi Orhon (CHP), Ethem İzzet Benice (CHP), Suut Kemal Ehil (CHP), Faruk Nafiz Çamlıbel (DP), Fuat Köprülü (DP).
İpek Yolu’nun tarihe karışmasından sonra, Anadolu’nun ortasında, kendi bahtına terk edilmiş bir bozkır kasabasından çıkmadı üstteki şairler, edebiyatçılar. Onlar Kemalist İhtilal’in, 100 yıl evvel açılan Meclis’in çocuklarıdır. Şimdiki Meclis’te onlar gibilerini bulamayacaksınız!
Hikmet Çiçek