Türkiye Barolar Birliği (TBB) Lideri Metin Feyzioğlu, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’ın tutuklanma münasebetlerine karşı çıktı. Feyzioğlu, “Çok yanlış bir durumdur bu. İzahı yoktur. Ben izah edemem bunu” açıklamasını yaptı.
Sosyal medya hesabından yaptığı canlı yayında tutuklu gazetecilerin durumuna da değinen TBB Lideri Feyzioğlu, “Haber yapmak, tenkitte bulunmak, sövme, hakaret yoksa gazetecinin misyonudur. Gazetecilik kabahat değildir. Gerçek manaya gazetecilik örgüt propagandası yapmıyorsunuz, gazetecilik kisvesinin ardına sığınıp halkı kışkırtmıyorsunuz, tenkit ve haber verme hakkınızı kullanıyorsunuz. Hasebiyle bu şahısların ceza indirimine de gereksinimleri yoktur. Muhtaçlığı olan adil yargılamadır” sözlerini kullandı.
TBB Lideri devamında ise şöyle konuştu:
“Şimdi 4 tane isim vereceğim size. Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Murat Ağırel, Hülya Kılınç. Bu 4 kişinin şu anda tutuklu olmalarının sebebi, sır niteliğini Meclis kürsüsünde bir sayın milletvekilinin yaptığı açıklama ile sır niteliğini büsbütün, kesinkes yitirmiş bir şehit MİT mensubumuzun cenazesine ait haber yapmış olmalarıdır. Sır demek yalnızca aşikâr şahısların, az sayıda kişinin bilme yetkisine sahip şahısların bildiği, onun dışındakilerin bilmemesi gereken bilgilerdir. MİT Kanunu kapsamındaki sırlar, devlet sırları. Amma bu sır konusu bilgi, sırra ait kanunla korunan bilgi kamuoyuna biri tarafından açıklandığında, Meclis kürsüsünden canlı yayında ilan edildiğinde sır olma özelliği biter. Sır olmaktan çıkar. Zira herkes öğrenmiştir. Hukuk mantıktır. Hukuk matematiktir. Hukuk kuralları mantık, matematik bilgisiyle yorumlanır.
“BU BİREYLERLE İLGİLİ TUTUKLAMA KARARI BİR GÖZDAĞIDIR”
Bu 4 kişi aslında sır olma özelliği Meclis kürsüsünden ortadan kaldırılmış bir bahiste haber yaptılar. Haberi de ben okudum, inceledim. Soyadları saklı, yerler kapalı. Meclis’te yapılan açıklamalara karşın onlar tekrar bunları gizlemişler. Bu şahısların adil bir yargılama sonunda mahkûm olmaları ihtimali yok. Adil yargılama varsa bu şahıslar mahkûm olmaz. O halde bu bireylerle ilgili tutuklama kararı bir gözdağıdır bana nazaran. Bir peşin cezadır ve Türk hukukunun şu anda göğsünü gererek karşılık verebileceği bir konu değildir. Çok yanlış bir durumdur bu. İzahı yoktur. Ben izah edemem bunu. Kendime izah edemem. Kendime izah edemiyorum, dünyaya izah edeyim. Türkiye’de gazeteciler içeride, gazetecilere sansür var, baskı var, niyet tutsaktır, gazeteciler tutsaktır diyenlerin eline, ağzına altın tepsiyle gereç vermektir. FETÖ’ye, PKK’ya, eli kanlı DHKP/C’ye materyal vermektir. Çok büyük bir haksızlık vardır.”
İşte o konuşma: