Odatv Genel Yayın Direktörü Barış Pehlivan, Odatv Haber Müdürü ve Cumhuriyet gazetesi muharriri Barış Terkoğlu ile gazeteci Hülya Kılınç, daha evvel UYGUN Parti Milletvekili Ümit Özdağ tarafından açıklanan MİT mensubu şehidimizin cenaze merasimine ait yayımlanan haber gerekçesiyle tutuklandı.
Odatv, şehit MİT mensubunun kimliğini ifşa etmedi.
Odatv haberinden bir hafta evvel, TBMM’de basın toplantısında; şehidimizin adı-soyadı, misyonu, nasıl şehit olduğu açıkça söylendi, yazıldı.
Buna karşın, algı operasyonu yürütüldü.
Gazeteciler de bugünkü yazılarında meslektaşlarının tutuklanmalarına köşelerinde itiraz etti.
TUTUKLAMALAR ANAYASA VE HUKUK DIŞI
Birgün gazetesi muharriri İbrahim Kaboğlu, bugünkü “Hızlı idare; hedef mı, araç mı” başlıklı yazısında Odatv operasyonunu kıymetlendirdi. Kaboğlu, “Yargıda; S. Demirtaş’tan O. Kavala’ya uzanan kararlar dizisi ötesinde, B. Terkoğlu, B. Pehlivan, H. Kılınç, M. Ağırel, A. Keser, F. Çelik ile devam eden son hafta uygulamaları, yargı mensuplarının açık yahut örtülü biçimde yürütme güdümünde karar alıyor yahut bilakis karar almaktan kaçınıyor olmalarının sonucu; hepsi, Anayasa ve hukuk dışı…” değerlendirmesinde bulundu.
TUTUKSUZ YARGILAMA OLMAZ MIYDI
Sözcü müellifi Rahmi Turan da, bugünkü yazısında Odatv tutuklamalarına değindi. Turan, “Evet, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Aydın Keser, Ferhat Çelik tutuksuz yargılanamazlar mıydı” diye sordu.
Rahmi Turan, şunları yazdı:
“Tutuklamak kaide mıydı? Libya’da şehit olan MİT mensubuna ait haberler nedeniyle 6 gazetecinin tutuklanmasını, basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına indirilmiş bir darbe olarak niteliyorum. Yargılanmasınlar demiyorum! Yargılansınlar fakat tutuklu yargılamak koşul mıdır? Evet, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel, Barış Pehlivan, Hülya Kılınç, Aydın Keser, Ferhat Çelik tutuksuz yargılanamazlar mıydı? Kaçma ihtimalleri yok, kanıtları karartma ihtimalleri yok, yerleri-yurtlarıadresleri belli… Neden tutukladınız sayın yetkililer? Maddelerde tutuklanma istisnaidir. Sanıklar tutuklanmadan da yargılanabilirler. Basın özgürlüğüne alışılmamış bu durum gazetecilere gözdağı verilmek istendiğini gösteriyor ve Türkiye’nin demokratik ülkelerdeki prestijini zedeliyor! Yazık!”
“BARIŞLARI HÜR BIRAKIN”
Cumhuriyet müellifi Bedri Baykam ise, bugünkü köşesinde, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın özgür bırakılması daveti yaptı. Baykam, “OdaTV’den tutuklanan Terkoğlu, Pehlivan, Hülya Kılınç ve Yeniçağ gazetesinden Murat Ağırel derhal özgür kalmalıdır. Tutuklanma münasebetlerinin, artık herkesin bildiği üzere elle tutulur bir yanı yoktur, zira ortada artık o saatte ifşa edilen bir sır esasen kalmamıştır. Tutukladığınız gençler, Uğur Mumcu araştırmacı gazetecilik mirasının yeni işçileridir, izcileridir” diye belirtti.
Bedri Baykam, bahisle ilgili olarak şunları yazdı:
“Barışlar’ı özgür bırakın!
Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan başta olmak üzere bütün tutuklu basın mensuplarını bırakın! Bu tutumlarınızla, baskı, şiddet ve sansürle halkın nefretini kazanmaktan öbür bir şey elde edemezsiniz! Şiddet uygulayamadığınız gün, boşa mı geçmiş oluyor? Terkoğlu’nun tutuklandıktan sonra kaleme aldığı satırları, ülkemizde basın ve söz özgürlüğü arayışlarının kitabında altın harflerle yerini çoktan almıştır. Cumhuriyet’te yazamadığım “malum” 2.5 yıllık süreçte özgürce ve gururla yazdığım OdaTV, demokrasi gayretimizin temel taşlarından biridir. OdaTV’den tutuklanan Terkoğlu, Pehlivan, Hülya Kılınç ve Yeniçağ gazetesinden Murat Ağırel derhal özgür kalmalıdır. Tutuklanma münasebetlerinin, artık herkesin bildiği üzere elle tutulur bir yanı yoktur, zira ortada artık o saatte ifşa edilen bir sır esasen kalmamıştır. Tutukladığınız gençler, Uğur Mumcu araştırmacı gazetecilik mirasının yeni işçileridir, izcileridir!”
TUTUKLAMALAR FOS
Cumhuriyet müellifi Yazgülü Aldoğan da, gazetecilerin hür bırakılması çağırısında bulundu. Aldoğan’ın “Tıpkı Barış’ların, Murat’ın, öbür gazetecilerin ‘bilineni ifşa etme’ gerekçesinin fos olması gibi” diyerek yaptığı davet şöyle:
“Onları bırakın!
Ya cezaevindekiler? En büyük risk kümesi da onlar! 8 kişilik koğuşta hiçbir hijyen kuralı olmadan 25 kişi tıkılmış yaşamak zorunda olanlar. Bir de haksız yere tutuluyorlarsa? Osman Kavala’nın avukatı, son gelen casusluktan tutuklama kararı üzerine “Devlet kendine öbür meşgale bulsun” diye isyan etti! Osman Kavala’nın tutuklu olmasının tek nedeni en doruktakinin o denli istemesidir! Tıpkı Barış’ların, Murat’ın, öbür gazetecilerin “bilineni ifşa etme” münasebetinin fos olması üzere. O askeri öğrencilerin, erlerin 4 yıldır tutuklu olması üzere. Kimi durumlarda bir günah keçisi gerekiyor: Gezi’yi Osman finanse etti, darbe teşebbüsünü öğrenciler yaptı, cenazesi Facebook’ta paylaşılan MİT mensubunu gazeteciler deşifre etti, bu liste bu türlü uzar sarfiyat. Kin ve nefretleri azaldığı vakit işaret gelir, özgür kalırlar! Mahkeme liderleri, ya onu tutuklayacağım, ya beni tutuklayacaklar ikilemi içinde.”